07.07.2007 yılında ‘’Türk Aleviliği’’ konferansı verdiğimde Konya Yazarlar Birliği ailesiyle tanışmıştım.

O tarihten sonra bu kıymetli aileden hiç ayrılmadım.

‘’Ailede Huzur için 9 S’’ i anlattım 28.10.2013’de.

Ama daha çok dinledim, öğrendim, tanıştım, kaynaştım, ufkumu açtım.

Konya Yazarlar Birliği benim ve tanıştığım, tanıştırdığım tüm dostlarımın ifadesiyle bir akademi, sürekli eğitim merkezi oldu.

25 yıldır Cumartesi günü saat 14.00 de kıymetli bir konu ve değerli bir konukla öğrencilerinin ruhunu, aklını, kalbini doyurma gayretinden hiç taviz vermedi Konya Yazarlar Birliği.

14.00 deki programdan sonra önce havuzlu, çiçekli doğal bahçesinde gerçekleşen sohbetler şimdilerde KılıçarslanMeydanı  bitişiğindeki STK’lara ayrılmış havzadaki merkezinin harika salonunda devam ediyor.

‘’Dost dostun zehrini alır.’’

‘’Müsademe-i efkardanbarika-i hakikat tevellüt eder/Fikirlerin çarpışmasından hakikat şimşeği ortaya çıkar.’’

Sadece Cumartesi 14.00’de düzenlenen panel ve konferanslar değil, bazen şiir akşamları, bazen sempozyumlarla akademi özelliğini pekiştiriyor Konya Yazarlar Birliği.

Bir de eğitimin yaşamın içerisinden yürümesi gerektiğini vurgulayan ‘’Yazılacak çok şeyimiz var’’ gezilerini düzenler.

Bu geziler bazen yakın çevremize, bazen ülkemizin farklı coğrafyalarına uzanır.

Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı? Sorusunun cevabı aslında ‘’Gezerken okuyandır.’’

Gezilen yerler 100’ün üstünde göz, 50’nin üstünde akıl ve gönülle yazıya ve söze dökülür ve akademi hem üyelerine hem de Konya’dan başlayarak ülkeye, ümmete ve insanlığa katkı yapar.

Yazarlar gezi boyunca dağarcıklarını birbirlerine açarlar ve ortaya muazzam bir yerli sofra orta çıkar.

Tam anlamıyla fikrin hakim olduğu bir yerli malı havası eser gönüllerde.

Karabük-Safranbolu-Amasra-Bartın gezisi de bu manaların coştuğu bir seyahat oldu.

Batı Karadeniz’in bu doğal güzellikleri ve tarihi zenginliğiyle meşhur beldeleri tüm yazarlarımızı mest etti.

Karabük; demirin merkezi Kardemir’i ve Üniversitesi ile,

Safranbolu; meşhur evleri , Tokatlı Kanyonu, Cam terası, safran başta baharat çeşidiyle,

Çeşm-i Cihan Amasra; denizi, coğrafi güzelliği, kalesi, Fatih Camii, Şapeli ve tarihi derinliğiyle,

Bartın; müzesinde somutlaştırdığı tarımı, gülü, balıkçılığı ve tarihi zenginliğiyle hepimizde unutulmaz izler bıraktı.

Konyamıza en acil yansıtmamız gereken Bartın Şehir Müzesi gibi bir şehir müzesi.

Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’ın Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum’la birlikte Konya kültür ve turizmi için en önemli ve en acil olan Şehir Müzesini Bartın Şehir Müzesi ve son dönem farklı örneklerini modelleyerek bu dönem içerisinde gerçekleştireceğine inanıyorum.

Kulluk ‘’bal arısı’’ gibi yaşamaktır.

Okuduğun her kitap, gezip gördüğün her mekan bir çiçektir.

Kulun üzerine farz olan ise okuduğu kitaplardan ve gezip gördüğü mekanlardan aldığı nektarları kendi kovanına çekilip en güzel ve kendine özgün bal yapıp Rabbinin ve insanların dikkatine sunmaktır.

Bu bazen biz de olduğu gibi nesir tarzında yazı, bazen şair ruhlularda şiir, bazen de türkü ve şarkı olarak yansır aleme.

Prof. Dr. Hayri Erten Bey’in şahsında tüm Konya Yazarlar Birliği Yönetimine bu nevi güzel hizmetlere vesile oldukları için teşekkür ediyorum.

Bütün bunları Afyonkarahisar camiası için neden yazdım?

Bu akademi her yerde, özellikle Afyonkarahisar’da olmalı.

Afyonkarahisar kültür ve sanat camiasının alicenap temsilcileri!

Sizleri en kısa sürede Türkiye Yazarlar Birliği Afyonkarahisar şubesini açmanız konusunda davet ve teşvik etmek çabasındayım.

Haydi!

Siz yoksanız biz çoook eksiğiz…