Rengi boz bir kır, boz, bozkır.

Düz, dümdüz bir sessizlik.

Gittikçe büyüyen, yaklaştıkça artan.

Ayazda, sıcakta kalan, yanan, kavruk yüz. 

Çatlayan el, dudak.

Çalılar. Tek tük ağaç yalnızlıkları.

Toprak, çıplak, kuru. 

Ve insanı bozkırın.

Yalnız, sessiz, kederli. 

Ve yağmura hasret topraktan yüzü.

Şiiri, Acıgöl’de çekim yaparken karşılaştığım çoban için yazdım. Hayatımda gördüğüm en doğal yüzdü, bakıştı. Saçlar dağınık, karışık, beyazlamış. Fotoğrafını çektim. Bir süre sonra tekrar gittim yanına, arayıp buldum onu. Akpınar Köyü’nde. Gemiş’te olduğunu söylediler. Kardeşi ile birlikte gittik. Saçlarını kestirmişti. Tarkovski’nin Ayna filminden bir sözü duydum içimde. 

“O güzellik nereye gitmişti? O doğallık neredeydi?