Hakan Yılmaz, "Beni Asla Bırakma" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

Beni Asla Bırakma (Never Let me Go),  distopik bir bilim kurgu filmi. Film, Kazuo Ishiguro'nun aynı adlı romanından uyarlanmış. Konusu klonlanan çocuklar ve organ bağışı. Başka!!! insanların daha uzun yaşayabilmesi için klonlar organlarını bağışlıyor. Klonlar (çocuklar) bağışçı olmaları için okullarda yeniden üretiliyor. Okul bitince de gerçek dünyada organlarını vere vere ölüyorlar. Hayatlarındaki amaç, misyon bu. O!!! başkaları yaşasın diye ölmek zorunda kalmak.  

Kadın hastanede, ameliyata girecek bir hastaya bakıyor ve sesi geliyor: Adım Kathy H. 28 yaşındayım. 9 senedir bakıcılık yapıyorum ve işimde başarılıyım. Hastalarım her daim umulandan daha iyi gelişim göstermiştir. Organ bağışında bulunmak üzere olsalar bile hemen hemen hiçbir zaman telaşlanmamışlardır. Niyetim böbürlenmek değil ama yaptığımız şeyle büyük gurur duyuyorum. Bakıcılar ve bağışçılar büyük başarı elde etti. Ancak bizler makine değiliz. Nihayetinde yıpranıyoruz. Sanırım bu yüzden zamanımın çoğunu ileriye bakarak değil de geçmişe bakarak geçiriyorum. Kırevi’ne ve Hailsham’a; orada başımıza gelenlere. Film Kathy’nin anılarına uzanıyor, geçmişe, Hailsham’daki okuluna ve arkadaşlarına; Tommy ve Ruth’a. Hailsham’da 1978 yılı. Grup halinde çocuklar şarkı söylüyor:

Birbirimizden ayrı düştük

Dağıldık dört bir yana

Artık şarkı söyleyenler değil bir arada, olmuşlar paramparça

Geçmişe dönüp bakacağız puslu gözlerle, merak edeceğiz

Oyunlarımız, okul yıllarımız nasıldı diye

Yağmurun ve güneşin çatısı altındaki taze hava

Güzel günler uzakları yakın edecek dimağlara

Oynayıp coşarken ne mutluyduk biz

Rüya diyarının sesleri yankılanır 

Hailsham’ın ruhu baki kalır…

Şarkıdaki Hailsham’ın ruhu baki kalır sözü hem Hailsham’ı hem de filmin temasını vurguluyor. Bu okul klonların öğrencilerin yetiştirildiği bir okul. Onları yaşama, bağışçı olmaya hazırlıyorlar. Bu yüzden Bayan Emily, “Hailsham öğrencileri özeldir. Kendinize dikkat etmeniz ve sağlıklı tutmanız büyük önem taşıyor” diyor. Onlar sağlıklı olmalı çünkü organlarını verecekler. Bu çocukların yetiştirilme amacı bu. Bu okul da öğretmenler de bunun için var. Hailsham’da 3 arkadaşın hikayesine yol alıyoruz. 

Ruth atları olsun istiyor. Hayalindeki atın adı Fırtına. Binmesi çok tehlikeli olduğu için ona kimse binmeyecek. Kathy’ye Böğürtlen’e binebileceğini söylüyor. Yeni bir gözetici geliyor, Bayan Lucy. Oyunda top okulun dışına çıkıyor. Tommy topu almaya gitmiyor. Okulun sınırı çitle belirlenmiş, sınırın dışına çıkamıyorlar. Buna dair korkunç hikayeler anlatılıyor. Bir çocuğu asılı bulmuşlar ağaçta, bir kız çıkınca da dönmesine izin vermemişler, açlıktan ölmüş.Resim dersinde Tommy ile arkadaşları çizimlerinde dolayı dalga geçiyor. Bir gün Tommy’yi oyuna almazlar, kimse istemiyor onu, o da hepinizden nefret ediyorum diye bağırıyor. Sinirlerine pek hakim olamıyor. Kathy yanına gidip ona dokunuyor, elini sallıyor ve yüzünü çiziyor. Sonra Bayan Lucy Tommy ile konuşuyor. Spor ve sanat derslerinde Tommy’ye sataşmalar oluyor. Sırf o tepki versin diye yapıyorlar. Bayan Lucy Tommy’ye, spor ve sanatta başarılı değilse de hiç fark etmediğini ve çok önemli olmadığını söylüyor. 

