Hakan Yılmaz, "Derviş" başlıklı bir yazı yazdı. İşte o yazı...

Alemde Bir Adem, Adem’de Bir Alem…

Elif Şafak “Firarperest” romanında parça ile bütün arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor: “Katrede, derya saklıdır. Bireyde, bütün saklıdır. Zerrede, kainat saklıdır. Damlada, yağmur saklıdır.” Parçanın içinde bütün, bütünde ise parça vardır. İnsan evrenin bir parçasıdır. Aynı zamanda insan evreni içinde taşır. Bu bakış açısı evren ile doğa ile insanın uyumunu gösterir. Bütünlükçü bir dünya ve insan görüşüdür. Parçalamaktan değil bütünleştirmekten, birleştirmekten yanadır. Evrenin uyumunu, ahengini insanın içinde arar, bulur.

Oruç Aruoba “Yakın” eserinde bu durumu şöyle yorumluyor: Bütünlüklü şeyler ile bütünlüksüz şeyleri birleştirmelisin, birleşmeye yönelmiş olan ile ayrılmaya yönelmiş olanı, uyumlu olan ile uyumsuz olanı; her şeyden tek-bir çıkar, tek-birden de her şey. Tanrı kişinin yüreğinin içindedir. Tanrı ile bir olmak (en el Hak) düşüncesi de buraya bağlanabilir.” Nikos Kazancakis “Zorba” romanında Hüseyin Ağa’nın ağzından bunu ne de güzel anlatıyor: Ermiş bir adamdı Hüseyin Ağa. Dinle oğlum, Tanrı'yı yedi kat gök ve yedi kat yer almaz; ama insanın kalbi alır, onun için aklını başına topla Aleksi, hiçbir zaman insan yüreğini yaralama.” Tanrı insanın içindedir, gönlünde, yüreğindedir. Halil Cibran da bir çiy tanesinde görür tüm okyanusu.... “Bir damla suda bütün okyanusların sırrı saklıdır, sizin tek bir özelliğiniz de var oluşunuzun içinde.”

Filibeli Ahmed Hilmi’nin “A’mak-ı Hayal” eserinde yolculuk, hakikat arayışını temsil eder... “Kaf, efsanelerde dünyayı çevreleyen dağ olarak yer alır, bu sembolik olarak kainatın ötesini, maverayı (öteki evren, görülen evrenin ötesi), metafizik alemi ifade eder. Allah’ın isimlerinin tecelli ettiği bütün kainat Kaf; Allah’ın bütün isimlerinin toplu olarak tecelli ettiği insan da Anka’dır...” Büyük alemle küçük alem, Kaf ve Anka olarak ifade edilir. Kalp marifet, ruh mahabbat, sır temaşa mahallidir.... (Marifet: bilme, tanıma, ikrar; mahabbat: muhabbet, sevgi; sır: öz, sır ruhun ruhudur). “İkilik birlik içindir. Bak iki göz bir görüyor... Ruh ve bedeni bir olarak gör. Mana: Birin iki, ikinin de bir olmasıdır.”   

Özün Özü, Muhyiddin-Arabi

Kainat İçinde Kainat; insan

Sen kendini sandın bir parça, küçük;

Halbuki sende alem var, en büyük.

İnsan içinde, gönlünde kainatı barındırır. Bunu ancak gönül gözü ile görebilir. Evrendeki her şeye kendinden bir parça gibi, incelikle, güzellikle ve sevgiyle bakar, öyle yaklaşır. Yaratılanı sever, Yaradan’dan ötürü. Özü sevgi ve hoşgörüdür. Ve dünyayı, evreni bir bütün olarak kucaklar.

Şah İsmail, Afyon’da yaşayan bir Mevlevi Dervişi. Şunu söylüyor:

“İnsan sevdikleriyle beraberdir.”