Gazeteci Nail Azbay, "Afyon’daki Termal Oteller ve İtfaiye Teşkilatları" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

Bolu Kartalkaya’daki otel yangını ülke olarak yeniden karpuz gibi ikiye bölündüğümüz bir olaya dönüştü.

Acılarımızın, yaralarımızın üzerinde tepinen siyasetçileri gördükçe siyaset kurumuna olan inancımı tamamen kaybediyorum.

Akbaba gibi kanayan yanlarımızı gözetleyen siyasetçiler midemi bulandırıyor.

İktidar tüm yancılarıyla suçlu, “CHP’li belediye” diye bağırıyor.

Muhalefet tüm yandaşları ile “suçlu bakanlık” diye haykırıyor.

Acımıza bile saygısı olmayan siyaset kurumu mu çözecek bizim sorunlarımızı?

Ben artık inanmıyorum.

Artık şuna kanaat getirdim: İktidar ve muhalefet birbirinin kopyası!

İkisi de tutarsız.

“RİSKİNİZ SİZİ YÖNETMEDEN SİZ RİSKİNİZİ YÖNETİN”

Türkiye tarihinin en ölümcül otel yangınlarından biri olan Bolu Kartalkaya’daki bu yangın, dünya tarihinde de en fazla can kaybının yaşandığı olaylardan biri olarak tarihe geçti.

Böylesine büyük bir facia sonrasında “risk yönetiminin” ne kadar hayati bir konu olduğu ile yeniden yüzleştik.

Ülke olarak, şehir olarak artık risk yönetimini konuşmalıyız.

Bu konu ile ilgili önümüzdeki günlerde özel röportajlarımız olacak.

Prof. Dr. Cantürk Kayahan, 4 Kasım 2020’de Afyon Postası’ndaki Risklerle yaşama(ma)k… başlıklı köşe yazısında bu konuya şöyle değiniyor:

“Yöneticilerimize, STK temsilcilerimize ve şehir yöneticilerimize önemli görevler düşmektedir. Şehrimizin eğitiminden sağlığına; ulaşımından altyapısına ve köylerinden şehir merkezlerine kadar bir risk haritası çıkarılmalı ve ortak akılla geleceğe daha güvenli adımlar atılabilmelidir. Aksi takdirde dövünmeye, eleştirmeye, acılara ve de çıkmaz sokaklarda yaşamaya devam ederiz. Yapılacak iş ve işlemler ise çok açık ve seçik ortada durmaktadır. Hâlâ çekişmeler, kişisel hırslar ve günü kurtarmaya dönük adımlarla devam mı edeceğiz yoksa bugün için önemsiz ama gelecek için önemli bir adım atabilecek miyiz, göreceğiz… Son söz: “Riskiniz sizi yönetmeden siz riskinizi yönetin.”

AFYON’DAKİ BELEDİYELERDE İTFAİYE TEŞKİLATLARI DÖKÜLÜYOR

Afyonkarahisar, Türkiye’de en çok belediyesi olan şehir.

Her belediyenin kendisine ait itfaiyesi var.

Daha önce de yazdım, yine yazayım…

Merkez belediye dışında ilçe ve beldelerdeki itfaiye teşkilatı dökülüyor!

Pek çok itfaiye aracının fenni muayenesi ve sigortası yok.

Salar’daki Kur’an Kursu yangınına Salar Belediyesi’nin itfaiyesi müdahale edememişti.

Neden?

Çünkü yukarıda bahsettiğim nedenlerden dolayı polis kazaya karışan itfaiye aracını bağlamak zorunda kalmıştı.

Erkmen sınırları içinde yaşanan, 1 kişinin öldüğü Ciğerci Ahmet yangınında da benzer bir manzara ile karşılaştık.

Bugün polis, itfaiyeleri sorgulamaya başlasa ilçe ve beldelerimizde itfaiye aracı kalmayabilir.

Sadece itfaiye araçları mı peki?

Personellerin büyük bir kısmı da yetersiz, bu alanda eğitimi olmayan kişilerden oluşuyor. 

Belediyelerin en hayati organlarından biri olması gereken itfaiye birimleri ne yazık ki önemsiz alanlar olarak görülüyor.

Bolu yangınından ders almalıyız.

Valiliğimiz, evrakları eksik olan, niteliksiz personellerden oluşan itfaiye teşkilatlarını tek tek tespit ederek buralara neşter vurmalı.

Şimdiden bu alandaki riski öngörüp bu riski yönetmeliyiz.

Onun bizi yönetmesini beklemeden biz harekete geçmeliyiz.

AFYON’UN TERMAL OTELLERİNDE RİSK NE DURUMDA?

Afyonkarahisar olarak biz, termal otelleri ve devre mülkleri ile ön planda olan bir iliz.

