Fatma Yılmaz, "Örenbağ" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte yazı...

ÖRENBAĞ

İmaretin ardı…

Sanat okulunun arkası…

Enine dar,boyuna kısa aralıklar…

Çıkmaz sokaklar mevkisi…

Birbirini yüzleyen kerpiç evler mahallesi…

Taş yollarından merkeze eniliveren dik yokuşlar…

Hıdırlık Dağı’nın gölgesine sığınmış çarşının göbeğindeki Afyon semti…

Örenbağ,İmaret Camisi’nin ve Sanat Okulu’nun arkasında,Hıdırlık Dağı’nın eteğinde eski yoğurt pazarına kadar olan mahalledir.

Merkeze çok yakın,çarşı içidir.

Resmi adres kayıtlarına bakıldığında Örenbağ yazmaz.

İnternette Afyon mahalle isimleri diye aratıldığında Örenbağ adı geçmez.

İmaret Camisi(Gedik Ahmet Paşa Camisi ve külliyesi) adresi aratıldığında eski adı ile Kahıl yeni adıyla Barbaros mahallesi karşımıza çıkar.

Sanat Okulu yani Endüstri Meslek Lisesi adresi kayıtlarda Sümer Mahallesi olarak geçer.

Gökçe,Nakilci,Sümer,Barbaros Mahalle isimleri haritalarda mevcuttur.

Örenbağ adı nereden gelir?

Tarihte Hıdırlık Dağı eteklerinde kaliteli üzüm yetiştirilirdi.Üzümler, özellikle Fransa başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerine ihraç edilirdi.

Şarap yapımında kullanılırdı.

Bağlar ve derme çatma bağ evleri Akçeşme Mevkisinden (Müze arkası) Erkmen’e kadar uzanırdı.

Yunan Ordusu işgal ettiği Afyon şehrinden kaçarken bu bağları ve bağevlerini yakmıştır. 

Yanan bağevleri ören yeri olmuş,halk buralara “Örenbağ” ismini vermiştir.

Yanmış ağaçlar,harabe olmuş evler bizi unutmayın dercesine kendiliğinden tarihe geçmiştir.

Örenbağ ,

Hıdırlık Dağı’na yağırnısını dayayan bir yerleşim yeridir.Labirent gibi çıkmaz sokakları,dik yokuşları vardır.

Çavuşbaş’tan genç yeni kurulan mahallelerden yaşlı evleri imaretin ardındadır.

Toprak damlı,tek kat veya iki katlı,dıştan merdivenli,önü çardaklı kireçli evleri tarihten bugüne ailelere yuva olmuştur.Bir zamanlar bu eski yapı evlerde şöyle konuşulurdu:

Len bizim oğlan önümüzden gelen gış.

Dambeşe biaraba toprak döktürdüm.

Yuvgu daşıynan sıkıştıttırıvecen.

Evin içini de garıynen çocuklar çamur garıp sıvevecek.Kireci söndürü sürdümmüydü ev çiçek gibi oluverigari…Bütün evlerde mecburi tamiratlar yapılırdı.

Örenbağ’da oturanlar 1980’lere kadar,

hayvancılıkla uğraşır;dombey,sığır yetiştirirlerdi.Çavuşbaşın sığırı Hesarardı’nda toplanıyorsa Örenbağ’ın sığırı Müze’nin ardında toplanır,Gışlecik de yayılırdı.

Yakın geçmişte mahallede haşgeş yağı imalathaneleri bulunurdu.

Afyon’un bütün sokaklarında olduğu gibi cefakar fedakar kadınların gızdırdığı mahalle fırınlarından etrafa ev ekmeği kokusu yayılırdı.

Çarşı içi olması nedeniyle kahvehaneler bulunurdu.

Hıdırlık’da kayaya oyulmuş İğde Dede Türbesi de Örenbağ tarafındadır.

Ziyaretcilerini iğde kokuları içinde mistik bir yolcuğa çıkarır.

Tarihi Sanat Okulu eski Sanayii Mektebi günümüzün Endüstri Meslek Anadolu Lisesi duvarlarındaki sarmaşıkları ile dikkat çeker.Mahalle’nin okulun arkasındaki bölümünde orta yaşlı binalar apartmanlar vardır.

Örenbağ yerleşim yeri olarak en merkezi konumdadır.Afyon su deposu buradadır.Her sokağından dağa çıkılır.

Mahallenin büyük kısmı apartman istilasına uğramıştır.Küçük kısmında da sokaklar eski haliyle yaşamaktadır.

Daracık koridor enindeki aralıkları, plansız yapılaşmanın göstergesidir.

Ancak bu mevki bu şekilde restore edilip korunsa ve değerlendirilse harika olurdu.Araba giremeyecek kadar dar olan sokaklar yürünmeye değerdir.Düşünsenize: 

Yolun sonu çıkmaz sokak.

O kaybolmuşluk hissi ile geri dönüp yan yola girseniz giderek daralan bir aralık ve birbirinin burnunun dibine girmiş eski evler,hayatlar…

Örenbağ merkeze yakın olması nedeniyle mültecilerin yaşadığı yerlerden biridir.Heryer gibi yüzler,diller bile yabancılaştı.

Afyonlu mu onlara benzer,onları mı kendimize uydururuz zaman gösterecek.Kültür erezyonunun etkileri görüldükce şikayetler artacaktır.

Kentsel dönüşüm kapsamına alınan Örenbağ yakın gelecekte kerpiçten betona terfi edecek.Yeni mahalle sakinlerine mesken olacaktır.

Keşke:Tarihi Afyon Konaklarına benzeyen rengarenk evler yapılsa..

Arnavutköy sahil yolundakine benzer mimaride binalar tasarlansa görsel açıdan güzel olurdu.Turistlerin ilgisini çekerdi.İlginç mimarili yapılar bu merkezi mahalleye yakışabilirdi. 

Hıdırlık Dağı’nın boyunu aşan binalara gözümüz merhaba demez umarım…

Mahalleler çocukluk hafızalarımızın ölümsüz mekanlarıdır…