Gazeteci Nail Azbay, "Marble İzmir'den İzlenimler: Şimdi Gözler Afyon’da" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...
Geçtiğimiz hafta İzmir’deydik.
30 yılı geride bırakan MARBLE İZMİR Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’na katıldık.
Kent olarak ihracattaki en önemli kalemimiz yıllardır madencilik sektörü, yani özetle mermer…
Benim için bu fuar, sektörü anlamaya çalıştığım bir alan oldu.
Bol bol dinledim, izledim ve gözlem yaptım.
Notlarım şöyle:
- Tüm Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği Başkanı Hanifi Şimşek’in “Deprem bölgesinde inşa edilen binalarda yerli değil, ithal mermer tercih ediliyor” sitemi dikkatimi çekti.
- Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Hüseyin Memişoğlu, 52 firmayla fuara katıldıklarını belirterek, işlenmiş doğal taş ihracatında Türkiye birincisi olduklarının altını çizdi.
- Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu ise Trump vergilerinin Türkiye için bir avantaj olduğunu söyledi ve ekledi: “Endişeye gerek yok. Üretime ve istihdama devam edeceğiz.”
FUAR SEKTÖRÜ, SEKTÖR FUARI BÜYÜTMÜŞ
Bunlar açılışta aldığım notlar.
Sektör temsilcileri ile görüştüm, bol bol sohbet etme fırsatım oldu.
Fuarın hareketli olduğunu söyleyen de vardı, her geçen yıl fuara olan katılımın azaldığına dikkat çeken de…
Çin ve Hindistan gibi pazarlardan gelen alıcıların fuarda yeterince olmadığından söz eden de vardı, güzel bağlantılar yaptığını söyleyenler de…
İzmir’de düzenlenen bu fuarı doğal taş sektörü oldukça önemsiyor.
Afyonkarahisar’dan sadece bir firma yetkilisinin şu sözleri bu fuarın ne kadar önemsendiğini gözler önüne seriyor: “15 gündür buradayım, stantları kurmak için uğraştım. Sadece biz firma olarak 20 milyon lira harcayarak bu fuara katıldık.”
İbrahim Alimoğlu’nun açılışta söylediği şu sözler de fuarın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor:
“Marble İzmir Fuarı’nın ilk yılından günümüze kadar Türkiye’nin doğaltaş ihracatı 30 kat artmıştır.”
Yani özetle: Fuar sektörü, sektör fuarı büyütmüş.
FUAR ORGANİZASYONUNDA BİR AFYONLU VAR
Bu fuarı organize eden İZFAŞ’ın yönetiminde yaklaşık 1 yıldır bir Afyonlu var:
Caner Peynirci…
Uzun yıllar CHP’nin Afyonkarahisar'da Gençlik Kolları Başkanlığı’nı yürüttükten sonra bir yıldır bu görevi yürütüyor.
Kendisi Afyonlu olması hasebiyle memleketinden gelen herkese ayrı bir hassasiyetle yaklaştı.
Gelen firma sahipleri ile tek tek ilgilendi, tüm siyasileri karşılayıp onlara mihmandarlık yaptı.
Kısacası “ev sahipliğini” başarıyla yürüttü.
Caner Peynirci nezdinde İZFAŞ'ın genel müdürü Tuğçe Cumalıoğlu ve fuarda emeği geçen herkese başarılar diliyoruz.
AFYON BLOK MERMER FUARI’NIN SLOGANI: “TAŞ YERİNDE AĞIRDIR”
İzmir’deki fuardan sonra gözler 18-21 Haziran’a çevrildi.
Bu tarihte Afyonkarahisar’da ilk olacak Blok Mermer Fuarı düzenlenecek.
Fuarda Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hüsnü Serteser’e ekibimiz bu fuar hakkında son durumu sordu.
Serteser, “Taş yerinde ağırdır” mottosu ile yola çıktıklarını söyledi ve ekledi: “Şu anda metrekarelerin yarıdan fazlası fuar şirketi tarafından firmalara tahsis edildi.”
Açıkçası sloganı çok beğendim.
Kısa, öz ve net…
Herkese bir mesaj veren, mana yüklü bir söz olmuş.
Kim bulduysa tebrik etmek gerek.
Umarım kalan metrekareler de bir an önce tahsis edilerek, sloganda vurgulanan ‘taş yerinde ağırdır’ ifadesi ete kemiğe bürünmüş olur.
EFES ANTİK KENTİ VE DENEYİM MÜZESİ
Fuar dönüşünde uzun zamandır gitmeyi planladığımız Efes Antik Kenti’nde soluğu aldık.
Antik kent, dünyanın her yerinden gelen yerli yabancı pek çok misafiri ağırlıyor.
Tekerlekli sandalye ile gelen ihtiyarlara da, bastonla antik kentin mermer taşlarını aşındıranlara da bizzat şahit olduk.
Adım attığımız taşların üzerinden 8 bin yıl önce kimlerin geçtiğini düşünerek kenti baştan sona dolaştık.
Son noktamız Efes Deneyim Müzesi oldu.
Bu müze gerçekten deneyimlenmesi gereken bir adres olmuş.
Bu müzede 8 bin yıl öncesinin Efes’i, müthiş bir hikâye anlatımı ile görüntü, ses ve dijital sanat teknolojileriyle önünüze seriliyor.
Kulağınıza taktığınız kulaklıkla karanlık bir odaya giriyorsunuz ve bir anda girdiğiniz odada Efes’in kuruluşu görsel efektlerle karşınıza çıkıyor. O esnada kulağınızdaki kulaklıkla bu antik kentin hikâyesini dinliyorsunuz.
Sadece dinlemiyorsunuz, bizzat yaşıyorsunuz!
Gerçekten sıradan bir müzenin çok ötesinde bir çalışma olmuş.
Müzeye grup halinde girebiliyorsunuz ve sadece 18 dakikada Efes Antik Kenti hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz.
Hikâye, Artemis heykeli önünde sona eriyor.
Bu müzede emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Sayılarının artmasını ümit ediyorum.
Keşke bunun gibi bir müzeyi şehrimize de kazandırabilsek…
8 bin yıl önce bu topraklarda kurulan bir şehrin hikâyesini anlatabiliyorsak, 103 yıl önce bu şehirde başlayan, Cumhuriyet’in kuruluşu ile taçlanan Büyük Taarruz’u da böyle bir deneyim müzesi ile anlatabiliriz diye düşünüyorum.
Neden olmasın demeden geçemiyorum.
12 yılda Arkeoloji Müzesi’nin yeni binasını tamamlayan, 7 yılda Zafer Müzesi’ni restore eden bir şehir, deneyim müzesini kaç yılda yapar bilmem fakat umut ve ümit etmeden de duramıyorum.