Bu yıl anneler günü bizim için en acı anneler günü oldu. 04 Mayıs 2020 Saat:04:00 de sevgili eşim Dr. Mustafa SEÇEN’in annesi kıymetli kayın validem, tabiî ki benimde annem Hanife SEÇEN’i ne yazık ki anneler gününü kutlayamadan ebediyete uğurladık. Bir annenin kaybı demek tarifsiz acı demek, hüzün demek, sanki dünyanın sonu demek. Uzun süre evimizde baktığımız annemizin 90 yaşında olmasına rağmen hiçbir sağlık sorunu yokken abdest aldığı sırada aniden kalp krizi geçirerek vefat etmesi yaşı kaç olursa olsun erken ve zamansız bir ölümdü.

İşin en acı tarafı da Korona Virüs tedbirleri dolayısıyla vefatını ilan edip acımızı paylaşmak için ziyarete gelmek isteyenleri kabul edemememizdi. Toplu mevlitler okutup bir arada olamadık. Ama yine de sevenlerimiz, eşimiz, dostumuz acımızı gerek telefonla arayarak gerekse sosyal medya üzerinden taziyelerini bildirerek paylaşmaya çalıştılar. Biz söylemeden ve her hangi bir talepte bulunmadan yazılı ve görsel-işitsel basınının temsilcileri, internet gazetecileri haberler yaparak acımıza ortak olup, yanımızda olduklarını bildirdiler.

Afyonkarahisar Sosyal Yaşamı Geliştirme Derneğimiz başta olmak üzere çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ve meslektaşlarımız, can dostlarımız, arkadaşlarımız, tanıdıklarımız, akrabalarımız dualarında bizlere yer verdiklerini söyleyip, bir araya gelemesek te yanımızda olduklarını bize hissettirdiler. Tüm yaşananlar bize annelerimizin ne kadar kıymetli olup, onlar yaşarken kıymetinin bilinmesi gerektiğini, iş işten geçtikten sonra ah-vah etmenin bir anlamı olmadığını ve gidenin geri dönmeyeceğini bir kez daha hatırlattı. Tek tesellimiz yaşarken kıymetini bilip kalbini kırmamamızdı. Gerçek ölümün insanlar unutulunca, anılmayınca gerçekleşeceğine olan inancımızdı. Seni asla unutmayacağız değerli annemiz. Annemizin ve tüm ebediyete intikal eden annelerin ruhları şad mekanları cennet olsun. Rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.

“Ana başta taç imiş

Her derde ilâç imiş
Bir evlât pir olsa da
Anaya muhtaç imiş”

Azizdir anneler. Dağ gibi direnişlerinin ardında yumuşak kalpli, şefkatli bir karakter vardır. Annelik içgüdüsüyle bezenmiş tertemiz bir gönül vardır annelerde. Hayatta sadece anneler çıkarsız sever çocuklarını. Hiç bir beklentisi olmadan verir evlatlarına sevgisini. Anne demek yemeyen yediren giymeyen giydirendir. Anne demek sabahlara kadar başımızda bekleyendir. Size bu hayatta en çok kıymet verendir. En kötü anlarınızda hep yanımızdadır. Sizin mutluluğunuz için kendi mutluluğunu feda edendir.

Anneniz , annelerimiz hakları ödenemez. Kendini çocuklarına adamış hayatı çocuklarıyla var olandır. Annelerinizin yaptığı fedakarlıklar unutulamaz. Anne demek evladının rahat ettiğini mutlu olduğunu bilmeden huzur bulamayandır. Hayatının sonuna kadar sizin için endişe duyandır.

Bugün anlamlı, kapsamlı bir gün. Doğanın en gizemli olayı, “doğum”la başlayan ilk tanışılan kişidir anne. Onun sevgisi, bakımı, dokunmaya kıyamayan elleri, ninnileri, gülücükleri ile büyür çocuk. Ve onunla birlikte annenin yükümlülükleri de artar, büyür. Çocuğuna “ana dilini” toplumsal yaşama ayak uydurması için ilk bilgileri, davranış biçimlerini öğreten komple bir “okul”dur anne.

Anne’nin önemini kelimelerle anlatmak, hayatımızdaki yerini tam ifade edebilmek çok ama çok güçtür. İnsan kaç yaşına gelirse gelsin anne’nin sıcaklığını hisseder. Onun yerini hiç kimse dolduramaz. Ünlü şairlerimizden Necip Fazıl KISAKÜREK ise, annenin hayatımızdaki önemini şu dizelerle dile getiriyor.

Bir zincir istiyorum, hırsımı bağlayacak
Bir yangın istiyorum, ruhumu dağlayacak
Bir ana istiyorum, başımda ağlayacak”

Dünyaca benimsenen “Anneler Günü”nde annelere gösterilmesi gereken sürekli sevgi ve saygının, her yıl mayıs ayının ikinci pazarında daha bir güçlü vurgulanışı, anımsanışıdır.

