Doğum insanı her seferinde dehşete düşürebilen büyülü bir süreçtir. Bu büyülü sürecin kısmen daha görünür olan biyolojik aşamalarının yanında, daha gizli, belki de gizemli olan psikolojik aşamaları insanın varoluşunda önemli bir yer tutmaktadır. Herkesin bir doğum hikâyesi vardır. Bu hikâye başlıca anne ve babanın ruhsal etkileşiminden geçerek oluşur ve doğmamış bebeğin ruhsal gerçekliğini oluşturmaya başlar. Çocuklara yönelik psikolojik tedavi uygulamalarında eşler arası iletişimin, çocuk üzerindeki etkisinin önemli bir yeri vardır.

Koronavirüsü salgını nedeniyle ailece evde kalarak sosyal sosyal izolasyona devam ediyoruz. Gün boyu ev içinde geçirmek ilişkilerimizi olumlu etkileyebileceği gibi başta eşler arası iletişimi olumsuz etkileyebilir. Eşler arasında iletişim çatışmalarını önleyebilmek, virüsün meydana getirdiği olumsuz duygularla ve sosyo-ekonomik sorunlarla baş edebilmek için eşlerin ilişkilerini doğru yönetebilmesi ayrıca önem arz etmektedir.

 

Eşler arası iletişim

Eşler sevilme, saygı, değer, kabul edildiğini, yakınlığı ve duygusal doyumu hissetmek isterler. Bu sistem ilişkinin sağlıklı sürmesine yardımcı olur. Sistemde olumlu duygularda eksiklik, yoksunluk sorunlarına veya depresyona yol açabilir. Bir erkek kadını arar, çünkü kendinde eksik olanın onda olduğunu hisseder. Tamamlanmamış olana doğru içimizden bir çekim, istek yükselir. Sevgi, her iki tarafında eşit olarak verip, almasına dayanarak ve her iki tarafında kendisini güvende hissetmesiyle oluşur ve büyür. İlişkide karşılıklı anlayış çiftler arası iletişimde süreklilik sağlar. İlişki yaşamın bütün evresidir. Çocukluk, gençlik, karı-koca ve ebeveynlik rolleri ile ileriye doğru yürür, geriye doğru değil. İlişkide alıp, verme ancak karşı tarafın alabileceği kadar verdiğimiz ve onun da verebileceği kadar istediğimiz sürece sağlıklı yürür, sınır da budur. Evliliği eğitim, sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyleri etkilemekle birlikte, geniş aile ve toplum çiftlerin kararlarında belirleyici olduğunu görmekteyiz.

Eşler arası iletişim sorunları

Aile ve sosyal çevre, çiftler arası iletişimi olumlu yönde etkileyebileceği gibi çatışmaya neden olabilecek risklerde beraberinde içermektedir. Aşırı müdahale edici otoriter baskıcı veya koruyucu aile yapısında yetişen bireyler, uyum sorunu yaşarlar. Eşlerin kişilik özelliklerinde farklılık, birbirleriyle ilgili beklentilerini ortaya koymada yaşadığı güçlük, eşini baskı altına alarak beklentilerine uygun düşünmeye ve davranmaya zorlaması çiftler arasında iletişim sorunlarına yol açar. Aile yaşam döngüsünün ilk evresinde sen ve ben çatışması yaşayan çiftler, çocuklarının doğumu ile anne ve baba rol paylaşımında uyum sağlayamazlar.

Eşler arası olumlu iletişimin özellikleri

Kadın ve erkek genetik, aile ve toplum yaklaşımları açısından farklı kişilik özelliklerini içerir. İlişkilerde farklı kişilik özellikleri bilmek, bu özelliklere uygun yaklaşımlarda bulmak birçok sorunun önlenmesinde yardımcı olabilecek tutumları içerir. Eşinizi anlayabilmek, tutumlarının sebepleri doğru analiz edebilmek için öncelikle dinleme becerisi gösterebilmek gerekir. Dinleme becerisi için, rahat bir ortamda sakin duygu ve beden duruşu ile kendinizi eşinize vererek anlama çabanızı ortaya koyabilmektir. Dikkatli bir dinlemede eşler birbirlerinin sözlerine içtenlikle kulak verirler. Dinlemenizin amacı bilgi edinmektir bilgi edinmek için dinlemenin karşıtı, itiraz etmek için dinlemektir.

Duygularınız eşinizle paylaşmanız gereken önemli bilgilerdir. Aynı zamanda duygularımızı düşüncelerimiz için bir başlangıç noktası olarak almamız gerekir. Duygular, düşünceler ve eylemler birbirinden ayrılmazlar. Bir duygunuzun farkına vardığınızda, aldığınız mesajı doğru değerlendirebilmeniz için, o duygu hakkında iyice düşünmeniz gerekir.

Duygularınızı bu şekilde kullanabilirseniz, kaygılarınızın, korkularınızın ve “Duygular tercihlerinizin neler olduğunu anlamanızda yol gösterirler.