İnsan için anne karnına düştüğünden itibaren bebekliği, çocukluğu, gençliği, olgunluğu ve yaşlılığı da başlamış demektir.

Fiziksel, ruhsal ve biyolojik açıdan tam bir iyilik halinde olan anne babanın bebekleri ile ilişkileri, ilk günden itibaren hayatın tümünü kapsayan bir inşanın içerisinde olmaları durumudur.

Bu sebeple, anne babalar daha anne karnına düşmeden bebeğin maddi manevi gelişimi ile ilgili tedbirleri almanın önemini bilmeliler.

Örneğin; Kartaçalılar evlenecek çiftleri düğün tarihinin 40 gün öncesinden itibaren gözetim altına alır alkol ve benzeri nesle zarar veren maddelerden uzak tutarlardı.

Alkol v.b. doğacak bebeğe zararlı maddelerden anne ve baba adayları bu takip sistemiyle korunurdu.

Anne karnında bebek tüm olumlu ve olumsuz etkilere en açık pozisyondadır.

Bu sebeple anne 9 aylık süreyi olumlu anlamda çok iyi değerlendirmeliler.

Doğduktan sonra en az 2 yıl annenin bebeğini emzirmesi bebeğin bütün hayatını etkileyen –bana göre- en önemli zaman dilimidir.

Çünkü anne bebeğine 2 yıl süresince sadece dünyanın en değerli gıdası olan anne sütünü değil, aynı zamanda anne sütünden daha değerli olan şefkat, merhameti, sevgiyi, özgüveni, cesareti verir.

Bu sebeple Kur’an-ı Kerim’de 3 yerde (Bakara, 2/233, Ahkaf, 46/15, Lokman, 31/14) Yüce Allah annenin bebeğini en az 2 yıl emzirmesini emretmiştir.

Anne karnı, 2 yıl emzirme ve 5 yıllık çocuklukla birlikte kişiliğin p şekillendiği 7 yaşına ulaşır insanoğlu.

12 yaşına gelindiğinde ? kişilik tamamlanmış, insanı bir ömür boyu yönlendirecek yaşam kodları kaydedilmiş olur.

Peki ilerleyen zamanlarda kişide ortaya çıkan sorunlarda bu alana dönebilir miyiz?

Evet! İnsan dediğimiz mükemmel makine arıza yaptığı zaman yapacağımız ilk iş 0-12 yaş dönemini gözden geçirmek olmalı.

Bebeklikten 12 yaşına kadar yaşanan olumsuzluklar fidanın üzerine çizik atmak, veya CD’nin çizilmesi gibidir.

Yaş ilerledikçe, ağaç büyüdükçe çizikler büyür ve derinleşir.

CD takılır, çızırdar, farklı sesler çıkarır.

Biz bu olaya ‘’ oral fiksasyon ’’ diyoruz.

Oral fiksasyon; bebek ve çocukluk döneminde başta anne baba hataları olmak üzere yaşadığı travmaların çocukta takıntı oluşturması. Yani, oral(çocukluk) dönemde takılma(fikslenme) demektir.

Bu takıntılar uzmanları tarafından tedavi edilmezse zamanla kişinin bütün hayatını etkileyen derinliğe ve genişliğe ulaşabilir.

Oral fiksasyon; Bir çok nevrotik problemin ve kişilik yapısının bu erken çocukluk döneminde ortaya çıktığını kabul edilmektedir. Oral dönemde haz alımının yolunda gitmesi ya da gitmemesi her dönemde saplanmaya yol açar ve bu da kişiliğinde derin izler bırakır. Bu dönemde bireyin haz kaynağı ağızdır. Bu nedenle bebekler her şeyi ağızlarına alarak tanımaya çalışırlar.

Yeterli doyuma ulaşmayıp oral evrede saplanan (oral fiksasyon) kişilerin gelecek yaşamında  sürekli ağzın işler halde, bir şeyle meşgul olmasına ihtiyaç duyma, oburluk, alkol, sigara tiryakiliği, kürdan çiğneme, cinsel sapıklıklar tarzında anormallikler görülebilir. Bu dönemde meydana gelen sapmalar, saplantılar ve fiksasyonlar, bir çok patolojik bireyi netice vermektedir.

Annesinden yeterince meme alamamış bir bebek (hem maddi ve hem de manevi manada) ileride yetişkin insan olduğunda halâ ağız bölgesini aşırı tatmin etme arayışındadır (aynı zamanda merkezi sinir sistemindeki doyum merkezlerini de...) Buna bağlı olarak ta oral kavitenin hassasiyetleri ortaya çıkmaktadır.

Bir çok alışkanlık oral karakter eğilimlerinin yansımasına bağlıdır. Fazla yemek yemek, sigara içmek, alkol almak, madde bağımlılıkları da bu sebeplerle bağlantılıdır. Oral fiksasyon bazı homoseksüel fantazilerin gelişmesine ve bazı depressif formların ortaya çıkmasına da neden olabilir. Oral fiksasyon ,sürekli başkalarını "iğneleyici" kişilik "oral sadist" kişilik olarak ta kendini gösterebilir.

Çocukta sağlıklı ve yeterli duygu gelişimi anne yakınlığı, teması ve doyumu ile, sağlıklı ve yeterli zeka gelişimi ise baba yakınlığı, teması ve doyumu ile mümkündür.  Çocuk özellikle oral dönemde anne ve babaya veya anneye veya babaya doymazsa ileri ki yaşlarda yukarıda sayılan anomalilerin biri veya birkaçı mutlaka görülecektir.

Anne karnından 12 yaşına kadar anne baba ve yakın çevresini bebek ve çocukta bıraktığı her boşluk beyin, kalp ve vicdanda baloncuk(boşluk) olarak kalacak ve bütün hayatını son nefese kadar olumsuz anlamda etkileyecektir.

Önceliğimiz ideal hizmetin 1 ve 2. Basamakları olan İyileştirici-Geliştirici, Koruyucu-Önleyici olarak anne karnı dahil özellikle 7 yaşına kadar çocuğun travma yaşamadan, beyin, kalp ve vicdanında baloncuk oluşmadan büyüme ve gelişmesini sağlamak.

Olmadıysa;

3. basamak olan Tedavi-Rehabilite Edici hizmet kapsamında kişinin ana vatanı olan çocukluğuna sabır ve itina ile inip, beyin, kalp ve vicdanındaki baloncukları patlatmak, tedavi etmektir.

Haydi! Baloncuk patlatma seferberliği ilan edelim.

Var mısınız?