Fatma Yılmaz, "2023 Umutsuz Yeni Yıl" başlıklı yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

Yeni umuduyla başlar.

2023 harika bir yıl olur beklenti yüzdesi sıfırın altında.

Çünkü hayat her anlamda çok zorlaştı.

Yaşamaksa ücrete tabi…

Düşünmesi bedava söylemesi ucuz hayallerin gerçekleşmesi aşırı pahalı.

Umut bile artık zengin işi…

Yoksul fakirleşirken anca mölüzleşsin.

Bir gün bir yıl daha yaşayabildiğine şükretsin.

Umurumuzun nakisliği tutmuş da iyice umutsuzluğu ele almışız gibi hissediyoruz.

Yıllar hepimizden, getirdiğinden fazlasını götürdü. Çok değiştik.

Türkiye’nin bütün şehirleri gibi Afyon da değişti.

Artık Afyon o eski ucuz yediği önünde yemediğini dağıtan iyi kötü yolda göz aşinalığı kurup uzaktan uzağa birbirini tanıyan Afyon değil.

Her yeni yıl şehrimize betonlaşma,

yabancılaşma, kültürümüzden uzaklaşma getirdi. Mültecilerden kaynaklı olumsuz farklılaşmanın katkısı yadsınamaz.

Milenyum bize yaramadı.

Velhasıl deng değiliz.

Afyon ağzında:

Her şey yolunda mı?

Tamam mı?

Herkes sağ sıhhatleri yerinde mi?

İyi misin?

Aramız iyi mi? Yerine

Deng miyiz?

Deng mi sadec?

Her şey deng mi? Denir.

Doğrusu denglik eski günlerde kaldı.

Afyon'un 31 Aralık gününde yarı beline kadar kar yağmalı ki denk olsun.

Hani şöyle sabağnan dış kapıyı açıverince evi kar dolduran komşu komşuya geçmeye kürünüp yol yapılanından...

Sokağa doğru ilk adımı atıverince bastığın yerde kar kütürdemeli…

Ekimden buyana yağıp kalkan üçüncü kar olmalıydı.

Bir karla bitmez elbet…

Yeni hayat eski günleri özletmemeli ki denk olsun.

Mesela her yılbaşı Afyon’da aynıydı.

İşyerleri kendi takvimlerini ajanda saat bastırırdı. Ücretsiz dükkanlardan takvim alınırdı. Her odaya bir takvim, saat…

Yılsonunda yılbaşı kutlansın kutlanmasın her evde hazırlık olurdu.

Dışarda satılana don vurduğundan mandalin portakal nar

Yoncaaltı Camisi’nin ardındaki kapalı pazardan alınırdı. Her yılbaşı kapalı pazarın esnafı bayram ederdi. Çerezler bilindik kuruyemişçi dükkanlarından,

mahalle bakkallarından alınırdı.

Yılbaşı kutlama ölçütü sofrada hindi olmasıydı.

Evinde canlı culuk yani hindi besleyenler yılbaşını kalabalık kutlardı. O gün hindi pişirmeyenler kutlamamış sayılırdı.

Televizyon kanalları sabahtan itibaren 31 Aralık özel yayınları yapardı. Geçmiş yılda ülkemizde ne yaşandıysa hatırlatılırdı.

Akşam en sevilen sanatçılar en güzel şarkılarını söylerdi.

Çerez meyve eşliğinde televizyonda

Yeni yıl eğlenceleri izlenirdi.

Tam 24 de yeni yıla girilir.

Gece yarılarına kadar oturulurdu.

Ne kadar geç yatarsan o kadar iyiydi. Yeni yılda ilk tarih atılırken hep bir eski yıl yazılırdı.

Simli geyikli Noel Babalı yılbaşı kartları gelirdi. Saklanırdı.

Dilekler aynı dönem farklı.

Eski yılların yükü hafifmiş.

Sağlık mutluluk başarı huzur esenlik getirse yeterli olurdu.

Şimdiki yeni yılların yükü ağır,

Ülkemizde işi daha da zor.

Sağlık getirirken yeni virüsler getirmeyecek. Hastalıkların baş nedeni stres yapan unsurları yok edecek.

Para ucuzluk bolluk bereket getirecek.

Başarı getirirken liyakat iş işçi hakkı getirecek.

Huzur için hak hukuk adalet,

Vicdan rahatlığı ve ahlak getirecek.

Mutluluk getirecekse gerçek kalıcı olacak.

Sanal yapay dünyada kaybolmuş olmayacak.

Yıkım, felaket getirmeyecek.

Yeni yıl çocukları kadınları taciz tecavüz istismar ve ölümden koruyacak.

Hayvanlara yaşam hakkı verirken ormanları her bir ağacı yanmaktan kurtaracak.

Savaşları bitirecek dilekleri kabul edip barış için çalışacak.

Seni göreyim 2023, utandır bizi

Geleceğe umutlarımızı yeniden yükselt…

Geçen yılları aratmayan  

İçi dolu mutluluklar dilerim…

İyi yıllar…