Hafta sonu eğitim camiasından değer verdiğim önemli bir isimden telefon aldım. 

“Belediyeden bir müdürümüzle birlikteyiz, bir talebimiz var, dile getirir misin?” dedi.

Tabi diyerek konuyu sordum.

Konu şu: Hızlı tren…

Telefonda bana anlatılanı olduğu gibi aktarıyorum:

“Bu hızlı tren gerçekten önemli bir hizmet.

Ama gördüğümüz kadarıyla bu döviz kurlarının oynak olduğu böyle bir dönemde bu hizmetin tamamlanması mümkün değil.

Bu yüzden bizim şöyle bir önerimiz var. 

Afyonkarahisar Belediyesi bir ring aracı tahsis etse, bu araç Anıtpark önünden belirli saatlerde beklese, Eskişehir’deki hızlı tren istasyonuna yolcu taşısa çok güzel bir hizmet olur. 

Eskişehir’den İstanbul’a hızlı trenle 2 saatte gidiliyor.

Bu ring aracı hiç durmadan doğrudan bu istasyona yolcu taşısa bir saatte orada oluruz. 

2 saat sonrada İstanbul’da Pendik istasyonundayız. 

Toplam 3 saatte İstanbul’da olmak güzel bir hizmet.

Bu gerçekten bizim canı gönülden istediğimiz bir talep. 

Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek bu talebi göz önünde bulundurursa çok memnun oluruz. 

Bu konuyu sizin dile getirmeniz önemli.”

Konu özetle böyle…

Üzerimde kalmasın, ilgililere iletmiş olalım.

Bir konu daha var. 

Yakın zamanda  kaleme aldığım “Afyon ayağa kalkmalı” başlıklı yazımda Afyon’daki eğitim sendikalarının sorunlar karşısında sağır kesildiklerini yazmıştım.

Ama yanılmışım.

Söz konusu maaş olunca gayet güzel konuştuklarını gözlemledim. 

Bir ilin İl Genel Meclisi Başkanı, “Afyon’da 60-65 okul riskli bina, milli eğitim bunu infial olur diye açıklayamıyor” diyor.

Eğitim Bir Sen’den Mustafa Arslan, Türk Eğitim Sen’den Muhtar Demirci, Eğitim Sen’den Ender Karaaslan suspus oluyor…

Ancak maşallah bu 3 isim son hafta hemen hemen her gün bir basın açıklaması yapıyor.

Hepsinin ortak derdi promosyon ödemeleri. 

Promosyon ödemesi şöyle olmalı…

Promosyon ödemesi böyle olmalı…

Gibi gibi hepside hemen hemen aynı günlerde benzer cümlelerin yer aldığı basın açıklaması servis ediyor. 

Bu nasıl iş anlamış değilim.

Üyelerinizin eğitim verdiği binalar üyelerinizin tepesine göçecek diyor en resmi ağız, gık çıkarmayan bu sendikalar koro halinde “promosyon” diye bağırmaya başlıyor. 

Keşke promosyon diye bağırdığınız kadar üyelerinizin, bu şehrin evlatlarının can güvenliği için bağırsaydınız, çok daha samimi olurdunuz. 

Ama sizde haklısınız, bugün ekmek derdi, can derdinden daha önce geliyor.

Haklısınız.

Karayolları alt geçidi geçtiğimiz haftalarda hizmete açıldı.

Buranın adının ne olacağı konusunu gündeme taşımıştık.

Afyon Postası üzerinden bir çok kişi isim önerisinde bulunmuştu.

Büyük Taarruz’un başladığı noktayız diyorsak buraya bu mücadeleyi anlatan bir isim verilmeli düşüncesiyle bir duruş sergilemiştik.

Büyük puntolarla buraya Kocatepe Alt Geçidi isminin verilmesini talep etmiştik. 

Bu alt geçide bu büyük mücadelenin kahramanlarından Şükrü Çelikalay ismi verildi. 

Çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim.

Ben şuna inanıyorum. 

Bu şehrin sokaklarında, caddelerinde, meydanlarında Büyük Taarruz kahramanların isimleri yaşamalı, yaşatmalıyız.

Bu yüzden bu ismi düşünen, bunu hayata geçiren Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek’e teşekkür ediyorum. 

Bundan sonra bu şehrin sokaklarında, caddelerinde, meydanlarında daha fazla Büyük Taarruz kahramanlarının ismini görmek ümidiyle...