Afyon Postası'ndan Kudret Kuş, "Afyon'daki 'dolmuş lobisi'" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

Geçtiğimiz günlerde ‘Belediye Meclisi’nde gördüklerim, görmek istediklerim’ başlıklı yazı kaleme almıştım. O yazıma gelen bir mesaj üzerine bugün sizlerle bu yazımı paylaşmak istiyorum. Gelen mesajda Afyon’daki dolmuş sorununu dile getirmem yer alıyordu. Tesadüf ki geçtiğimiz günlerde başıma bir hadise geldi, onu sizinle paylaşarak yazıma başlamak istiyorum.

BEN SADE BİR VATANDAŞIM, PEKİ YA SİZ KİMSİNİZ?

Okurumuzun mesajını aldığım sabah benden kaynaklı trafikte ufak bir tartışma yaşandı. Tam o sırada bir dolmuş şoförü geldi, üzerime yürüdü. Hatta bununla kalmayıp dolmuşuna bindiğinde dolmuşunu üzerime sürdü. Bana “Sen kimsin?” diye bir soru yöneltmişti dolmuşçu ağabeyimiz. Ben; sabahtan işine giden, akşamda evine dönen sade bir vatandaşım. Peki ya siz kimsiniz? Kısaca anlatayım.

Ayakta yolcu taşır, insanlara kaba davranır ve o insanları dolmuşun içerisinde balık istifi yapmaya çalışırsınız. Trafik ışıklarında elleriniz kornada bekler ve sarı yanar yanmaz kornaya basarsınız. Durak harici kafanıza göre yolcu alır ve yine aldığınız yolcuları yine kuralsız bir şekilde kafanıza göre bir yerde indirirsiniz. Müşteri kapmak için insanların can güvenliğini tehlikeye atıp gaza basarsınız, bunun tam aksine insanların acelesinin olduğu zamanlar “Henüz dakikam dolmadı o yüzden yavaş gidiyorum” gibi sözlerle kaplumbağa misali gidersiniz. Yaşlılara ve özellikle çocuklu kadınlara nezaket göstermezsiniz, kırmızı ışıkta geçer, trafikte insanlarla kavga eder bazı zamanlar da darp edersiniz. Direksiyon başında telefonla konuşur, insanların hayatını tehlikeye atarsınız. İlerde “İnecek var mı?” diye sorarsınız, inecek olmazsa girmeniz gereken yere girmez, orada bekleyeni mağdur edersiniz. Kafanıza göre bir yerde durup marketten alışveriş yapar, hatta aracın içerisinde sigara bile içersiniz. Duraklarda kornaya basar, gürültü kirliliğine sebep olursunuz. Sizi de bu şekilde tanımış olduk.

İSTANBUL’DA TAKSİ, AFYON’DA DOLMUŞ

Beni bilen bilir, ben bu şehirde ihtiyacım olmadığı, zorda kalmadığım sürece dolmuşa binmem. Hatta bu şehirdeki dolmuşları “Dolmuş lobisi” olarak adlandırırım. İstanbul’da ne kadar taksi sorunu varsa Afyon’da da bir o kadar dolmuş sorunu var. Çarşıda, pazarda nerede olursa olsun görüştüğüm kim varsa benimle aynı fikirdedir. Peki bu sorun neden yıllardır çözülemedi? Neden hala bugün biz bunları konuşuyoruz? Çünkü herhangi bir denetim yapılmıyor maalesef. Ehliyetini alan direksiyon başına geçiyor. Bugün kapsamlı bir denetim olsa bence çoğu şoför psikoteknikten kalır diye düşünüyorum. Eminim hatırlayanınız vardır, bundan yıllar önce sıkı denetimler olurdu. Trafik polisleri her kavşakta denetim yapardı ve dolmuş şoförleri kurallara riayet ederdi. Bırakın hız sınırını aşmayı, ayakta yolcu bile alamazlardı. Cezaların caydırıcı olmaması da bu sorunların sebebidir belki ama bu iş böyle gitmez.

TRAFİK SORUNU YOK, ‘DOLMUŞ LOBİSİ’ VAR

Aslında bu şehirde trafik sorunu yok, ‘dolmuş lobisi’ var. Ben üniversiteyi Kocaeli’de okuduğum zamanlar bir tane dolmuş görmedim. Çünkü bütün hatlar belediyeye bağlı ve denetimliydiler. Her araçta kamera vardı ve şoförleri birtakım eğitimlerden geçiyorlardı. Durakta yolcu alıp, durakta indiriyorlardı. Her şey belediyeye bağlıydı ve sürekli denetim yapılıyordu. Ben bir vatandaş olarak Afyon’da da bunun yapılmasını istiyorum haklı olarak. Konuştuğum, görüştüğüm kişiler dolmuşun çilesini çekmek yerine kendi araçlarıyla gidecekleri yere gidiyorlar haklı olarak. Haliyle trafik de kaçınılmaz oluyor. 

LÜTFEN DENETİM YAPIN, DENETİMLERİ ARTIRIN

Afyon’da geçmiş dönemlerde özel halk otobüsleri ile dolmuşlar arasında çok gerilim olmuştu, çok da canlar yanmıştı ne yazık ki. O zamanlar sıkı denetimler vardı. Peki şimdi o denetimler neden yok? İlla canların yanması mı gerekiyor denetlemek için. Buradan yetkili mercilere sesleniyorum. Lütfen denetim yapın, denetimleri artırın. Çünkü toplu taşımayı senin, benim, hepimizin çocukları kullanıyor. Bu konuda bu şehirdeki herkesin elini taşına koyması gerektiğini düşünüyorum.

TEK DERDİ EKMEĞİ OLAN EMEKÇİLERE BİN SELAM OLSUN

Buraya kadar aslında madalyonun öteki yüzünü yazdım. İşini hakkıyla yapan, tek derdi ekmek davası olan yüzlerce şoför ağabeyimiz var; sabahtan akşam kadar direksiyon sallayıp evine helal rızık götürmeye çalışan Süleyman Amca, sırtında çantasıyla dolmuşa binen öğrenciye yer ayıran Ahmet Abi, bebek arabasıyla dolmuşa binene yardımcı olan Recep kardeşim, kısaca dolmuş sektöründe işini hakkıyla yapan emekçilere selam olsun. Her ne kadar sürçülisan ettikse affola.