Çocukların ellerinde elektronik bileklikler var ve her yaptıkları şey için sisteme okutuyorlar. Okulda sürekli olarak doktor kontrolü yapılıyor. Okulda cinsel eğitim veriliyor. Dışarıdaki hayata adapte olabilmeleri için bazı uygulamalar yapılıyor örneğin bir kafede sipariş vermek gibi. Bunları canlandırmalarla öğreniyorlar. 

Çocukların eserleri galeri için seçiliyor. Bunun için Madam geliyor. Çizimleri ve şiirleri inceleyip beğendiklerini galerisinde sergileyecektir. Ayrıca fiş topluyorlar. Bazı zamanlar satışlar oluyor. Fişlerle istediklerini (oyuncak, kıyafet, biblo vb) alabiliyorlar. Tommy Kathy’ye bir kaset alıp hediye ediyor (Judy Bridgewater-Songs After Dark) Şarkıda, sevgilim, sarıl bana ve asla beni bırakma diyor. Filmin adı bu şarkı sözünden geliyor. Çocukların okuldan sonraki hayatlarındaki çaresizliği anlatıyor. Bayan Lucy derste şunları söylüyor: Hiçbiriniz sizler için önceden hazırlanmış hayatı yaşamak dışında bir şey yapamayacak. Kısa bir süre için yetişkin olacaksınız. Yaşlanmadan, daha orta yaşlara bile gelmeden önce hayati organlarınızı bağışlamaya başlayacaksınız. Yaradılış sebebiniz bu. Üçüncü ya da dördüncü bağışınız sırasında da kısa ömrünüz son bulacak. 

Bu sözlerinin ardında Bayan Lucy okuldan ayrılmak zorunda kalıyor. Bayan Emily öğrencilere; bizlere köstek olmaya çalışanlar var. Ama buna sala boyun eğmeyeceğim. Hailsham da eğmeyecek diye bağırır.   

Kathy, Ruth ile Tommy’nin el ele tutuştuğunu ve öpüştüğünü görür. 

Kathy, 1985 yılında, 18 yaşında iken Hailsham’dan ayrılıyor. Bütün öğrenciler organ bağışlarına başlayabilecek yaşa gelene kadar beklemek için ülkenin dörtbir yanındaki muhtelif yerlere gönderiliyor. Kathy, Tommy ve Ruth, Kırevi denilen çiftliklerle dolu bir yere geliyorlar. Orada kaldıkları süre boyunca bazıları bakıcılık için gönüllü olabilecek. Onun dışında özgürler ve gezi de yapabiliyorlar. Farklı yerlerden gelenler de var. Rodney ile Chrissie, onlar 1 yıldır kalıyorlar ve yakında tamamlama merkezine gidecekler. 

Hep birlikte Norfolk sahilindeki bir kasabaya gidiyorlar. Rodney ile Chrissie, ofiste çalışan bir kadının Ruth’un kopyalandığı kişi olduğunu söylüyor. Lokantada sipariş vermek çok zor, dışarıya henüz alışık değiller. Hepsi de aynı yemeği söylüyor. 

Chrissie Tecil hakkından söz ediyor. İlk organ bağışlarını üç, dört sene erteleyebilme imkanından. Bir erkek ile kız birbirine aşıksa ve kanıtlayabiliyorlarsa organ bağışına başlamadan önce birlikte geçirmeleri için birkaç sene tanınıyormuş. Diğerlerinin bu konuda bir bilgileri yoktur. Ofisteki kadını görüyorlar. Ruth benzemediğini iddia ediyor ve aşağı tabakadaki insanlardan modellendik. Bağımlılar, fahişeler, ayyaşlar, evsizler. Orijinalinizi aramak istiyorsanız bataklıklara bakın. Geldiğimiz yer orası diyor. Akşam dönüyorlar ve eve girdiklerinde bilekliklerini okutuyorlar. 

Tommy ve Kathy, galeri hakkında konuşurlar. Tommy’ye göre resim, şiir, heykel kendimizden izler taşırlar. Sanatında amacı budur. İçindekileri ifade eder, ruhunu ortaya koyar. Galerinin amacı, kendileri hakkında bilmek istediklerine sahip olmak. Aşık olduğumuzu söylediğimizde ruhlarımıza bakıp gerçekten aşık mı olduğumuzu ya da yalan mı söylediğimizi anlayabilirler. Tommy başvursa bile galeriye alınan bir eserim bile yoktur. 

Kathy bakıcılık eğitimine başlar. Ruth ile Tommy ayrılırlar. Kathy tüm hayatımızı birlikte geçirdikten sonra birbirimizden bu kadar çabuk kopacağımız hiç aklıma gelmezdi. Aklıma gelseydi onlara daha sıkı sarılır, yolumuza çıkan engellerin bizi ayırmasına izin vermezdim diyor. 

