Hakan Yılmaz, "Sosyal Gölgeler" adlı yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

Gölge etme başka ihsan istemem! 

Yunanistan’da Korint’e gelen Büyük İskender, Diyojen’i ziyaret eder ve bir dileği olup olmadığını sorar. Diyojen, “güneşimi kesiyorsun, gölge etme başka ihsan istemem” der. 

Gölgenin bir gerçekliği vardı, bugün gölgemizin bile bizi yansıtmadığı çok açık. 

Sosyal ağlarda sürekli paylaşılan, birbirinin aynı gölgeler yığını. 

Gibiler dünyası. 

Her şeyin bir göstermeye dönüşmesi durumu.

Gösterme arzusu. 

Görüntü ağları ve paylaşımları içinde boğuluyoruz.  Artık ne özneyiz ne nesne, ne özgürüz ne yabancılaşmış, ne o ne bu. 

Ne gerçek ne de gölge. 

Birbirimizin yerine geçmenin verdiği hayranlık içinde aynıyız. 

Evrensel sıradanlık. 

Yalnızca başkaları tarafından görülmüş olanı görüyoruz. 

Gölgelerimizin beğenilme savaşı. 

Gölgelerimiz bile aynı aslında. Gölgede kalmamak için. Oysa daha çok gölgede kalarak. Ve her şeyi paylaşarak. Bir görüntü yığınının altında eziliyoruz. 

Gölgelerimiz her yere uçuşuyor. Bizim sandığımız ama bizim olmayan gölgelerimiz. 

“Gölge etme başka ihsan istemem” diyecek bir Diyojen’imiz yok artık.