Afyon’da Covit-19 pandemisinden önceki yıllar…

Mahalle camisinden sela veriliyor.

Toparlandık.Gülüyorsak,aniden yüzümüz düştü.Televizyonu kapattık.Müziği kestik.Konuşuyorsak sustuk.Evdeysek pencereyi açtık,kulak kesildik.Sokağa çıkıp baktık.Komşulardan kimin kapısında araba sıralanmış.

Sela boyunca mahallenin hastalarını,

yaşlılarını düşündük.

Kim ki acaba?

Sela bitince imam(Misal)”Mahallemiz sakinlerinden Afyon eşrafından “Dıngırcılerin İbrehem’in oğlu esnaftan Marem Garcık vefat etmiştir.Cenaze öğle namazına mütakip İmaret Camisi’nde kılınacak,Asri Mezarlıkta toprağa verilecektir.”Hüzünlendik.Saat 11de Belediyenin aperlosu cenaze ilanını ünnedi.Duyana duymayana haber verdik.Cenazeye erkekleri yolladık.

Belediyemiz cenaze arabasını tahsis eder,eğer ev sahibi isterse evine yemek gönderir.

        Ölü evinde aş gaynamaz.Elleri ayakları dutmaz şimdi diye eve girip bir guşane yemek yapıp,cenaze evine vardık.Önce acılarını paylaştık.Teselli ettik.

Komşular,akrabalar olarak bişi mi yapılcek,ölü pidesi mi gararleştirdik.Bide evde mi çekilcek,fırında mı?Helva nerden alıncek ev sahibiyle veya en yakınıyle onu ayarladık.Mahalle fırıncısına haber verdik.Kazanla patates haşlayıp unu eledik.Fırıncıya götürüp patatesli ekşi mayalı hamurdan yaptığımız Afyon usulü “Ölü Bidesi”ni makinede yuğurtturduk.Geçmişte evde teknelerde yoğrulurdu.Fırıncı ölü bidelerini bişeregosun,toptancıdan eyisinden “Ölü halvası” alındı.El birliğle helvalar dilimlendi,soğuyan bideler kesildi.Birleştirilip komşulara ölü bidesi dağıtıldı.Evde yasin okutuldu.Dualar edildi.Ev kalabalık.Evin ışıkları sönmüyor.Ölü gecesi için toplanıldı, sabaha kadar ağıtlar yakıldı.

Kapı önünde merhumun ayakkabıları…

        Çorbacı

        Cenaze toprağa verilmesinden sonraki ilk sabah ezanlarında akraba,yakın dostları mezarlıkta ziyarete gider.Dua okur.

Sonrasında ev sahibi bu grubu çorbacıya götürür.Dörtbaşı mamur kahvaltı ettirir,çorba içirir.

        Perşembesi..

        Öldüğü günden itibaren hergün öğlen evde Ku-an okuyabilen hanımlar toplanır.

Yasin okur,dua ederler.Okuyanlara yazma,patik ve dua kitabı hediye edilir.Eve getirilen yemeklerin yanına turşu,salata,helva gibi ilaveler edilerek sofralar kurulur.Ölü ekmeği yedirilir. Afyon’un bazı köylerinde akrabalar sırayla hergün yemekli cenaze evinde Kur-an okuturlar.

Perşembe günü veya şartlara göre ilk hafta sonu hoca ünnenir.Kalabalık kadınlı,erkekli eş,dost,akraba ister evde ister uygun bir yerde dualarla,yasinlerle,ilahilerle Perşembesi yapılır.

Çorba,pilav,kavurma,helva,pide veya etli pide,ayran,helva ikram edilerek “Ölü yemeği” verilir.

       Taziye evine eli boş gidilmez.Yemek yağı,çay,şeker,pirinç,süt,meyvasuyu götürülür.Başsağlığına gitmek,Başsağlığına varıvemek ,denir.Kısa oturulur.Merhumla veya merhumeyle  ilgili güzel anılar yad edilir.

“Leen bizim oğlan ırametlik diyem galik,ne eyi adamıdı demi.”

“Irametlik abamın ağzı va dili yoğudu,eyi gadındı”

“Irametlik torununu tombalağını gördü,gitti”

 “Allah ırametliği elden ayakdan düşürmeden yanına alıvedi,çektirmedi”

“Allah rahmet eylesin.Nur içinde yatsın.Ruhu şad olsun.Mekanı cennet olsun”

        Iskat Çevirmek

        Merhum veya merhumenin sağlığında kılamadığı namazları,tutamadığı oruçları varsa adakları,yeminleri,borçları mükabilinde fakire fukaraya fidye dağıtılır.Ölünün arsası,tarlası satılarak yapılır veya en yakınları ıskatını çeviri.Huzura kavuşturur.

         Ölü Kırkı

         Perşembesinde ölünün ruhu için hatimler,yasinler dağıtılır.Kırkına kadar okunur.Kırkıncı günü genellikle büyük bir salon tutulup erkeklere veya kadınlara denilerek nadirende her ikisine yemek verilir.Hoca getirilir.Kur-an okutulur.Okunan hatimler,yasinler ölünün ruhuna gönderilir.

Lokum dağıtılır.

Ölünün mezarda burnunun düştüğüne inanılan elli ikinci gecesi bir iki sofralık bükme edilir ölü için dualar ve yasin okunur.O güne kadar hoca ölü için dua,ayet okur.Yakınları hoca eğer kabul ederse maddi manevi karşılk verir.

Basit bir çikolata veya lokum dağıtılır.

Ölünün kırkına yeni doğmuş bebekler veya lohusa kadınlar gitmez.Halk arasında buna gırk basması deriz.

        Ölü Yılı

        Öldüğü tarihte ailesi tarafından kırkında olduğu gibi hoca ünnenir,kadınlı erkekli kalabalık eş,dost,akrabayla Kur-an okutulup duası edilir.Lokum veya çikolata dağıtılır.

       Her arife günü ikindi namazından sonra gabir ziyaretine gidilir.O gün çalışan bayramın birinci günü ziyaretini eder.

        Pandemide ölüm sessizliği çöktü memleketime.Bizde bir laf var

“Ne öldük ölüye garıştık,ne galdık diriye garıştık”Halimiz harap.Selalar sustu.Her evde sessizce cenazeler kalktı.Sosyal medyadan kayıpları,vefat ilanlarını okuduk.

Varamadık,gidemedik.Başsağlığımızı telefona sığdırdık,acısını kalbimize.Uzaktan derin hüzne boğulduk.

         Bugünlerde böyleymiş.

         Ölümün de hayırlısı.