Bahar geldi. Cemreler çoktan düştü havaya, suya ve toprağa. Afyonumuzun ara sokakları bile kiraz çiçekleri, mis gibi kokan mor sümbüllerle bezendi. Mevsimlerden bahar, aylardan nisan en sevdiklerimdir. Hava gitgide ısınıp, günler uzarken doğanın canlanışına şahit olmak… Hayatın güzelliklerine bakıp iyi ki varım, iyi ki buradayım diyebilmek… Bu bakış açısını hayatın tüm alanlarına yayabilmek önemli. Bahardan bahara değil, her mevsimde, her yaşta, her durumda, her anın tadını çıkarabilmek.

İçten içe hayatın tadını çıkarmak isterken, bu aralar bir bitkinlik, bezginlik, yorgunluk kapladıysa tüm vücudunuzu ve hatta ruhunuzu, endişe etmeyin geçer. Doğa coşarken, çocuklar boy atarken, hava her geçen gün ılıyıp, güneş gülümseyen yüzünü daha da çok gösterirken, tüm bunlar olurken havadaki nemin artması, elektrik akımları ve pozitif iyonların varlığıyla kendimizi yorgun, bitkin hissedebiliriz. Baharla birlikte mide şikâyetleri, alerjik sorunlar, egzama ve astım artış gösterir. Hatta dolaşım sistemimizin bahara uyum sürecinde hipertansiyon ve kalp krizleri görülebilir.

Covid-19 hastalığına karşı güçlü bir bedene ve bağışıklık sistemine sahip olmak için neler yapılması konusunda daha önce yazmıştım. Bahar yorgunluğundan kurtulmak için de hemen hemen benzer şeyler yapılmak gerekir. Kış boyunca su ihtiyacı hissetmemiş ve yeterli su içmemiş olabiliriz. Bahar aylarının gelişi ile günlük içtiğimiz su miktarını 2,5-3 litreye çıkartırsak canlanan doğa, yeşillenen ve çiçek açan dallar gibi biz de canlanır çiçekleniriz. Günlük 1 şişe maden suyu içerek vücudumuzda eksilmiş olan bazı mineralleri yerine koyabiliriz. Evlerden çıkamadığımız, doğaya karışamadığımız şu günlerde ev içinde hafif egzersizler yapmak, evi havalandırmak ve günün güneşli saatlerinde pencere önünde ya da balkona çıkarak güneşten faydalanmak bahar yorgunluğuna iyi gelir. Düzenli olarak yapılan hafif egzersizlerle metabolizma hızlanır, dinlenmiş halimize oranla daha çok enerjiye sahip oluruz. Bu arada beslenmeyi düzenlemeli, karbonhidratlardan uzak durup meyve, sebze ve yeşilliğe ağırlık vermeliyiz. Muz, çilek, çikolata, süt ürünleri özellikle de dondurma günümüzü güzelleştirirken endorfin salgımızın artmasını sağlar. Mutluluğumuz için vücudumuzun bize en güzel desteği olan endorfin hormonu beynimizin özel bir alanından salgılanır. Bu hormonun salgılanma miktarı kişinin yaşam tarzı, alışkanlıkları, hal ve hareketlerine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Saat 23:00 civarı uykuya dalındığında gece 03:00 e kadar endorfin salgılanır. Gece yatmadan 2 saat öncesinde ekranlı cihazlardan uzak kalmak, ılık bir duş almak uykuya dalmayı kolaylaştıracaktır. Gün içinde güzel müzikler dinlemek, bizi mutlu eden bir film izlemek, hobilerimizle uğraşmak gibi sevdiğimiz şeyleri yaptıkça mutluluk bize koşarak gelir. Sevdiklerimize sarılmak, sevgiyi paylaşmak da endorfin salınımını arttıran etkili bir yöntemdir.

Mutluluğun bir tercih, bir yaşam tarzı olduğunu bilerek ve gülümseyerek uyanmak, gün boyu yapılan tüm aktivitelerden keyif almak, gün doğumundan, batımına kadar şükür içinde yaşamak bir süre sonra alışkanlığa döner. Mutluluğun karakterimizin ayrılmaz bir parçası olmasını sağlar. Saksıdaki çiçeğin yeni bir dal vermesi, komşunun çocuğunun muzip bir bakışla gülümsemesi, yaptığımız kurabiyenin bu sefer tam istediğimiz gibi olması, uzun zamandır görmediğimiz bir dostun arayıp hatır sorması… Gün içinde buna benzer nice küçük mutluluklarımız var. Bunların farkında oldukça, bu güzellikleri içimizde biriktirdikçe, baharın yaratıcı, üretken ve coşkulu etkileriyle birleştirdikçe, keyfimiz yerine gelir. Hayata daha sıkı bağlanırız. Sağlığımız gün geçtikçe düzelir, daha dik durur, yapılacak işleri çok daha kolaylıkla yapıveririz. Mutluluk bağışıklık sisteminin ruhsal desteğidir. Mutlu insanlar daha az hasta olur, çabucacık iyileşirler. Mutluluk ve gülümseme bulaşıcıdır. Yüzü gülen, mutlu bir insan çevresindeki diğer insanların da keyfini yerine getirir.

Bahar, harekete geçmemiz konusundaki uyarısını bizi ruhsal ve bedensel olarak yorarak verir. İyi, mutlu, üreten insan olmak kendi elimizdedir. Hayat yolculuğumuzun başlangıcından biz sorumlu olmasak da, yoldan ve varıştan biz sorumluyuz.

Bu haftaki yazımı bitirirken tüm evlatlarımızın, Atamızın armağanı olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımıza sağlıklı, mutlu bir gelecek diliyorum.