Afyon Kocatepe Üniversitesi'nden Hakan Yılmaz, "Yol: Umut" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Usta yönetmen Theo Angelopoulos, "Tanrı'nın yarattığı ilk şey yolculuktur” diyor. 

Yol ve yolculuk, yaşamdır, bir arayıştır, anlamdır ve umuttur. Kişinin kendini var edebilmesidir yolculuk. Yol, yürünür, hissedilir, yaşanır. Yolun sırrı, doğadadır, evrendedir. 

Yol döner, kıvrılır, insanın içine işler. Yol, içindedir, yol sensindir, yolculuk kendinedir. Yolculuklar, yolcuların kendisidir. Yol ve yolculuk, yaşamın başlangıç ve dönüş metaforlarıdır. Görünen ile görünmeyenin yüzleridir, anlamlarıdır. 

Yol ve yolculuk, Mistik kuş ‘Simurg’dur. Simurg’un diğer adı Zümrüdüanka’dır. İranlı Sufi şair Feridüddin Attar, Mantık Al-Tayr (Kuşların Dili) adlı eserinde Simurg'u anlatır. Kuşlar Simurg’u aramak için yola koyulurlar. Ve sadece otuz kuş Simurg'un dergâhına varabilir. Simurg'u gördüklerinde, Simurg'un kendileri olduğunu anlarlar. Simurg aslında bir aynadır. O yerden bir nida gelir; güneşe benzeyen bu yer bir aynadır. Simurg kendini arayıştır, içsel yolculuktur. Her insan kendine yolculuk eder. 

Ahmet Telli, “Soluk Soluğa” şiirinde; “Çaresiz çıkılacaktır o yolculuklara, Ki bir ömrün karşılığıdır serüvenler” der. İhsan Oktay Anar da “Puslu kıtalar Atlası” romanında, macerayı büyük bir ibadet olarak ifade eder. Romanda Uzun İhsan Efendi tekrar tekrar, maceranın bir ibadet olduğunu söyler. Ona göre Tanrının eserini tanımanın başka bir yolu yoktur. Her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıdır. Macera insanoğlu için büyük bir nimettir. Dünyadaki en büyük mutluluk, bu dünyanın şahidi olabilmektir. Yaşamak başlı başına bir maceradır, dünyayı anlayabilmek ve anlamlandırabilmektir. Bunun için de yola çıkmak, yolun kendisi olmak gerekir.  

Nietzsche’nin “Zerdüşt”ü, yolları, yolların kendisine sorar. Yolu, yolculuğu ve tüm yolları denemeyi sever. Onun tüm yürüyüşü, bir sorma ve denemedir, yani maceradır. Denemek, umuttur. Ne olursa olsun yolu, umudu taşımaktır.

Murathan Mungan, “Fırtına” adlı şiirinde (Yeni Türkü şarkısı) şöyle diyor:

Ne geçmiş tükendi

Ne yarınlar

Hayat yeniler bizleri

Geçse de yolumuz bozkırlardan

Denizlere çıkar sokaklar

Hayat, her an yeniye açılır. Yol, bizi yeniler, biz yolları yenileriz. Yollar, denize varır. Deniz, umuttur. Yol hep insanın umudunu taşır. İnsan kendinin umududur. Bunun için de yol ile hemhal olması gerekir. Bizzat yol olması…

Can Yücel de “Başka Türlü Bir Şey” şiirinde (Yeni Türkü şarkısı), yolu ve umudu şöyle anlatır:

bir başka yolculuk dalından düşmek yere

yaşadığından uzun

bir tatlı yolculuk dalından inmek yere

ağacın yüksekliğince

dalın yüksekliğince rüzgarda

ve bir yeni ömür

vardığın çimen yeşilliğince.

Yaşam, her adım attığında yeni yollara ve yolculuklara çıkar. Yol, insan, hep bir umudu besler, çimenin yeşilliğini, baharları besler içinde. 

Goethe’nin, Faust adlı eserinde, Mefistofeles şöyle seslenir: 

Soluktur, değerli arkadaşım, bütün kuramlar,

Ve yeşildir yaşamın altın ağacı.