Bu sabah çok sevdiğim, çok değer verdiğim bir arkadaşımın sosyal medyadaki paylaşımı ile kendime geldim. Üstelik bu arkadaşım arkadaşlıktan öte aynı zamanda hocamdır. Dertleştiğim, akıl danıştığım kişidir. Sevgili Dr. Murat ULUSOY, hipnoterapist olduğu gibi Vajinismus konusunda çalışmaları, yayınları var. Naif kişiliği ile olaylara bakışı da çok faklı. Bu gün de yine her günkü gibi olağan derslerinden birini verdi.  Ardından başka meslektaşlarımın paylaşımlarını okudum. Duygulandım. Sizlerle paylaşmak istedim.

Murat hocam Halil CİBRAN’dan bir alıntı paylaşmıştı.

“Bir gün iyilik ve kötülük deniz kıyısında karşılaştılar, dediler ki; 'haydi denize girelim!' elbiselerini çıkartıp sularda yüzdüler. Bir süre sonra kötülük, kıyıya dönüp iyiliğin giysilerine büründü ve yoluna gitti. İyilik de denizden çıktı fakat kendi elbiselerini bulamadı. Çıplak olmaktan utanıyordu, çaresiz kötülüğün elbiselerine büründü ve yoluna devam etti. O gün bu gündür insanlar onları birbirine karıştırır. Ancak içlerinden iyiliğin gözlerindeki ışıltıyı bilen bazıları vardır ki, elbiselerine bakmaksızın onu tanırlar. Ve yine kötülüğün yüzünü ve gözlerini tanıyan bazıları vardır ki, elbiseleri onu tanıyanların gözlerinden gizleyemez.”

Bu yazıyı Corona’ya karşı savaşırken sağlıkçıların giydiği kişisel koruyucu donanımları incelerken gördüm. Günlerdir hastanede tüm sağlık çalışanları bambaşka kıyafetlerle dolaşıyor. Hepimizin yüzünde maske olması dışında hastanede forma giyiyoruz. Corona servislerinde ve Corona’lı hastaları karşıladığımız polikliniklerde çalışan doktor, hemşire, temizlik görevlisi ve sekreter kadrosundaki tüm sağlık personelimiz de sadece kendisini ve sevdiklerini korumak için değil, bu zalim hastalığın tüm topluma yayılımında katkı sağlamamak için bu kıyafetleri kullanıyor. Tüm gün bu kıyafetler içinde olmak, o kalın maskelerin arkasından nefes almak, koruyucu gözlük ve siperliklerle, kat kat kıyafetlerle hareket etmenin çok zor olduğunu tahmin edersiniz. Hele de bu kıyafetlerle hastaları tedavi etmeye çalışmak… Bu kadar koruyucu ekipmanın arkasına gizlenmiş gözlerindeki iyiliğin ışığını görmek ise bana umut, güven ve cesaret veriyor.

Sizlerin yapması gereken ise sık ve kuralına uygun el yıkamak, sosyal mesafeyi korumak, sokağa gerekmedikçe çıkmamak, sokağa çıkıldığında ise maske kullanmak sıkça vurguladığımız korunma yöntemleri. Maske demişken, cerrahi maske olarak kullanılan maskeler kullan-at maskedir. Uzun kullanımlı kumaş yapıdaki maskelerin de her seferinde yıkanıp temizlenerek, dezenfekte edilerek kullanılması hem kişisel hem de toplumsal sağlık için gerekli. Aksi halde sahte güvenlik hissi ile Corona virüsünü kendimize, sevdiklerimize ve tüm topluma bulaştırabiliriz. Şu an hastanelerde tüm doktor ve hemşireler durmaksızın çalışıyor. Tüm branşlardaki doktorlarımız Corona polikliniklerinde aktif nöbet tutuyorlar. Bizlerin aile sağlığı merkezlerinde, toplum sağlığı merkezlerinde ve hastanelerde durmaksızın yaptığımız çalışmalar sonuç verecek elbette. Ama sağlık personelinin, eczacıların, gencecik insanlarımızın hastalık ve ölüm haberlerini almaya başladık. Bakanımız her gün konuşmasında sosyal izolasyon ve sosyal mesafelenme konusunda uyarılar yapıyor.  Sizlerin de yapması gereken, duyarlı vatandaşlar olarak kendiniz ve sevdikleriniz için uyarıları dikkate almanız. Cuma gecesi 31 ilde hayata geçirilecek olan sokağa çıkma yasağının duyurulması ile o illerde kaos yaşandı. Son iki saatte tüm şehir sanki marketlere doluştu. Ne maskeye ne de sosyal mesafelenmeye dikkat edildi. Yapılmak istenenin tam aksi şeyler yaşandı o illerde. İşte böyle bir durumda Bakanımızın açıklamaları, bilim insanlarının sürekli uyarıları ve bizlerin tüm çabası boşa bir çaba oluyor. Hastalığın seyrini azaltmak iken niyet, böylesi bir davranışla hastalığın yayılma hızının artması kaçınılmaz. Hepimiz izledik bunu televizyonlardan maalesef… Bu iyi niyetle yapılan iş, kötülüğe iyilik elbisesi giydirmekten farklı mı?

İtalya’dan haberler okudum. Kasım ayında eşimle kısa bir Roma tatili yapmış, halkını tanımaya çalışmıştık.  Bize benzeyen heycanlı, hareketli bir halk İtalyanlar da. O sırada ev sahipliğimizi yapan Feruccio ile görüşüyoruz zaman zaman. Hiç evden çıkmadıklarını yazdı bana son olarak. Şimdilik onun ve ailesinin sağlığı iyi. Ancak Corona sebebi ile 20.000 civarı can kaybı olan ülkede ağır bir ekonomik kriz de var. Gazetelerde mafyanın fakir halka yiyecek yardımı yapmaya başladığı yazıyor. Her ne kadar İtalyan hükümeti mafyanın, halkın kontrolünü ele geçirmesinden korkuyor olsa da, romantik bakış açısı ile kötülük kıyafeti giymiş iyilik olarak yorumlamayı tercih ediyorum bu durumu.

Bu sabah haftalık alışverişimi yapmak için çıktığımda muhteşem bir bütünün parçası olduğumu gördüm bir kez daha. Beni tanıyan esnaf hastanede işlerin nasıl gittiğini, onların neler yapması gerektiğini sordu. Beni yolcu ederken maskelerinin altında gülen gözlerini görmek, ben ve çalışma arkadaşlarım için iyi dileklerini duymak moral oldu. Eve döndüğümde yine sosyal medyada arkadaşlarımın karşılaştıkları hoşlukları, incelikleri okudum.  Ülkemde herkes birbirine destek olmaya, birbirinin yüzünü güldürmeye çalışıyor. En güzel sonuca, sağlıklı günlere bir an önce kavuşmak için ise yapılacak tek bir şey var. Her şartta evde kalmak.

Sağlıklı ve mutlu günlerde buluşmak üzere…