Kupa terapi 5000 yıldan fazla zamandır insanoğlunun şifalanmada kullandığı kadim bir tedavi şeklidir. Yıllar içinde kupaların şekli ve tedavi tekniği değişmiştir. Antik Çin ve Uygur bölgelerinde yapılan kazılarda kupa tedavilerine dair bulgulara rastlandığı gibi, Hint ve Mısır antik tedavilerinde de kupa terapi yer almaktadır.  Tıbbın babası olarak bilinen antik yunanDoktor Hipokrat da bu tedaviyi uygulamıştır.

Mısır papirüslerinde, Babil yazıtlarında kupa terapiden söz edilmektedir.

Kullanılan kupalar zamanla değişmiştir. Eski çağlarda hayvan boynuzları ile kupa tedavileri uygulandığı bilinmektedir. Bunun yanı sıra cam, metal, ahşap malzemelerden kupalar yapılmıştır. Son yıllarda sağlık açısından daha uygun olması sebebi ile plastik tek kullanımlık kupalar kullanmaktayız.

Kupa terapi yapılış şekline göre 2 türdür. Kuru kupa ve kan akıtılarak yapılan yaş kupa tedavisi, yani hacamat tedavisi.

Kupa uygulamasının etki mekanizmaları nelerdir dersek, kısaca şöyle sıralayabilirim: uygulanan negatif basınç ile kılcal damarların geçirgenliği artar. Hem damar hem de lenf sisteminde dolaşımın düzenlenmesi ile toksinlerin dokudan uzaklaştırılmasını sağlar.  Hacamatta atılan ince çizikler yer, yön ve derinlik açısından önemlidir.  Bu çizikler ile doğal bağışıklık güçlendirildiği gibi, savaşçı kan hücreleri ve doğal olarak vücudumuzda bulunan ve kanserden enfeksiyonabirçok hastalıkla savaşmamıza yardımcı hücre ve maddelerin de yapımını arttırır.

Cildimizin üzerinde iç organlarımızın yansıma alanları vardır. Akupunktur tedavisinde de bu noktalar kullanılmaktadır. Kupa/hacamat tedavisinde de  akupunktur noktalarına uygulama yapılır . Dolayısı ile organ yansıma noktalarına yapılan bir hacamat tedavisi de sistem düzenlenir, organlar arasında enerji dengesi sağlanarakilgili organda tedavi edici etki sağlanır.

Bağ dokusu toksinleri tutan yapıdadır. Ve burada dolaşım da nispeten daha durağandır. Bu tedavi yöntemi ile bağ dokusundaki dolaşım arttığından dokunun beslenmesi artar, toksin dokudan uzaklaşır. Toksinlerin bir kısmı hacamatta atılan kan ile uzaklaşırken büyük kısmı dolaşıma katılıp böbrekler yoluyla atılmaktadır. Hacamat sonrası birkaç gün içilen su miktarının arttırılması bu yüzden çok önemlidir. Su içtikçe toksin atılımı artacaktır.

Bu tedavi ile vücutta ağrı giderici mekanizmalar da harekete geçer. Genel vücut ağrısı ve bölgesel ağrılarda rahatlama hissedilir.

Lenfatik drenajın düzenlenmesiyle de kan basıncından kalp sağlığına, bağışıklığın artmasından antiaging etkiye kadar çok sayıda fayda sağlayacaktır.

Kan verme ile hacamat uygulaması arasında bu sebeplerden ötürü fark vardır. Hacamat kanı, damardan alınan kanaoranla çok daha fazla toksin içerir.Hacamat kendi sağlığımız için yapacağımız güzel bir uygulamayken,kan vermek kendimiz için ve bir başka insanın sağlığı için yapılacak en güzel işlemlerden birisidir. Sağlıklı her insan fırsat buldukça kan bağışı yapmalıdır. Kan verdikçe de kan hücrelerimizin yapımı artar.

