Hakan Yılmaz, "Kompleks Yorgunluğu" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

Komplekslerimiz. Aşağılık durumumuz ve üstünlük taslar hallerimiz. Kendimizi başkalarına ispat etmek için yırtınmalarımız. Gösterme ve görünme merakımız, bunun için yanıp tutuşmalarımız. Ortaya çıkan ise yetersizlik, değersizlik ya da üstünlük kurmak, sahip olmak ve güç göstermek. Tüm bunların ortasında kalışlarımız, çırpınışlarımız, nefes alamayışlarımız. Ve üzerimizde güvensizlik, sevgisizlik, kaygı, yorgunluk, bitkinlik, usanma, parçalanma. Her yerde anlamsız uğultuların, görüntülerin ve seslerin çaresizliği. Komplekslerimizin altında eziliyoruz, yorgun düşüyoruz.  

En zoru kendini kanıtlamak. Bunun için bütün bir yaşamımız heba olup gidiyor. Bu topraklarda çocuk ana babasına, eşler birbirine, öğrenci öğretmenine, işçi patronuna, halk ise devletine kendini ispat etmek zorunda. Onun için yaşamak mecburiyetinde. Bu uğurda heder olup gidiyoruz. 

Sürekli kıyaslama, karşılaştırma hallerimiz. Olduğu gibi kabul edememe, dönüştürmeye, değiştirmeye çalışmalarımız. Hayatlarımız, bir başkasının gölgesinde yaşadığımız hayatlara dönüşüyor. Ve kendimiz olamıyoruz.    

Günümüzde kendini ispat etmek için sürekli bir teşhir etme durumu söz konusu. Gösterme arzusu ve görme açlığı içindeyiz. Her şeyi gösterme ve ispatlama derdindeyiz. Kendimizin kanıtı adeta bir başkasının olurunu almak. Başkalarına göstermedikçe kendimize bir türlü inanamıyoruz. Bir tür gösteri, gösteriş düşkünlüğü bu. Bunun bedeli ise duyarsızlaşma. Tekrar ve alışma, kanıksama, şekilcilikten kurtulamama. Komplekslerimizin giderek daha da artması. Birbirini ezmek, yok saymak, üstünlük ve güç kurmaya çalışmak. Bir duruşumuzun, tavrımızın kalmaması. En önemlisi de kendimiz olamayışımız.

Dünyamız kocaman bir vitrine dönüşmüş durumda. Ve bizler ne yazık ki bu vitrinde göründüğümüz kadar var olabiliyoruz. Kimliğimiz beğenilme üzerine kurgulanıyor. Eylemlerimiz ve sonuçları beğenilerle ölçülüyor.  

Kendimizi teşhir etmeye son hızla devam ediyoruz. Bu durum komplekslerimizi azdırıyor, bizi de yiyip bitiriyor.