Renkler, ahh renkler. Söylerken bile bir canlılık kaplıyor içimi.  Sarısından kırmızısına, yeşilinden mavisine tümünü kucaklamak istiyorum tıpkı bir gökkuşağı gibi. 

İnsan psikolojisinde çok büyük öneme sahip olan renkler, hayatımızın her alanına etki ediyor. Marka yönetiminde de çok büyük bir öneme sahip olan renklerin anlamlarını bilmeniz, kurumsallaşma yolunda giden firmaların önlerine büyük bir ışık tutacağını düşünüyorum. 

Özelikle marka oluştururken; logosu, imajı, konumlandırması, tutundurması gibi birçok etkeni bir arada düşünüp bütün olarak ele almalıyız. Vereceğiniz hizmete göre kurumsal kimliğinizi yansıtacak renkler, markanızı iyi anlatmalı ve sizi temsil eden renkler olmalı. 

Kurumsal markalara baktığınızda birçoğunun kendine özel bir renk ile anıldığını ve hafızalarımıza bu renklerle kazındığını duymuşsunuzdur. Teknosa turuncusu, Starbucks yeşili, CocaCola kırmızısı, Facebook mavisi gibi birçok marka bu renkleri yalnızca hoşlarına gittiği ya da kişisel zevkleri olduğu için tercih etmediler. Kullandıkları her rengin bir anlamı ve enerjisi vardı. 

BMV maviyi ve beyazı tercih etti çünkü; mavi gökyüzünü temsil ederken, beyaz ise uçak pervanelerini temsil ediyordu.  Google mavi, yeşil, kırmızı ve sarı olan ana renklerin tümünü tercih etti çünkü; herkese hitap edip, kucaklayıcı olmak zorundaydı. 

Şimdi size kısaca renklerden ve insan psikolojisi üzerinde uyandırdığı duygu durumlarından bahsedeyim. 

Kırmızı: Alev kızılı kırmızı. Dikkatleri üstüne çekmek ve heyecan uyandırmak isteyenler için vazgeçilmez ana renklerden birisi. Genellikle kırmızı; kampanyaları ön plana çıkarıp, iştah açma özelliği ile sıcak satışı güçlendiriyor. Savaşı, korkuyu, heyecanı, erotizmi ve gücü çağrıştırırken siyah, beyaz ve gri ile birlikte kullanıldığında ortaya muhteşem tasarımların çıkmasına yardımcı oluyor. Teknoloji, otomotiv ve tarım sektörleri özellikle kırmızıyı kullanıyor. 

Mavi: Gökyüzünün tutkusu olan mavi psikolojik olarak sakinliği betimlerken, tansiyonu düşürüp, kan akışını yavaşlatıyor. Tazelik, serinlik, hijyen duygusunu ön plana çıkarırken, memnuniyet verici ve rahatlatıcı bir etkiye sahip. Fiziksel anlamda sakinlik, sessizlik, memnuniyet ve pasifliği simgeliyor.  Enerji, finans, havayolu, teknoloji, sağlık ve yine tarım sektörleri maviyi kullanıyor. 

Yeşil: Doğanın rengi olan yeşil (hatta doğanın ta kendisi); bolluk, bereket, sakinliğin yanında İslam âleminin dinsel bir sembolü. Güveni temsil eden yeşil, sükûneti de içine alıp, yaratıcılığı körüklüyor. Enerji, finans, yemek, ev eşyası ve teknoloji sektörleri yeşili kullanıyor. 

Sarı: Dikkat çekici, neşe verici, uyarıcı ve geçiciliğin simgesi olan sarı aynı zamanda çekiciliği, gençliği ve canlılığı da ifade ediyor. Bu yüzden uyarı ışıklarında sarı tercih ediliyor. Taksiler ve araba kiralama şirketlerinin de logoları sarı renkte. Güneşin rengi olan sarı insanlarda sıcaklık hissi uyandırıyor.  Enerji, yemek, ev eşyası ve ulaşım sektörleri sarıyı kullanıyor.  