Türkiye’nin “termal başkenti” unvanını çok seviyor ve bu ifadeyi çok kullanıyoruz.

Peki, otellerimiz riske hazır mı?

Bugünden tezi yok, tüm oteller ve kurumlar bu konuda risk yönetimi haritasını çıkarmalı.

Bolu yangını sonrasında en çok tartışılan konu yetki karmaşası…

Afyonkarahisar’da da otellerin bazıları Erkmen Beldesi sınırlarında, bazıları Afyonkarahisar Belediyesi sınırları içerisinde.

Erkmen Beldesi’nde bildiğim kadarıyla tek itfaiye var.

Merdiveni olmayan, küçük arasöz tarzı bir araç.

Ciğerci Ahmet yangınında da yangına müdahale edemediği için Afyon Belediyesi’nin araçlarına su takviyesi yapıp giden bir araçtan bahsediyoruz.

Trio Vista gibi yüksek katlı konutlara imar veren, bünyesinde 5 yıldızlı termal otelleri barındıran Erkmen Belediyesi’ndeki itfaiye aracı böyle mi olmalı?

Tezat değil mi bu durum?

CİĞERCİ AHMET’İN OLDUĞU YER TARLA MI?

Bu arada, Ciğerci Ahmet yangının olduğu yer “Parsel Sorgulama” ekranında “tarla” olarak görülüyor.

Parsel sorgulama ekranı mı hatalı?

Yoksa yıllardır üzerinde restoran ve akaryakıt istasyonu olan bu yer kaçak mı?

Bunu nasıl okumalıyız? Erkmen Belediyesi bir açıklama yaparsa iyi olur.

Whatsapp Image 2024 12 19 At 14.41.16 2-1

Whatsapp Image 2024 12 19 At 14.41.16-1

GAZLIGÖL VE YAYLABAĞI’NDAKİ TESİSLERDE DURUM NE?

Gazlıgöl ve Yaylabağı, termal turizm alanında önemli beldelerimiz.

Bu bölgede otelden ziyade villalar ön planda.

Yani, günübirlik kiralamaların yapıldığı, devre mülklerin olduğu tesisler yoğunlukta.

2023 yılı Aralık ayında “Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına İlişkin Yönetmelik” Resmî Gazete’de yayımlandı.

Bu yönetmeliğe göre günlük kiralama yapılacak tesislerin “Turizm Konutu Belgesi” alması zorunlu hale getirildi.

Fakat devre mülk olarak aynı konutun birden fazla kişiye satıldığı bir sistemde bu belgeyi almak biraz meşakkatli oluyor.

Burada devre mülk sahiplerinin yüzde 51’inin muvafakatname için imza atması gerekiyor.

Gazlıgöl ve Yaylabağı’ndaki bazı tesislerdeki devre mülklerin tekinin 50’den fazla kişiye satıldığı söyleniyor.

Yani, tek konut için 50 kişinin yarısının muvafakatname vermesi gerekiyor.

Sahibinin tek olduğu tesislerde sorun yok.

Onlar hemen alabiliyor.

Ancak birden fazla kişiye satılan yerler için soru işareti koymak lazım.

Neden bu konuyu açtım?

Çünkü buradaki pek çok tesisin şu anda bu yönetmeliğe uygun olmadan hizmet verdiği konuşuluyor.

Yarın burada yaşanacak bir afette de yönetmeliğe uygun olmayan tesisleri tartışmayalım diye yazıyorum bunları.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yönetmeliğini uygulamaya çalışan memurlara ise bölgedeki bazı belediye başkanlarının bir vekilin selamını söyleyerek, “Sen AK Parti’ye zarar vermek mi istiyorsun?” diyerek devletin memurlarına gözdağı verdiği kulağıma geliyor.

İşini yapan devletin memuruna gerçekten bu söylendiyse, durum fena...

Şimdi kamuoyu adına sormak istiyorum:

-Bu yönetmeliğe uyulmayan, üzeri kapatılan tesislerde bir yangın çıkarsa bunun hesabını kim verecek?

-Yönetmeliği takmayan, konunun üzerini kapatmaya çalışan belediye başkanı o gün “Bu sorumluluk benim” diyebilecek mi?

-Buralarda bakanlığın çıkardığı yönetmeliğe uymayan, dönüşümünü tamamlamayan kaç tesis var?

-Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliğini uygulamaya çalışan personellerin sürgün edildiği doğru mu?

-Doğru ise, uyulmamak üzere bir yönetmelik çıkarmanın ne anlamı var?

Yanıt verip benim nezdimde tüm kamuoyunu aydınlatırsanız sevinirim.

Afyon Postası'nı telefonunuza indirin, olup bitenden anında haberiniz olsun

ANDROİD TELEFON İÇİN İNDİRME LİNKİ

APPLE TELEFON İÇİN İNDİRME LİNKİ