Şehriban Koluaçık, "Propaganda" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

    Sevgili Okuyucular,

Son günlerde yaşanan siyasi tartışmaları, hem sosyal medyadan hem de televizyon kanallarından izliyor ve dinliyorum. Açıklık getirmek istediğim birkaç husus olduğu için özellikle bu yazıyı kaleme almak istedim. Daha önceki köşemde siyasi reklamların nasıl olması gerektiğine dair köşemde yazmıştım.

Bugün geldiğimiz noktada fark ettim ki; reklam ve propagandayı birbirine karıştıran bir sürü siyasi var. Aşağıda belirteceğim hususları okuduğunuzda benim yorumuma gerek kalmadan kimler nerede ve nasıl propaganda yapıyor anlamış olacaksınız.

Neydi Propaganda? Bizim inançlarımızı, tutum ve davranışlarımızı yönlendirmek amacı ile bilinçli olarak seçilen bilgi, belge ve savlarla belli teknikleri kullanarak yayma çalışmaları yani kitleleri ikna etme tekniği olarak da söyleyebiliriz.

Siyasi propaganda, siyasi rekabetin oluşumundan bu yana var oldu ve var olmaya devam edecek. İlk siyasi propaganda biliyorsunuz ki; “Fransız İhtilali” sırasında çıktı ve halk belli bir düşünceyi yaymak amacı ile propaganda yapmaya başladı. Yaşam biçimlerinden memnun olmayan halk; şehirlere taşınıp kitleler halinde gazete, el ilanları, afişler, radyo, fotoğraf, sinema ve televizyon gibi birçok reklam unsurunu kullanarak geniş kitlelere ulaşmayı başardı.

Siyasi reklamların ve propagandanın ne olduğunu az çok anladık, o zaman gelelim propaganda türlerine. Siyasiler ve partiler hangi propaganda türlerini kullanıyor buyurun birlikte bakalım.


1. Beyaz Propaganda; en açık şekilde yapılan propagandadır ve doğruluğa önem verir. Şeffaf olduğu kadar yalan kullanılırsa güveni geri teper. Doğru ve açık propaganda her zaman olduğu gibi kitlelerde güven uyandırır.

2. Gri Propaganda; tam net olmayan, biraz bulanık olarak tabir ettiğimiz propaganda şeklidir. Doğruluğunu kanıtlayamazsınız. Yalan ve iftira olduğu da kesin olarak bilinmez çünkü kaynağı belli değildir. Genelde rivayetler üzerinden yürür. Psikolojik bir savaş kazanmak istiyorsanız vur kaç taktiği ile gri propagandaya başvurabilirsiniz.


3. Kara Propaganda; adından da anlaşılacağı gibi en kapalı olan propaganda şeklidir. Kim tarafından yapıldığı bellidir ancak kendini gizler. Yalan, iftira, çarpıtma, entrika, uydurma gibi hileli yollara başvurularak yapılır. Var olmayan bir şeyi var olmuş gibi gösterir ve seçmeninin de buna inanmasını sağlar.

 

4. Silahlı Propaganda; adından da anlaşıldığı gibi silahla yapılan propaganda türüdür. Halkı ve devleti bıktırmayı amaçlayarak korkuyu, yılgınlığı, sindirmeyi ve öldürmeyi yöntem olarak seçerler.  Genelde terör örgütleri kullanır ve yok sayıldıkları için varoluşlarını silahlı yoldan sağlamaya çalışırlar.


5. Karma Propaganda; bazı grupların çıkarları örtüştüğü zaman her türlü propaganda şekline başvurarak açık, kapalı, bulanık, silahlı olarak top yekûn harekete geçerler. Günümüzde çok yaygın olarak kullanılır.

Yukarıda tüm bu propaganda türlerini anlatmışken; benim yorumuma gerek duymadan hangi siyasi partinin hangi propaganda türünü seçmiş olduğu yorumunu tamamı ile sizlere bırakıyorum.

Özellikle son günlerde ülkemizde yaşadığımız tüm süreçleri gözlemlemeye çalışıyorum ki bu hiç de zor olmuyor. Siyasi liderler birbirlerine saldırırken, seçmen kitlesi de “patrondan çok patroncu” olarak kendi içlerinde kara propaganda yapmaya devam ediyor. Kazanmak için bence siyasette her yol mübah değildir.

Geniş bir kitleyi hedefleri doğrultusunda ikna etme çalışmalarını ve tek yanlı olarak bakmalarını da anlamaya çalışıyorum. Gerçeklerin üstünü örtmeye çalışmak ve yalandan kaçınmamak da propagandanın bir parçası olarak kullanılabilir.

Siyasetin temelinde olan bir grup ile aynı ideolojik çatı altında buluşmayı reddediyorum. Özellikle insanların “temel değerlerini” yok edecek kadar körleştirilmiş olmalarını, açık tehdit ve zorbalıkla organize kötülüğün sınırlarını zorlamalarını da anlayamıyorum.

Toplum olarak tek tip olmaktan çıkıp, farklılıkları kabul etmeyi öğrendiğimizde ve bizim gibi düşünmeyen insanlara saygı duymaya başladığımızda Cumhuriyet’in bize vermiş olduğu temel değerlere sahip çıkarak Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de dediği gibi “aklı hür, vicdanı hür ve irfanı hür” nesiller yetişmeye devam edecek.

Hep baharı düşünerek sevgi ile kalın.