Dünyanın ve yaratılışın en muhteşem, en değerli yaratılanı insan.

İnsanlığın daha iyi şartlarda daha iyi bir dünyada yaşaması için uğraşıp durulur yüzyıllardır.

Bunu yapmak için herkesin farklı görüşü farklı davranışı farklı çözüm önerisi vardır.

Kimi onun görüşünü kimi bunun görüşünü benimser. Bu minvalde de gruplar oluşur. Bu kutsal amaç için bir araya gelen gruplar  , insanlığa hizmet için düşüncelerini hayata geçirmek için  doğal olarak gücü elinde tutmak ister .

Tarih boyunca güç,  farklı kuvvetler üzerinden değerlendirilmiş  ; kimi zaman toprağı elinde bulunduran , kimi zaman kılıcı keskin olan iktidar sahibi olmuştur.

Bu kavramlar zaman içinde değişse de iktidarı elde etme mücadelesi hep süregelmiştir. Aslında bu iktidarı kazanma yarışıdır.

Peki yarışma kültürü nasıl olmalıdır. ?

Artık devir öyle bir hale geldi ki en ufak bir yarış bile plan-program-“entrika” halinde . Oğlum,  şu an okuduğu okuluna  Eskişehir’den  nakil gelmişti. Geldiği sırada Eskişehir’de ki okulu henüz 2. Sınavlarını yapmamıştı. Ancak Afyonkarahisar’da 2. Sınavlar bitmişti ve müfredatta  son işlenen konular birbirinden farklı idi. Bu sebeple geldiği sınıfta hangi konuda olduklarını ve sınav konularını yeni edindiği sınıf arkadaşlarına sormuştu ve o bağlamda sınavlara çalışmıştı. Fakat gördü ki sınavda farklı konular sorulmuştu. Arkadaşlarına “bana siz bunları söylediniz ama farklı konular çıktı” dediğinde arkadaşları” kusura bakma Eskişehir de okul 1. si olabilirsin ama burada buna izin verecek değildik, dağdan geldin , bağdakinin yerine mi geçecektin “ diyerek kahkahaları eşliğinde    oğluma bir hayat dersi vermişlerdi.

Akran zorbalığının ve güç yarışının nasıl acımasız olduğunu daha 14 yaşında ki çocukların bile  nasıl yollara  tevessül ettiklerini    gördüğümde dehşete düşmüştüm.  

Oysa rekabet güzel şeydir. Daha iyi olmaya zorlar seni. İyilikte, başarıda yarıştır rekabet. Müspet  her konuda en iyi olmaya çalışmaktır. Rakibini tebrik etmektir. Takdir etmektir. Ona teşekkür etmektir.

Konya da çok kıymetli bir üstadım anlatmıştı Mercedes firması 100. Yıl kutlama reklamında BMV firmasına teşekkür ederek kendi reklamını yapmış ve reklamında  BMV firmasına hitaben “sen olmasan biz de bu kadar iyi olmazdık”   minvalinde bir yazı paylaşmış.

Aslında rekabet bu kadar naziktir.   Aslında özü rakibe saygı duymaktır. Onun çabasını görmezden gelmek , ona haset etmek değil, onun çabasını gölgelemek, diğer insanlar önünde kazandığı takdire karşılık elinden  iyi bir şey ,  kaliteli bir çaba gelemeyince aşağılık davranışlara tevessül edip ,  çamur at, iftira at tutmazsa izi kalır  mantığıyla hareket etmek değildir.

Zaten şaşmaz bir gerçektir ki ;çamur atanın eli çamur olur.

Bu bağlamda olması gereken yarışa güzellik katmak, güzellikte ,iyilikte yarışmak, gönülleri fethetmeye yarışmak, yarışma kültürünün adabı,  edebidir.

Yarışmak içinde ar taşımaktır.  İnsan kendi ile baş başa kaldığında,  aynaya baktığında o ar üzere kendine bakabilmelidir. Aynada kendine “sen iyi birisin” “iyi bir kulsun” diyebilmeli , kendini vicdanında sevebilmelidir.

Allah için güzel  amelde  yarışmalıdır insan.   Gerisi boş bir uğraştan ibarettir. 

Allah yolunda bizleri sabit kılsın. İyi insanlarla karşılaştırsın.

De ki:"Ben ağaran sabahın Rabbine sığınırım, Yarattığı şeylerin şerrinden,Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, Ve düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden , Ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım!

Amin.