                Her yıl Mayıs ayının ikinci pazarında kutlanan Anneler Günü'nün ilk olarak ne zaman kutlandığı konusunda çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Rivayetlerden biri bu günün kutlanmasının Yunan mitolojisiyle ilişkili olduğudur. Mitolojiye göre pek çok tanrının annesi olarak kabul edilen Rhea çeşitli kutlamalarla onurlandırılmaktadır. Bu kutlamalar genellikle ilkbahar mevsiminde gerçekleşmektektedir. Bu durumun bir benzeri de Antik Roma'da görülür. Antik Romalılar da bereket tanrıçası Kibele için çeşitli kutlamalar düzenlemişlerdir.

Bu konuda en çok kabul edilen görüş ise ilk Anneler Günü’nün ilk olarak 1914 tarihinde kutlanmaya başlanmasıdır. Bu tarihinin ilk olmasında Ana Jarvis adındaki bir kadının annesine özlemin duygusunun etkisi büyüktür. Amerika Birleşik Devletleri'nin Virginia eyaletinde öğretmen olan Anna'nın annesi 1905 yılında vefat etmiştir. Annesine oldukça bağlı olan Anna, annesini anmak için her yıl etkinlikler düzenlemek istemiştir. İsteğinin karşılığında kendi okulunda 407 öğrenci ile beraber ilk etkinliğini gerçekleştirmeyi de başarmıştır. Fakat Anna'nın bu davranışı bazı temsilciler tarafından uygun görülmemiş ve anayasa ile bağdaştırılamamıştır. Temsilcilerin bu hareketine karşı Anna hukuk savaşı vermiş ve sonunda 1914 yılında Anneler Günü'nün ülke genelinde resmileşmesini sağlamıştır. Sonrasında dünya geneline yayılan bu akım, her yıl Mayıs ayının ikinci pazarı pek çok ülkede Anneler Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.

            Yurdumuzda Anneler Günü, 1956 yılından beri kutlanmakta­dır. Türk Kadınlar Birliği’nin önerisiyle gerçekleşen ilk kutlamada, Posta İdaresi, günün anısına pullar bastırdı, Pulların üzerine Musta­fa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın resmi konuldu. Daha sonraki yıllarda Anneler Günü kutlanmaya devam edildi. Kutlamalarda yılın annesi de seçilmeye başlandı, ilk yılın annesi olarak, Kurtuluş Savaşı’nda Erzurum Tabyası’nın savunmasında kahramanlık gösteren “Nene Hatun” seçildi.

                Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) “Cennet annelerin ayağı atındadır.“ “Anne ve babanıza iyilik edin ve ihsanda bulunun ki, çocuklarınızda size karşı itaatle ve hürmetkâr olsunlar” diye buyurmuştur. Hz. Mevlana ise Anne hakkına dikkat et! Onu başında taç et! Zira anneler doğum sancısı çekmeselerdi, çocuklar da dünyaya gelmeye yol bulamazlardı. Buyurmuştur. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk “Kadının en büyük vazifesi, analıktır.” Demiştir. Unutmayalım ki ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar. Tüm annelerimizin biyolojik anne olmasalar bile, annelik sevgi ve şefkatini yüreğinde hissedenlerin, anne adaylarının, evlatlarına aynı zamanda annelik yapabilen babalarında anneler gününü yürekten kutluyorum. Tüm annelerimizin gönlündeki güzel dileklerin gerçek olmasını temenni ediyorum. Canım annem Tülay KUTSAL için yazdığım anneler gününe özel şiirimi burada paylaşarak tüm annelere armağan ediyorum.

               VARLIK NEDENİMİZ, KOŞULSUZ SEVENİMİZ

                                  YERİN DOLMAZ ANNEMİZ

Annem başımın tacısın, gönlümün ilacısın

Almadan verenim, koşulsuzca sevenim

Varlık nedenim, dertlerimi bilenim

Gönlüme ferahlık verenim, her derde deva gelenim

En güzel çiçeğim, soldurmadan seveceğim

Muhteşem meleğim, temiz kalpli bebeğim

Herkese yardım edenim, iyilik aşılayanım

İlk Öğretmenim, hemşirem, doktorum

Yılmayan savunanım, her şeyden koruyanım

Tatlı dil, güler yüzle hayata bağlayanım

Allah sevgisini öğreten, ahlaklı evlat yetiştiren

Eğitime önem veren, insanı sevin diyen

Doğru yolu gösteren, baş rehberimsin sen

Kan bağım, can bağımsın muhteşem mimarımsın

Müzik, resim, sanatla buluşturan hayatımı süsleyensin sen

Sorun çözücüm benim, merhamet öğretenim

Bıkmadan avutanım, sığındığım limanım

Unutulmaz şevkatin, gerçekten düşünenim

Katıksız sevenim, doğru yanlış bilenim

Vazgeçemeyeceğim varlığım, her daim ışığımsın

En güzel fotoğrafım, en hoş sedamsın benim

Güneşim, yıldızım hayattaki ruh eşimsin benim

N e olur affet beni, eğer kırdıysam seni

Annemsin yerin dolmaz değerin ölçülemez

Annemizi sevelim, Kıymetini bilelim