Arslan’ın açıklamaları şöyle: AZERBEYCAN’IN YANINDAYIZ. Ermenistan'ın coğrafyamızın huzuruna kastederek, Azerbaycan'a karşı yapmış olduğu hain ve alçakça saldırıları kınıyor, bu saldırılarda şehit düşen Azerbaycanlı kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diliyorum. Ermenistan bilmeli ki, bu tutumunu sürdürmesi sadece kendisine zarar verecektir. Emperyalist güçlere güvenerek gerçekleştirdiği bu haksız ve hukuksuz saldırılardan bir an önce vazgeçmelidir. Ermenistan bilmeli ki, bu tutumunu sürdürmesi sadece kendisine zarar verecektir. Emperyalist güçlere güvenerek gerçekleştirdiği bu haksız ve hukuksuz saldırılardan bir an önce vazgeçmelidir. Saadet Partisi olarak her zaman kardeş Azerbaycan'ın yanında olduğumuzu bir kere daha vurguluyor, iktidarın bu yönde atacağı adımları destekliyor, Ermenistan'ın bu saldırgan tavrını şiddetle kınıyoruz. MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÖZÜR DİLEMELİ. Uzaktan eğitim sisteminin temel taşı olan Eğitim Bilişim Ağı (EBA), geçtiğimiz gün sabah saatlerinde ‘yoğunluk’ nedeniyle çöktü. Milyonlarca öğrenci ve binlerce öğretmen sisteme giremeyip ‘Çok kalabalık’ uyarısıyla karşılaşırken, uzaktan eğitim de durdu. EBA sisteminin çökmesi ile ilgili olarak, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk,“Bu bizim için aslında olumlu bir haber. Talepte sıçrama oluştu” dedi. Sayın bakana sormak istiyorum acaba Türkiye’de kaç öğrenci olduğunu biliyor musunuz? Türkiye’de uzaktan eğitim yapıldığını biliyor musunuz? Öğrencilerin eğitimden mahrum kalmamak için EBA’ya mecburen girmesi gerektiğini biliyor musunuz? Eğer bu sorulara cevabınız ‘evet’ ise ‘talepte sıçrama’ ne demek? Pazarda karpuz satmıyorsunuz ki ‘talepte sıçrama’olsun! Kaç öğrencinin, kaç öğretmenin sistemi kullancağı belli iken böyle bir açıklama insanınımızla alay etmektir. Yaklaşık bir hafta önce EBA Yeni Yayın Dönemi Tanıtımı’nda Ziya Selçuk yeni döneme hazır olduklarını söylemiş ve, “Dünyanın en iyi dijital eğitim altyapısını kuruyoruz. Çok iddialı olarak söylüyorum. Uzaktan eğitimde dünyadaki 3-5 ülkeden bir tanesi Türkiye” diyordu. İddiasının üzerinden sadece 5 gün geçti ve EBA çöktü. Hiç değilse bir mahcubiyet içerisinde özür dilemesi gerekirken pişkince cümleler sarf etmesi kabul edilebilir değildir. Bakanın bu sözlerinden dolayı özür dilemesi, sistemdeki problemleri acilen gidererek, EBA’daki tüm uygulamaları ücretsiz hale getirmesi ve tüm öğrencilerin EBA’ya ulaşmasını sağlaması gerekmektedir. BU BAKANLAR NEREYE BAKIYOR? Maalesef bakanlarımız problemleri çözmekten çok uzak. Nereye bakıp ne gördüklerini anlamakta hakikaten güçlük çekiyoruz;EBA çöküyor Milli Eğitim Bakanı ‘bu olumlu bir haber’ diyor,Saman ithal ediliyor Tarım Bakanı ‘saman ithal etmiş olabiliriz ama bu ihtiyaçtan dolayı değil’ diyor, ‘paramız var ki ithal ediyoruz’ diyor,İstanbul’un fethi ile ilgili Kültür Bakanı ‘işgal’ kelimesini kullanıyor, Türk Lira’sı değer kaybediyor, geçim sıkıntısı artıyor Ekonomi bakanı ‘dolarla mı maaş alıyorsunuz’ diyor, Berat eden memurlar işlerine iade edilmiyor İçişleri bakanı ‘mahkemenin kararına uymak zorunda değilim’ diyor, Aile bakanı çocuğu annesinden ayırmak için çeşit çeşit projeler üretiyor, sizler kimin bakanısınız? Nereye bakıyorsunuz? Kimlerin sözlerine bakarak kararlar alıyorsunuz? Bakmanız gereken tek yer ülkemizin problemleri ve çözüm yolları olmalıdır. Lütfen işinizi düzgün yapın. KARANTİNAYA ALINMIŞ İNSANLARIMIZIN DOLAPLARINA DA BAKILMALI. Hastalıklara karşı en önemli faktör bağışıklık sisteminin güçlü olmasıdır. Yani vücuda giren mikropların, ilave bir ilaç kullanmadan vücudumuz tarafından etkisiz hale getirilmesidir. Bunun için ise yeterli beslenme son derece önemlidir. Yetersiz beslenen insanların bağışıklık sistemleri güçlü olamaz. Koronavirüs ile mücadele ettiğimiz bu günlerde alınacak tedbirlerin belkide en başında insanımızın gelir düzeylerini artırmak gelmektedir. Çünkü insanımız yeterince gıdaya ulaşamamaktadır. Karantina döneminde evden çıkan insanların haberlerin hep duyuyoruz. Bazıları çalışmak için evden çıktığını belirtiyor. Karantinaya alınacak vatandaşlara devlet 1000 tl yardım yapıp ondan sonra karantinaya alması gerekir. O zaman sorabilirsiniz ‘neden dışarı çıktın’ diye? Yoksa insan virüsten değil ama açlıktan ölecek. Karantina denetlemesinde insanların sadece evde kalıp-kalmadıklarına değil dolaplarına da bakılmalı. Bu insanlar 14 gün boyunca ne yiyip ne içiyorlar? ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMASI ACİLEN KALDIRILMALIDIR. İktidar bütün suni gündemlerden kurtularak ekonomiye yönelmelidir. Üretime dönük olmayan yatırımlardan uzak durmalıdır. İsraftan uzak durmalı ve lüksten kaçınmalıdır. Vatandaşına bir dilim daha fazla ekmek vermenin hesabını yapmalıdır. Sayın Süleyman Soylu bir konuşmasında ‘İstanbul’a polis atayamıyoruz, ev kiraları yüksek, kimse gitmek istemiyor’ diyor. Haklı bir serzeniş. Aynı zamanda geçim sıkıntısının iktidarın kendisi tarafından ilanı. Peki Sayın Soylu, ya asgari ücretli ne yapsın? Zaten ‘açlık sınırı’nın altında bir ücret almakta iken, asgari ücretliden bir de vergi kesintisi yapılıyor. Asgari ücretten alınan vergi kaldırılmalıdır. Aksine asgari ücretliye destek verilmelidir.