Bir haftadır bu köşeden işlerin yoğunluğu nedeniyle uzak kaldım.

Konular birikti.

Yeni Valimiz Kübra Yiğitbaşı’nı neden yazmıyorsun diyen dostlarım var.

Bende henüz kendisi ile tanışmadığımı, tanıştığımda düşüncelerimi kaleme alacağımı ifade ediyorum.

Ancak bugün gözlemimi yazacağım.

Başlayalım…

Afyonkarahisar Valisi Kübra Yiğitbaşı’nın göreve başlamasının üzerinden bir hafta geride kaldı.

Gördüğüm kadarıyla Vali Yiğitbaşı, kendisine karşı oluşturulan ön yargıları birer birer yıkıyor.

Bunu çalışarak yapıyor.

Dur durak bilmeden ilçeleri ziyaret ediyor, objektiflere her saat başı farklı bir ilçeden merhaba diyen samimi fotoğraflar veriyor.

Bazen bir çocukla kucaklaşan anne edasıyla, bazen devletin kudretli duruşuyla…

En önemlisi de kendisinden önce Kadın Kültür Evleri’ni, Kadın Kooperatiflerini şehre kazandıran Vali Gökmen Çiçek’in açtığı yerleri mutlaka ziyaret ediyor.

Ben bunu önemsiyorum.

Neden diyenlere anlatayım.

Genelde Mülkiyeliler, kendinden önce giden valinin ayak izlerini takip etmez.

Onun yerine kendi ayak izlerini oluşturur.

Devlet tecrübesi olan bir büyüğüm böyle demişti…

Ancak Vali Kübra Yiğitbaşı, kadın olmanın ve kadın ismini taşıyan kültür evlerinin devamı ve sürekliliği için bu dönemde bence iyi bir fırsat…

Başta kadın olması, doğrudan buraları ziyaret etmesi, bu işi sahipleneceği, aldığı bayrağı yükseklere taşıyacağını gösteriyor.

Vali Gökmen Çiçek’e hep bu sorular sorulmuştu.

Sizden sonra bu kadın kültür evleri ve kooperatifleri ne olacak diye…

Bence Vali Gökmen Çiçek’in emaneti emin ellerde.

İlk gözlemim bu.

Umarım Ayazini’ye yapılanları da inceler ve buradaki yarım kalan işleri bir kadının naif bakışıyla düzenler, tertipler ve bu ülkenin değerini en güzel şekilde bir çeyiz edasıyla bu ülke turizmine sunar.

Vali Kübra Yiğitbaşı, gelmeden ‘başörtülü’ diye geldikten sonra ‘erkeklerle el sıkıştı’ diye hem sağdan hem soldan eleştirildi.

Aslında ben buna eleştiri demiyorum.

Zihinleri örümcek tutanların sözleri bunlar.

Ya arkadaş bir kadın başörtüsüyle ya da eteğiyle değil yaptıklarıyla konuşulmalı.

Şekilciliği bırakın Allah aşkına…

El sıkışmaz diyen derin Müslümanlar(!)

Farkında mısınız?

Vali Kübra Yiğitbaşı, şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil ediyor.

Böyle kudretli bir devletin temsilcisi olan kişi bugün herkesin elini sıkar…

Herkesin sofrasına oturur.

Herkes ile konuşur, konuşmalı.

Çünkü o devlet.

Devlet, milletin elini sıkmazsa devlet olmaktan çıkar.

O yüzden el sıktıydı, başını örtüydü demeyi kenara bırakın kendisine yardımcı olun. Olmayacaksanız sinek gibi vızıltı çıkarmayı bırakın…

Bunlar benim şahsi düşüncülerim.

Dediğim gibi Valimiz Kübra Yiğitbaşı ile henüz karşılıklı oturup tanışmışlığım olmadı.

Konuştuğumuzda, tanıştığımızdda elbette tekrar düşüncelerimi yeniden paylaşırım.

Yazımı şöyle bağlamak isterim.

Afyonkarahisar son 3 valisi ile bence şanslı bir il.

Mustafa Tutulmaz… Şu anda Zonguldak Valisi…

Geldi, kolları sıvadı, bu şehir tanıtılmalı dedi, Tanıtım Ofisini kurdu, Gastronomi Şehri olmalıyız dedi, oldu. Kitap Fuarı dedi, oldu. Frigya dedi, balon dedi, ilk balon onun döneminde uçtu. Ayak basmadık köy bırakmadı. Mustafa Vali, bu şehrin direksiyonuna geçer geçmez vites artırıp bu şehri hızla öne geçirdi.

Gökmen Çiçek… Şu anda Kayseri Valisi…

Geldi; Gastronomiyi, kitabı, Frigya’yı sahiplendi. Üzerine Kadın Kültür Evleri dedi. Yetmedi Kadın Kooperatifi dedi, bu şehrin kadını üretmeli dedi, oldu. Bu üretilenler dünyaya satılmalı dedi, Albikere.com’u kurdu, oldu. Ayazini dedi, Gizemli şehir dedi, buralar insanlarla dolmalı dedi, hepsi oldu. Derin bir imza atarak, bu şehrin gönlüne taht kurarak, bu şehrin hızını saatte 180 kilometre hız yapan bir otomobile dönüştürerek Kayseri’ye terfi etti.

Şimdi direksiyon Vali Kübra Yiğitbaşı’nda…

Şu an kendisi 180 kilometre hızla giden bir şehrin direksiyonunda. Bu sürati koruyacağını, bir kadın dikkatiyle, naifliğiyle bu şehre altın değerinde dokunuşlar yapacağına ve vakti geldiğinde onunda gaz pedalına dokunarak bu şehri bir adım daha öteye taşıyacağına inanıyorum.

Bugünlük bu kadar…

Görüşmek üzere…