Düşmanın en eski , en büyük ve en etkin taktiği idi “ senden yana “ görünmek . “Dost” gibi olmak .

Tarih boyunca uygulandı ve her seferinde başarılı oldu bu yöntem .

Biz millet olarak candan , misafirperver, samimi insanlarız . Yüzü bize güleni dost biliriz . Dinimizin gereği biliriz tebessümü .

Dostuna elbette duvar örmez insan . Kalkanın yoktur dostuna karşı , savunma gereği duymadığın İçin dostunun mahrem dairende durmasından rahatsız olmazsın . Yaptığının arkasında bir başka niyet aramazsın . Davranışına , tutumuna , söylediğine takılmadan , iyi niyet çerçevesinde yorumlayıp olanı , dananın altında buzağı aramazsın .

Çok büyük duadır benim için “ İyiyi , kötüyü , dostu , düşmanı ayırt edebilmem için bana basiret ver Allah’ ım “ .

Kendi rengini , durduğu yeri belli eden, “mert” düşman neredeyse yok denecek kadar az kaldı. Öyle olsa bilirsin kim , kimdir , ona göre hareket edersin .

Evine , mutfağına ,evinin odalarına kadar giren dostuna karşı savunmasız olduğundan bu sinsi “ dost” un düşmanlığı kaçınılmaz olarak fazlasıyla zarar verir sana .

Bu yöntem devletlerin içine sızmak içinde örgütlerce , düşman devletlerce kullanılmış . Misyonerler özel olarak yetiştirilmiş . “İngiliz hempher’ in itirafları “ kitabını okuduğumda bizim her seferinde iyi niyetimizden vurulduğumuzu anladım .

Hempher, 1700 lü yıllarda dönemin İngiliz Hükümeti tarafından Osmanlı İmparatorluğu ‘ nu parçalama , yok etme planları dahilinde özel yetiştirilen casuslardan birisidir.

İngiltere’de İslam ve Türkçe eğitimi aldıktan sonra ilk olarak İstanbul’da görevlendirilmiştir. İstanbul’da Müslümanlığı seçen kimsesiz biri olduğunu söyleyerek Şeyh Ahmet isimli  bir alime yaklaşmış , bu süre içerisinde Arapça ve İslamiyet ile ilgili bilgilerini pekiştirmiş, pek çok sahaya girip çıkmış Türkçesini ilerletmiştir. Tüm bunların amacı daha çok müslüman , daha samimi vatandaş görünüp , bu arada devletin ve milletin tüm zayıf noktaları tespit etmekmiş .

Neticede İngilizler mezhep ayrımını körüklemiş , yanlış bilgiler içeren dini kitapları Osmanlı’da kurdukları matbaalarda bastırıp dağıtmış , özde müslüman olmayan sahte hocalara bilerek yanlış fetvalar verdirmiş ve hatta kendilerince tahrip edilmiş sahte Kuran-ı Kerim bastırıp , çoğaltmışlardır . Halkı kin ve nefrete sürüklemiş , ayrıştırmış , isyanlar çıkarttırmış , Osmanlı’yı içten içe yıpratarak ve ne yazık ki devlet içine sızanların hainliği ve sinsilikleri ile koskoca İmparatorluğu parçalamayı başarmışlardır .
 Yıl 2019 . Taktikler hep aynı . İçimizdeler . Sinsiler . Zayıf noktalarımızı tespit edebiliyorlar . Sinsi sinsi nifak tohumları ekiyorlar . Her gün başka bir biçimde milletimize , devletimize zarar vermeye çalışıyorlar . Her seferinde başka bir planla halkımızı istedikleri yöne sürüklüyorlar.

Gözümüzü dört değil ondört açmalıyız . 15 Temmuz ‘ un seneyi devriyesinde nasıl bir cendereden geçtiğimizi unutmadan , vatanımıza , milletimize, devletimize, bayrağımıza sımsıkı sarılıp düşmana fırsat vermemeliyiz . Hainlere karşı tek yumruk olmalıyız .

Hürmet ve muhabbetle siz kıymetli okurlarımıza selam olsun.