Her akşam haber saati elimde kumanda , sürekli haber , haber atlayarak sözde haberleri izlemeye uğraşıyor, sonunda pes edip mutfağa gidiyorum , döndüğümde ki yayın akışı ise daha da üzücü , düşündürücü ...

Birbirinden korkunç, entrika dolu, töreye geleneğe aykırı “dizi “ lerimiz yarışıyor beynimizi yıkamaya . Küçük küçük zehirlediler bunlarla bizi. Eskiden sadece üçüncü sayfa haberi olan olaylar artık manşetlerde yer alıyor. Prime time kuşağında zirve yapıyor bu diziler. Ne mi oldu sonunda ? Kanıksamaya başladık...

Kanıksama, pek çok yinelenmiş olması dolayısıyla artık etkilenmez olmak, aldırmamak, alışmak anlamına gelir . Toplumları değiştirmek, istenilen kıvama getirmek için kullanılan bir psikolojik savaş veya algı yönetim tekniğidir de aslında. Bir toplumun değerlerini, duygularını bilgi birikimini, kültürünü , hassasiyetlerini , tepkilerini , davranışlarını değiştirmek için önce küçük dozlarda verilen mesajlarla onu alıştırır, sonra istedikleri gibi tepkisiz hâle getirilir . Uyuşturulur.    

Yapılan kurbağa deneyi gibi ; Bir kurbağayı, kaynayan suyun içerisine attığımız zaman aniden tepki verir ve zıplar . Fakat yavaş yavaş suyu ısıtmaya başlarsak , kurbağa bu kez ısıta yavaş yavaş , alışır ve acı sonu gelir ...

Bununla ilgili bir çalıştay yapmak hep istediğim di ama pek çok sebeple yapamadığım bir plan oldu benim için . Tüm medya kuruluşları, baro, belediye , üniversite, psikologlar , insan hakları ve kadın dernekleri ile birlikte bir atölye çalışması yapıp , medyada yer alan haber verme biçim ve konularının toplum üzerindeki etkilerini bir bildiriye dönüştürmek istemiştim .

Beni bilen dostlar bilir ki ben şiddet konuşmayı sevmem , insana , hayvana , eşyaya yönelik her türlü şiddetin karşısındayım . Bu sebepledir ki şiddetin haberlere , gazete sayfalarına , dizilere , filmlere girmesinden haz etmem . Zira duya duya , göre göre kanıksıyoruz .

Kanıksarsak; umursamayız , şaşırmayız . Kanıksarsak olayları sıradanlaştırırız, önemsizleştiririz. Artık yitirmekten rahatsız olmayız . Duyarsızlaşırız ve devamla en kötüsü artık normalleşme sürecine gireriz ...

En korkuncuna ulaşmadan lütfen ve lütfen televizyonlarda, gazetelerde ve dahi her türlü medya üzerinden halkımızın bilinçaltını zehirlemeyin artık .

Vazgeçin artık kadına ve çocuklarımıza yönelik acı dolu haberleri yayınlamaktan . Yol yordam öğretir gibi her detayı anlattığınız sözde televizyon programları yapmaktan vazgeçin ... Biraz kaba olacak ama bizde bir tabir vardır “ eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek “ etmeyin işte , düşürmeyin aklında olmayana karpuz kabuğunu . Hanımına , evladına kızan “ avukat hanım haberleri duymuyon herhal” diyor ondan sonra .

Bu konuda durmadan yazıp durmayın . Güzel haberler yazın . Bakın geçtiğimiz hafta sonu Süslü Kadınlar Bisiklet turları düzenlendi. Sokaklar cıvıl cıvıl oldu . Kadın siyasetçiler , kadın sporcular , kadın sanatçılar , kadın sanayiciler her geçen gün başarılara imza atıyor bunları yazıp anlatın .

Hem artık bırakın cinsiyetçi yaklaşımları , cinsiyet eşitliği deyin canım.

 

Özetle ; insanları kanıksatıp duyarlılık bekleyemeyiz . Cezalar falan caydıramaz kanıksayan zihinleri . Psikologlar daha iyi açıklar elbet ama bu apaçık bir gerçektir .

Biz her olaya hep güzel bakan , güzel söyleyen bir peygamberin ümmetiyiz . Kur’ân-ı Kerîm, bizleri güzel ve düzgün ifâdeler kullanmaya dâvet etmektedir. İnsanlara “kavl-i hasen” ( el-Bakara, 83; el-İsrâ, 53) yani en güzel sözü söylemeyi emreder.Kur’ân-ı Kerîm anne-babaya karşı “öf” bile deme, onlara; (kavlen kerîmâ) (el-İsrâ, 23.) yani ikramkâr ve iltifatkâr söz söyle, buyurmaktadır.

Fakir-fukarâya, muhtaç ve mahrumlara verecek bir şey bulamıyorsan, hiç olmazsa onlara karşı,(kavlen meysûrâ) (el-İsrâ, 28.) yani gönül alıcı, rûhu dinlendirici, tesellî edici bir söz söyle, buyurulur.

Başa kakmak ve gönül incitmek sûretiyle ecri zâyî edilen bir sadakadansa (kavlün ma’rûfun) (el-Bakara, 263.) yani tatlı bir söz daha hayırlıdır, buyuruyor.

Tebliğde Efendimize “(Rasûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle dâvet et!..”(en-Nahl, 125) buyuruluyor .

Olumlu düşüncenin gücü kuantum fiziğiyle bile açıklanıyor . Suya güzel söz söylendiğinde molekülleri muhteşem görüntülere bürünüyor. Plasebo etkisiyle hastalıklar geriliyor . Sevgi verdiğiniz çiçek canlanıyor .

Velhasıl-ı kelam , güzelliklerden konuşalım , güzellikler içinde kalalım.