Başak Nakilcioğlu yazdı...

“Resim sanatında konu- Minyatür” konuma ara verip şehirle ilgili estetik bir yaklaşımdan bahsedeceğim bu hafta. Yaklaşık iki yıl önce Estetik ve Mimari Estetik ile ilgili bir yazı yazmışım. Yazımda her zamanki gibi dolaylı yoldan, estetik üzerinden konuyu mimari estetiğe ve belediyelerde mimari estetik komisyonu olduğuna ve görevlerine getirmiştim. İki yıl önceki yazımın ilgili kısmını olduğu gibi paylaşıyorum:

“Mimari estetik komisyonu, şehrin yöresel mimarisine ilişkin tespitleri yapan, meydan, yol, kaldırım, tabela, kent mobilyaları ve benzeri düzenlemelerdeki usullere ilişkin öneriler getiren, yapıların ve onaylı mimari projelerinin özgün fikir ifade edip etmediğine, umumi binaların fonksiyonu ve özelliği gereği farklılık arz edip etmediğine karar veren kurullardır. Belediyelerin bünyesinde bulunmaktadırlar.

Mimari Estetik Komisyonlarının görevleri arasında:

*Kendisine sunulan mimarlık projelerini özellikle cephe, çatı renk ve malzemeleri ile estetik yönünden inceleyerek bunların yapılması için uygunluk görüşü vermek.

*Örnek ve güzel bina cepheleri, caddeler, meydanlar ve anayollar elde etmek için kentsel tasarıma dayalı olarak ilke kararları almak gibi maddeler bulunmakta.

Estetiğin en başta “güzellikle ilgili olan, güzel olan bir şey görüldüğünde hissedilen” gibi tanımlandığını düşünürsek, yaşamın her alanında güzeli, güzel olanı arayışı ifade ettiğini görebiliriz.  Estetik, tıpkı tanımı gibi, sanattan yemeğe, mimariye ve şehrin estetiğine kadar, hayatlarımızda oldukça geniş bir alanı kapsamakta. Görece kısa yaşamlarımızda insan olmanın, gelişmenin zarif, pekiştirilebilir kavramlarından biri. Yaşamlarınızdan eksik olmaması dileğiyle”

Bu yazımda lafı bu kadar dolandırmadan bir Afyonlu olarak, Afyon’un en çok okunan yerel gazetesi olan Afyon Postası’ndan üzüntümü ifade edeceğim. Tabi önce sorularımı sorayım:

·       Afyon Belediyesi’nde mimari estetik komisyonu var mı?

·       Varsa bu komisyon çalışıyor mu?

·       Şehrin tümünü ilgilendiren, beton refüjler yol ortalarına yerleştirilirken bu karar komisyon kararı mıydı? Tek bir kişinin üstün estetik zevkinin sonucu mu? Eski halini hatırlarsınız; şehirdeki yolların ortasında küçük taşların üstünde ferforjeler vardı ve o hali güzel, zarif ve yeterliydi.

Birkaç vatandaşı çevirip, çiçek dikilen refüjlerin şehre, şehir içi yollara yakışıp yakışmadığını sorsanız çoğunluk yakışmadığını söyler diye düşünüyorum. Halkımızın estetik zevkleri, karar alanlardan daha güçlü oluyor çünkü. 

·       Yapılmakta olan Kütüphaneyi tasarlarken hiç mi etrafındaki binalara bakılmadı?  Büyüklüğü hadi neyse ama o kaba dış cephesi nasıl göz kanatan bir estetik zevkin ürünü anlamak mümkün değil. Hiçbir şey bilinmiyorsa bir Afyon Lisesi binasına, restorasyonu süren eski İttihat ve Terakki binası şimdiki Evlendirme Dairesine, daha da olmadı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Uzun Çarşı binalarına bakılsaydı keşke. 

WhatsApp Image 2023-08-29 at 08.47.52

Hele yeni yapılan kütüphanenin o dış cephe rengi ??? Hiçbir aşamasında bir denetim, şehrin mimari dokusuna bir uygunluk aranmadı mı? Aranmamış belli ki, peki neden aranmadı? Bu konularda kimsenin “Ben öyle uygun gördüm” deme lüksünün olmadığını belirteyim ama bunlar oluyor. Bir de bakıyorsunuz, şehrin tam ortasında görmezden gelemeyeceğimiz derecede büyük ve zevksiz, şehrin mimari dokusuyla uygunluğunu geçtim,  yeni binalarla bile uyumlanamayan  görgüsüzlük ve zevksizlik abideleri beliriyor.  Afyon çok güzel, bakımlı, kimlikli küçük bir Anadolu şehri olabilecekken, imkan sahiplerinin birden büyüme isteğinin binalarla, çarpık yol düzenlemeleriyle yansıtıldığı, yapay ve çarpık büyüyen bir şehir haline geliyor. Bu türlü büyümeye şehir kimliksiz büyüyor diyemiyorum, düzenleyicilerin, yapanların para ve güç isteğini yansıtan bir kimlikle büyüyor. Hep şöyle düşünüyorum; sabahtan akşama kadar çalıştığım şehrimde dolaşmaya çıktığımda, çarpık ve yapıcılarının egolarını yansıtan binalarla, yol düzenlemeleriyle kuşatıldığımı farkediyorum. Üstelik bunlar bizim vergilerimizle yapılmış.

Ara Güler’in 1972, 1983 ve 1992 yıllarında Afyon’a geldiğini ve bu gelişlerinden birinde fotoğraf çekerken “Afyon mimari dokusunu, kimliğini korumuş nadir  Anadolu şehirlerinden biri” dediğini biliyor muydunuz? Şurası çok açık ki artık Afyon, Ara Güler’in bu tesbitinden çok ama çok uzak!

Görece kısa yaşamlarımızda insan olmanın, gelişmenin zarif, pekiştirilebilir kavramlarından biri olan estetiğin yaşamlarınızdan eksik olmamasını can’ı gönülden diliyorum. 

Sanatla kalın, iyi ki sanat var