Geçen hafta yazmam gereken Görme Engelliler ile ilgili yazımı özel nedenlerden dolayı bir hafta gecikmeyle yazıyorum. Affola...

   Arabanızla gece yolculuğuna çıktığınızı bir kır yolunda etrafın güzelliklerini seyrederken,bir anda arabanın bütün elektrik aksamının kesildiğini düşünün.Nasıl bir ruh hali ve panik oluşur? İşte insanların görmemesi de bunun hayatı boyunca devam eden ışıksız ve karanlıkta varolma halidir. Lütfen Empati yaparak görme engellileri  ondan sonra değerlendirelim.

     Görme Engelli Kişi: Görme yetersizliğinden çok ağır derecede etkilenen görsel duyu ile alması gereken uyarıcılardan yoksun kalan kişidir. Görme yetisinin 1/10 unu kaybeden kişi görme engelli sayılmaktadır.

    Görme Engeli Oluşmasının Nedenleri; Görme nedenlerinin temel nedenleri arasında ateşli hastalıklar,yaralanmalar,kazalar,zehirlenmeler,tümörler, genel hastalıklar ve doğum öncesi nedenlerden birisi olan kalıtımsal(GENETİK) etkilerdir.

    Katarak,görme siniri atrofsisi,albinism körlüğe yol açan nedenler arasında olup, değişik yaşlarda ortaya çıkabilmektedir. Örneğin bir kişide çocukluk yaşlarda hızla ilerleyen Retinitis Pigmantosa hastalığı başka bireyde kırk,elli yaşından sonra belirtilerini görmek mümkündür.

   Kazalar ve hastalıklarda körlük nedenleri arasındadır.Bu hastalıkların etkileri sonucunda,gaz küresi,saydam tabaka(kornea),mercek,göz sıvısı,retina ve görme siniri etkilenecek olursa körlük ortaya çıkabilir.Hastalıkları tetikleyenlerin başında şeker,frengi ve glakomu sayabiliriz.

    Görme gücünün gözlük,lens vb.ilaç tedavisi ile veya ameliyatlarla yararlı düzeye ulaştıramadığı durumlara, kısıtlamanın derecesine göre körlük veya az görme denir.

 

    Ülkemizde  Aile,Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2019 verilerine göre 2.5 milyon engelli içinde  281.439 görme engelli insan vardır.

      AFYONKARAHİSAR da bu rakamın 4.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Görme engelli erkek sayısı kadın sayısından daha fazladır.

      Yine TÜİK 2016 verilerine göre genel nüfusumuzun 100/6.9 u görme sorunu yaşamaktadır.Bu oran 55 yaş üzerinde 100/60 lara çıkmaktadır.

     Başka bir araştırmaya göre görme engelinin 100/ 73 ü doğuştan,100/ 27 si sonradan olmaktadır.  Her 100 görme engelliden 82 si toplumun kendilerine önyargılı davrandıklarını belirtmektedir.

Bu  bağlamda ülkemizde engelli kategorisinde 100/80 kalıtsal ve 100/20 si dış etken hastalıklar olması nedeniyle akraba evliliklerinin önlenmesi veya doğum öncesi yapılacak tarama testlerinin zorunlu hale getirilmesi önem arzetmektedir. Görme yetisini kaybetmek üzere olan veya kaybeden göz hastalıklardan birsi tıp alanında ‘’Retinitis Pigmentosa’’(RP)  Halk arasında ‘’Tavuk Karası’’- gece körlüğü olarak bilinen hastalık zamanla ilerleyici olup gündüz görmeyide etkilemektedir. Bu hastalığa maruz kalan ülkemizde yaklaşık 40 bin insan vardır.

      Bu hastalar yavaş yavaş görme yetisini kaybettikleri için az görmekle beraber yaşadıkları sosyo-psikolojik, özel ve iş hayatında kendini tam olarak ifade edememenin getirdiği sıkıntılar baş göstermektedir. Bunun nedeni ise dışardan bakıldığında sağlıklı bir birey gibi görünmeleridir.

   En çok yaşadıkları mağduriyetler,insanları tanıyamama,yazıları okuyamama,nesneleri seçememe,kişilere çarpma gibi kazalardır.

   Toplumda böyle davranış sergileyen bireyle karşılaştığımızda,bilinki sizi az gören veya hiç görmeyen  engelli kişiyle  karşı karşıyasınızdır.

  Böyle durumlarda toplum olarak daha duyarlı yaklaşmalıyız.Onlara karşı ilk adımı biz atmalıyız.

      Çocukların Eğitimi: Görme engeli olan çocuklar,dokunsal ve işitsel materyallere ihtiyaç duyar. Çünkü insanlar yeni şeyler öğrenirken dış dünyadan aldıkları bilgilerin 100/85 ini görme kanalıyla almaktadır.Böyle olunca görme engelli çocuklar diğer uzuvlarını daha fazla  kullanmak zorunda kalırlar. Kavramların gelişmesi diğer çocuklara göre daha geridedir. Belli noktaya uzun uzun bakma,eşyaları farkedememe,sık sık amaçsız sağa sola uzanmalar görülür.Bu nedenle onların eğitim-öğretiminde özel  eğitim gereklidir.

   Ülkemizde görme engelli çocuklarımıza yönelik 16(onaltı) tane İLKÖĞRETİM okulu vardır. Yine maalesefki ilimizde varolan okul kapanmış olup,sadece KADAİFÇİOĞLU İlkokulu bünyesinde Özel Eğitim Sınıfı görme engelli çocuklarımıza eğitim vermektedir.  Normal okullarda kaynaştırma eğitimi ile bu çocuklarımızı lütfen kaybetmeyelim.

    Bu hastalığını yeni öğrenen kişilere ve ailelerine psikolojik destek verilmeli. Toplum bilinci oluşturulmalı. ‘’GÖRMEZDEN GELMEK’’ Ancak Gerçekleri görmemizi engeller. Esas körlük budur.