Hacamat yapılacak kişinin rahatsızlıkları kullandığı ilaçlar, yaşı önemlidir.  Bu konuda Sağlık Bakanlığının onayladığı üniversitelerin verdiği eğitimleri alıp sertifikaları onaylanmış hekimler ayrıntılı anamnez alarak karar verirler. Hangi hastalıkta hangi bölgelere ve ne kadar süre ile hacamat uygulanacağı bu görüşmelerde netleşir. Bazı kan sulandırıcı ilaçları kullanan kişilere hacamat uygulanmaz.Bu gibi durumlarda mutlaka hekime danışılmalıdır. Benim sıklıkla gördüğüm şey kişinin hekime danışmadan, dışardan duyduğu bilgilerleyada kendi kendine karar vererek kullandığı kan sulandırıcıları hacamat işlemi öncesinde kesmesidir.  Kan sulandırıcılar inme ve kalp krizi gibi ölümcül hastalıklara karşı koruyucudur. Bu ilaçları bilinçsizce kesmek geri dönüşsüz durumlara sebep olabilir. O yüzden doktorunuza danışmadan bu ilaçları kesmeyin.  Bu gibi durumlarda yarar zarar dengesi gözetilmelidir. Eğer kesmek gerekirse buna doktorunuz karar vermelidir.

Çocuklara gerekli durumlarda hacamat yapılabilir. 60 yaş üstü kişilere de genel sağlık durumuna, hastalıklarına bakılarak uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmelidir.

Hacamat yapılmadan en az 2 saatönce yemek yemiş olmak gerekir. Yani çok aç yada çok tok olunduğunda hacamat rahatsızlık verebilir. Önemli olan şeylerden biri dehacamattan sonraki 4-5 gün boyunca bolca su içmektir.

İlkbahar ve sonbaharda 2 kez yapılanhacamat sağlıklı insanlarda da bağışıklığı güçlendirir.  Bunun yanı sıra fibromyaljisendromu, romatizmal hastalıklar, diz ve bel ağrısı gibi mekanik ağrılar, uyku bozuklukları, migren gibi organik olmayan baş ağrılarında hacamat uygulaması ile güzel sonuçlar alınır.

Şu ana kadar bir hekim olarak tedavi amaçlı yapılan hacamattan söz ettim. Bir de çok merak edilen sünnet hacamatı konusu var.  Aslında her ikisinde de yapılan uygulama aynıdır. Tedavi için yapılan hacamatta her hastalık için farklı protokoller uygulanır.  Yapılan bölgeler değişir. Sünnet hacamatı ise islami inanç gereği yapılmak istenen hacamattır. Sünnet hacamatına hazırlanırken hacamatın iki gün öncesi ve iki gün sonrası hayvansal gıda alınmamalı, cinsel ilişkide bulunulmamalıdır. İşlem sırasında okunması gereken dualar vardır.  Kadınlar adet dönemindeyse sünnethacamatı uygulanmaz. Sünnet hacamatı Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günleri uygulanmaz. Hicri ayın 15-17-19-21-23 üncü günleri en uygun günlerdir. 2020 yılı Mart ayının 10-12-14-16 ve 18’i hicri takvimegöre uygun tarihlerdir. Ancak Çarşamba,cuma ve cumartesi günleri sünnet hacamatı yapılmadığından 10-12 ve 16’sı tercih edilir.

Genel olarak işlem sonrası yaklaşık 24 saat o bölgeye su değdirilmemeli. 1 hafta içinde banyo yapılacaksa kese, lif gibi aşındırıcı kullanılmamalıdır. İsteyen ozon yağı ya da kantaron yağı sürebilir. Bunda bir zorunluluk yoktur.

Son olarak konu ile ilgili eğitimlerini tamamlamış ve Sağlık Bakanlığı tarafından tanınmış sertifikası olan bir hekimin uyguladığı kupa ve hacamat tedavisinin sağlığınıza katkı sağlayacağını söylemek isterim.  Bu uygulama, tek kullanımlık malzemelerle, mikroptan arınmış ortamda ve bilimsel bakış açısı ile yapılmalıdır.

Sağlıklı ve mutlu günlerde buluşmak üzere…