Siyah: Ne asil bir renk değil mi? Lüksü, tutkuyu ve gücü temsil ederken, Japonya’da ise toplumların çoğunda ölümün, hırsın ve kötülüğün sembolü olarak görülüyor. Işığı yok edip, konsantrasyonu en fazla sağlayan ve tüm renkleri soğutan fiziksel bir yapıya sahip. Tüm bunların yanında siyah tutkuyu ve gücü temsil ederken, fonda kullanılırsa da karamsarlık hissi veriyor. Tekstil, teknoloji ve otomotiv sektörleri siyahı kullanıyor. 

Beyaz: Temizliği, saflığı, doğruluğu, güveni temsil eder beyaz ve istikrar ile devamlılığı simgeleyen bir renktir. Tarafsızlığı ve aynı zamanda ölen insanların temiz bir ruhsal yolculuk yaptığını belirtmek için de kullanılıyor. İş görüşmelerinde beyaz giyinmek yavaş ama kalıcı olduğu anlamı taşıdığı için oldukça tercih edilen bir renk. Giyim ve sağlık sektörleri özelikle beyazı kullanıyor. 

Gri: Nötr bir renk olan gri, zıtlıklar arasında orta noktayı bulmayı ifade ediyor. Özellikle rahatlığı tercih eden insanların oldukça sevdiği bir renk. Hareketsizliği, yavaşlığı ve ciddiyeti temsil ediyor. Gözün en rahat ayırdığı renk olarak bilinen gri, yaratıcılığı öldürdüğü düşünülüyor. Teknoloji ve eğitim gibi markalar ana renklerle birlikte yan renk olarak griyi kullanıyor.

Pembe: Rahatlatıcı etkiye sahip olan pembe sevecenlik, neşe, şirinlik, mutluluk, canlılık ve sevgiyi temsil ediyor. Yeniliği, özellikle duygusal anlamda temizliği vurgularken aynı zamanda koşulsuz sevgiyi, şefkati ve beslemeyi de temsil ettiği için anaç bir renk olarak görülüyor. Kadınların ana rengi olarak bilinen pembe lezzet çağrışımları için morla birlikte sıkılıkla kullanılıyor.  Kadın giyim markaları özellikle pembeyi tercih ediyor.

Turuncu: Rahatlatıcı ve harekete geçirici bir etkisi vardır turuncunun. Dışa dönük, mutluluk veren, dinamizm yayan ve iç açıcı bir renktir.  Güveni temsil edip; coşku, hareket ve canlılık hissi veriyor. Yaşama arzusunu arttırarak insanların modunu yükseltiyor. Canlılık, neşe, gösteriş ve şatafatın rengi olarak anılıyor. Teknoloji ve sağlık gibi markalar turuncuyu kullanıyor. 

Mor: Mistik bir havası olan mor, genel olarak zarafet ve asaleti temsil ederken yaratıcı özellikler taşıdığından, sanatı da ifade ediyor. Aynı zamanda tutkunun, duygusallığın ve romantizmin rengi olan morun, beyinsel faaliyetleri ve sanatsal düşünce kabiliyetini arttırdığı düşünülüyor.  Ruhsal enerjiyi ve hayal gücünü harekete geçirerek, sezgilerin yanında düşünce gücünü de arttırıyor. Finans, teknoloji ve sağlık gibi markalar moru kullanıyor.

Bu renklerin anlamlarını bilmemiz ne işimize yarayacak diye düşünüyor olabilirsiniz. Ancak bilmelisiniz ki; markalaşma yoluna girecek firmalar renk ve font psikolojisine hâkim olmalılar. Kurumsal kimlik ve logo çalışması yaparken ajansa ne istediğini iyi anlatıp, diğer kurumsal kimlik ürünleri üzerinden ana renk ve yardımcı renkleri seçmesinde kolaylık sağlayacağı aşikâr.

Sosyal medya hesaplarınızdan tutun da, oluşturacağınız web sitesi, basılı görsel mecralardan tutunda ofisinize alacağınız mobilyalar gibi birçok alanda size fayda sağlayacağından şüphem yok. Markanızın ismini düşünürken mutlaka renklerini de düşünmeyi ihmal etmeyin. 

Hep baharı düşünerek sevgi ile kalın.