Bir mucize ile yaratıldı insan. Biri kadın biri erkekti yaratılan. Gel zaman git zaman çoğalan insan neslinde erkek egemen toplumlara dönüştük. Her nereye gitseniz dünya üzerinde olağan idi bu düzen ve hatta bazen olması gereken.
Aslında yuvayı yapan dişi kuştu , ama eteği eksikti bazı yaklaşımlarca. . Yapıştırdılar kendi gönüllerince türlü türlü sıfatları da kabul etmek zor oldu erkek dünyasında kadının başarısını.
Oysa Hz Havva dan beri nam salmış , emek vermiş imza koymuşlardı sayısız başarıya . Erkek egemenliği ve cinsiyetçi yaklaşımlar pes ettirmemişti elbet , kafasına koyduğunu yapacak olan güçlü kadın inadını .
Savaşların kahramanı oldu Nene hatunlar , Kara Fatmalar. Başbakan oldular, bakan oldular, doktor, hakim , öğretmen , avukat oldular , her mesleği hakkıyla icra ettiler.
Sakın ta en başından ön yargılı olmayın yazıma ve bana karşı emi, feminist demeyin bana J
Hiç de feminist değilimdir. Ancak cinsiyet ayrımcılığına da karşıyım.
Allah CC , hayatımızın ışığı ve yol göstericisi Kuranı Kerim de
“Göklerin ve yerin hâkimiyeti yalnız Allah’a aittir. O, dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları bağışlar, dilediğine erkek.” (Şura 42/49) demiş ve Peygamber Efendimiz sallellahü aleyhi ve sellem omuzunda kız torunu olduğu hâlde namaza durmuştur.
Kız çocuklarının diri diri gömüldüğü cahiliye çağında baş tacı etmiştir kız evladını. Yine Peygamber Efendimiz, kızı Hz. Fatıma radıyellahü anha geldiği zaman onu hep ayakta karşılamış, alnından öpüp öyle yerine oturtmuştur.
Bütün bunlardan benim anladığım cinsiyetçi yaklaşımlardan uzak durmamız gerektiğidir .
Şimdi nereden çıktı bunlar derseniz; dün dünya kız çocukları günü idi.
Türkiye, Kanada ve Peru tarafından yapılan girişimler sonucunda, kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve onların insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 11 Ekim, "Dünya Kız Çocukları Günü" olarak ilan edildi. 2012 yılından beri de 11 Ekim de Dünya kız çocukları gününü kutluyoruz.
Aslında zannımca kutlama denmeli mi bilmem. Bence anlam ve mahiyeti gereği bir farkındalık günü. Zira dünya üzerinde görülen tabloda erkek çocukları ile kız çocukları arasında gözle görülür farklılıklar mevcut ama ben olumsuza odaklanmayacağım.
Bence olması gereken çözüme odaklanmak. Sorun varsa çözümü de vardır. Sorun ise bellidir.
Sorunu soruna odaklanarak çözemezsiniz. Maalesef temcit pilavı gibi ah vah deyip sorunları dillendirip bunlardan prim sağlayan pek çok şahsiyet var. Bir Sorun bakalım “çözüm düşündün mü ? “diye . O sadece sorunu düşünmüştür.
Boş verin bu tavrı ve tarzı . Oturalım beraber çözümü konuşalım. Ülkemiz adına benim çözüm önerim ; en ücra köylere , kasabalara bile mutlaka ama mutlaka aile okulları açılmasını sağlama fikri . Zira evlatları büyüten, besleyen , gelişimine ve geleceğine destek olan ailelerdir. Aileleri eğitmezsek aileleri bilinçlendirmezsek gerek çocuklarımızın gerekse aile birliğinin gelişmesine destek sağlayamayız. Bununla ilgili geçmiş yıllarda 2010 yılıydı sanırım bir röportaj vermiştim. Hatta çok kıymetli eğitimci üstadım Ünal Yılmaz hocamın da bu minvalde bir projesi vardı. İçeriğini bilmiyorum ancak benim aile okulunda sınıfta kalan evlenmesindi. Bu karneyi başarı ile alan gençler sağlıklı aile birliği kurabilirdi. Detayları çok fazla ama maksat toplumun en küçük yapı taşı aileyi sağlıklı biçimde sürdürülebilir kılmak ve korumak . Buradan başlayan süreçte her çocuk için tüm devlet imkanları ve bireysel imkanlar seferber edilmeli ve her bir çocuğun başarısı için uğraşılmalı. Rehberlik derslerine daha çok önem verilmeli. Vs vs bunun için yazı dizisi çıkar .
Elbet yapılacak olan çalışmalar ve projeler tüm çocuklar için olmalı.
Maalesef üzülerek görüyoruz ki ; kız çocuklarına sosyal hayatta ve eğitim hayatında erkek çocukları ile eşit imkanlar tanınmıyor. Bunun önüne geçilebilmesi için farkındalık oluşturacak kampanyalar hükümetimiz aracılığıyla ve bakanlığımız aracılığıyla yapılıyor. Lakin her şeyi devletten bekleyen anlayış en tehlikeli en bağnaz en çıkarcı ve en aşağı bakış açısıdır bence.
Herkes kapısının önünü süpürse felsefesi benim düsturumdur. Önce kendi sorumluluklarımızı yerine getirelim. Önce biz sahip çıkalım kızlarımıza. Destek olalım eğitimlerine, öğretim görmelerine ,sanatla sporla uğraşmalarına mutlaka imkan tanıyalım. Tüm sorunlara ve zorluklara rağmen pes etmeden başarıya ve iyiliğe odaklanıp kız çocuklarının gücünü ispatlamasına bizler de olanak tanıyalım.
Ellerinden tutalım sevgi ile .
Bunu toplumca yapalım , dünya insanları olarak yapalım. Erkeklere rağmen değil erkeklerle beraber yapalım. Varlığımızı cinsiyetlerimizle değil , insan , birey olarak değerlendirelim.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin güçlenmesi için , en küçük sosyal yapı olan ailemize başarı dolu iz bırakmaktan tutunda tarihe başarılı kadınlar olarak imza atmak için , şartlar her ne olursa olsun mutlaka başarıya giden bir yolu bularak BAŞARMAYA İNANIN VE ÇALIŞIN .
Gönlümüzdeki günlere kavuşmak dileğiyle muhabbetle kalın .