Yıl 1994. Bağışçılarla çalışmaya başladıktan sonra Kathy’nin Tommy ve Ruth ile bağı tamamen kopar. Bir daha onları göremeyeceğini düşünür. Kathy de bir taraftan bakıcılık günlerinin bitip bağışçı olacağı günün gelmesini bekler. Ona göre bakıcı olmanın zor yanı, beklenenden önce misyonunu tamamlayan bağışçılardır. İlk ya da ikinci bağışında ölenler. Bakıcısı olduğu bir kadın operasyon sırasında ölüyor. Hastanede bilgisayar ekranında Ruth’un bilgilerini görüyor. İki defa bağış yapmıştır. Hastane odasında onu görür. Çok zor yürüyor. Tommy de ikinci bağışını yapmış ve durumu iyidir. Ruth üçüncü bağışımdan sağ çıkmak istemiyor. Birlikte Tommy’yi görmeye giderler. Hailsham kapanmıştır. Diğer okullar da fabrika gibi çalışıyormuş. Sahilde kalan gemiyi görmeye giderler. 

Ruth, onlardan kendini bağışlamalarını ister. Çünkü onların arasına girmiştir. Yine tecil hakkından söz edilir. Ruth onlara Madam’ın adresini verir. Tommy bu sürede yüzlerce çizim yapmıştır ve Kathy’ye gösterir. Kathy’nin Kırevi’nde porno dergilerine bakmasının nedeni, orijinalini bulabilmektir. Ruth üçüncü bağışında ölüyor. Tommy ve Kathy Madam’ı görmeye giderler. Seçilen eserlere karar veren Madam değil,  Bayan Emily’dir ve tekerlekli sandalyede gelir. Ona göre Kathy zeki ve yaratıcı bir kız, Tommy de kocaman bir yüreği olan ama çabuk sinirlenen bir oğlandır. Bayan Emily, Hailsham’ın organ bağışı etiğine önem veren son yerlerden birisi olduğunu bilmeniz gerek. Neler yapabileceğinizi göstermek için size sanat eserleri yaptırıyorduk. Organ bağışçısı çocuklarında insan olduklarını göstermek için. Kimsenin sormadığı bir soru için cevap buluyorduk. İnsanlara karanlık zamanlara akciğer, göğüs kanserinin, motor nöron hastalıkların olduğu zamanlara dönmek ister misiniz diye sorarsanız elbette cevapları hayır olur. Tecil diye bir şey yok, hiçbir zaman da olmadı. Ruhunuzda ne olduğunu görmek için Galeri’yi kurmadık. Ruhunuz var mı diye görmek için kurduk diyor. Madam’ın şu sözleri kaçınılmaz gerçeği ortaya koyar: Zavallı varlıklar. Keşke yardımcı olabilseydim. 

Tommy organ bağışı sırasında ölür. Kathy de bir ay içinde ilk bağışını yapacaktır. Düz, tel örgü ile kapalı yeşil bir alana geliyor ve şunları söylüyor: Buraya gelir ve burasının çocukluğumdan beri kaybettiğim her şeyin silinip gittiği yer olduğunu hayal ederim. Bu hayalim doğru olsaydı ve uzun süre bekleseydim ufukta bir siluetin belireceğini, yaklaşacağını, gelenin Tommy olduğunu söylerim. Belki çağırırdı bile. Hayalimi bundan öteye götüremem. Bizim hayatımızın kurtardığımız hayatlardan farklı olmadığını düşünüyorum. Hepimiz misyonumuzu tamamlıyoruz. Belki de hiçbirimiz yaşadıklarımızı tam olarak anlamıyor ve yeterli zamanımızın kalıp kalmadığını hissedemiyoruz.

Hayatın bu kısmı tamamlanma yani ölüm demek. Hailsham’da başlayan hayatları sona eriyor. Çocuklar organ bağışı için yetiştiriliyor. Sonra gerçek dünyaya salınıyor. Birazcık yetişkin oluyorlar. Zamanı geldiğinde organlarını bağışlıyorlar. Onlar için kurulmuş düzenin içinde yaşıyorlar. Daha orta yaşlara gelmeden ölüyorlar. 

Beni Asla Bırakma, bir çocuk çaresizliği ve yakarışı. İnsanın, insana neler yapabileceğinin de bir kanıtı. Başkaları için köle olmanın bir başka boyutu. O başkaları daha çok yaşasın diye organları alınan ve yavaş yavaş ölüme terk edilen çocukların yaşamı. 

Ve sistemin yarattığı ruhsuz insan yığınları…