DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan, 2003-2014 yılları arasında Hazine Müsteşarı olarak gören yapan İbrahim Çanakçı, Afyon Postası canlı yayınlarının konuğu oldu. Gazeteci Nail Azbay’ın sorularını yanıtlayan Çanakçı, programda özetle şunları söyledi: 

HAYRET EDİYORUM

Biz DEVA Partisi olarak sahada siyaset yapmayı önemsiyoruz. Her ay illerimizi dolaşıyoruz. Her bir genel başkan yardımıcısı illerimizi ziyaret ediyor. Bu şekilde vatandaşlarımızla buluşuyoruz. Bugünde Afyon’dayız. Önceki günlerde Kütahya ve Uşak’taydık. Bugün Afyon’da Gazeteciler Cemiyeti ve Fatih Pazarı’na gittik. Son dönemdeki hayat pahalılığı, döviz kurlarında kontrolsüz artışlar vatandaşlarımızda ciddi endişe oluşturmuş durumda.Vatandaşlarımızla sohbet ettikçe, hükümetin ekonomi yönetimininin sıkıntı yok demesine ben hayret ediyorum. Gelsinler Fatih Pazarı’nı gezsinler, Ambaryolu’nu gezsinler. Biz Fatih Pazarı’nda mübalağa etmiyorum 100 esnafla görüştüyse 99’u ciddi sıkıntı içinde olduğunu söylüyor. Neden şikayet ediyorlar, saatler içerisinden fiyatların değiştirdiğinden şikayet ediyorlar. Sattığı ürünün yerine yenisini koyamamaktan şikayet ediyorlar. 

2001 KRİZİNDEKİ BORÇLAR 10 YILDA ÖDENDİ

2003’den önce Hazine Müsteşarı olmadan önce Bankacılık Denetleme Düzenleme Kurumu’nda daire başkanlığı yaptım. Hemde kurul ikinci başkanlığı görevinde bulundum. 2001 krizini bizzat gözlemleme fırsatı buldum. 90’lı yıllarda sorunlar halının altına süpürülmüştü. Sorunlar biriktirilmişti. Yüksek kronik enflasyon vardı. Fiyatlar bugün olduğu gibi günlük saatlik değişiyordu. Böyle olunca stokçulukta artıyor. Bu sefer mal kıtlıkları başlıyor. Bu tablo fazla taşınamıyor. 2001 yılına geldiğimizde büyük bir kriz yaşadık.  Bankacılık krizi yaşadık. Milletimize faturası çok ağır oldu. Milli gelirimizin 4’te birini kaybettik. Hazinenin üstlendiği borçları temizlemek 10 yılımızı aldı. O borçları 2011 yılının Şubat ayında ancak bitirebildik. 

BU KRİZİN ADI FAKİRLEŞME KRİZİDİR

Ziraatçinin, çiftçinin, esnafın bankası olması gereken bankalar bu fonksiyonlarından çok uzaklaştılar. Kamu Bankaları’ndaki sorunlar halı altına sürüklenmeye başladı. Çok şükür özel bankalarımız mali yapısı güçlü, risk yönetimleri sağlam. Dolayısıyla 2001’deki gibi bankacılık krizi yaşamayız diye düşünüyoruz. Ama, bugün içinde yaşadığımız krizin adını doğru koymak lazım. Bugün içinde bulunduğumuz kriz, fakirleşme krizidir. Yoksullaşma krizidir. Bu kronik halde, daha uzun süreli halde ortaya çıkıyor. Kur bu şekilde devam ederse hazineye ve özel sektöre ciddi yansımaları olacak. Bu iki aydaki kur artışı hazineye ciddi yük getirecek.

BU DÖRT İLK ÇOK ÖNEMLİ 

Bu meselelerin kalıcı bir şekilde çözülmesini istiyorsak atılması gereken adımlar var. Bunlardan bir tanesi yönetimi sisteminin değişmesidir. Türkiye’de güçlendirilmiş parlementer sisteme geçilmeden sıkıntıları aşamayız. Sıktınıların kök sistemi yönetim sistemidir. Öncelikle bu sistemin değişmesi gerekir. İkincisi, çoğulcu demokrasiye geçiş. Üçüncüsü hukukun üstünlüğünü tam olarak tesis etmek gerekiyor. Bunların hepsi temel. Bir evi inşa ettiğinizi düşünün, burda hedefiniz çatıyı oluşturmaktır. Nihayi hedefimiz çatıyı oluşturmaktır. Nihayi hedefimiz bu ülkenin her insanına insan onuruna yaraşır; iş, aş, gelir ve refah düzeyi sağlamaktır. İşte bu çatıdır. Bu çatı dört sütun üzerine inşa edilmeli. O dört sütun nedir? Birincisi doğru sistem. İki doğru kurumlar, üç doğru politikalar, dört doğru insan kaynağı. Sütunlarıda oluşturduk. Ne kaldı? Temel kaldı. Temelide az önce söyledim aslında. Hukuk, demokrasi, özgürlükler, bağımsız yargı, güçlendirilmiş parlementer sistem. Buda temel. Ancak sorunları böyle çözebiliriz. Sorunları kalıcı olarak çözebiliriz. Biz DEVA Partisi olarak buna böyle bakıyoruz.