Gazeteci Nail Azbay, "Ali Özkaya Hakkında Gelen Telefon" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...
Geçtiğimiz gün akşam saatlerinde bir telefon aldım.
Arayan, bir sivil toplum kuruluşunun başında olan, değer verdiğim bir isimdi.
Milletvekili Ali Özkaya’nın öfkelendiği sokak röportajına geldi konu.
Bu röportajın nasıl yapıldığını sordu.
Tamamen ofisteki çalışma arkadaşlarımızla yaptığımız sabah toplantılarında konuşarak karar verdiğimiz bir röportaj olduğunu anlattım.
Daha açık sordu.
“Siyasi bir ideoloji ile mi yapıldı?” dedi.
“Hayır” dedim, siyaset kurumunun tamamına karşı nötr olduğumuzu, sadece ve sadece gazetecilik yapmaya çalıştığımızı, tamamen ofiste arkadaşlarımızla yaptığımız toplantıda bu soruyu halka sormaya karar verdiğimizi söyledim.
Dinledi, hak verdi ve düşüncelerini aktarmaya başladı.
“En güvenilmeyen siyasetçi kim?” sorusunu keşke sormasaydınız diye eleştirisini dile getirdi.
Ali Özkaya’dan ziyade insanların artık siyaset kurumuna güvenmediğini söyledi.
Ali Özkaya Hakkında Yorumlar
Daha sonra Ali Özkaya’dan şu sözlerle bahsetti:
- İktidar vekili olup genel müdüre ve daire başkanına ulaşamayan vekiller gördük. Ama Ali Özkaya bu konuda tuttuğunu koparan bir isim.
- Vatandaşta bir iş yapılacaksa “Ali Özkaya el atarsa olur” diye bir algı var.
- Ali Bey etkili bir isim. Nerede sorunlu, nerede sıkıntılı bir iş varsa Ali Özkaya’nın önüne konuluyor ve o da bir şekilde bu işi çözüyor. İş bitiren bir vekil… Bunu kabul etmek gerekir.
- Bugün bakanlık kapılarını açan, şehrin sorunlarına çözüm üreten, iş adamlarının önünü açan en etkili vekil kim dersen ben Ali Özkaya derim.
- Bana kalırsa güvensizlik Ali Özkaya’nın şahsına değil, siyasetin geneline karşı bir güvensizlik var.
- Tabi tüm bunlar bir milletvekiline bir gazeteciyi arayarak hoş olmayan bir üslupla konuşma hakkı vermez. Tavır bu olmamalıydı. Her şeyin bir usulü, bir adabı var.
- Ben Ali Bey’i de seni de samimi bulduğum için bunları söylemek istedim.
Eleştiri Başımızın Üstünde
Nasibimize düşen samimi eleştirileri aldık, başımızın üstüne koyduk.
Önce şunu söyleyeyim, Ali Özkaya hakkında yerel seçimler öncesinde de ara ara yazılar kaleme aldım.
Yukarıda kurulan cümlelerden daha tesirli ifadelerim de oldu.
‘Yalakalık’ olsun diye kurmadık o cümleleri.
O gün de bugün de yarın da samimi gözlemlerimizi paylaştık/paylaşacağız.
O günlerde de söyledim, bugün de söylüyorum.
Ali Özkaya dahil, bu memleket için emek veren, dertlenen, gecesini gündüzüne katan tüm vekillerimize teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun.
Kalemin Namusunu Koruyacağız
Gelelim haksız eleştirilere, daha doğrusu iftiralara…
Şu konuda da vicdanımız sonuna kadar rahat.
Biz bilerek ve isteyerek kimsenin şahsiyetini hedef alacak bir yayın kuruluşu olmadık/olmayacağız.
Bu konuda kendi eksikliklerini görmek yerine türlü türlü senaryolar yazarak bizlere iftira atanlara tanık oluyoruz.
Hatta işi daha ötesine götürerek, kendi uydurdukları senaryolara inanıp, bunu gerçekmiş gibi dillendirenleri duyuyoruz.
Bu hastalıklı anlayışın sahiplerine Allah’tan şifa dilerim.
Bizim hakkımızda yerel seçimlerde de türlü iftiralar attılar:
- ‘X partisinden para alarak anketler yapıyor’ dediler.
- ‘Ankete katılanlar daha önceden ayarlanmış’ dediler.
- ‘Ankete katılanları seçim otobüsleri ile pazarlara getiriyorlar’ dediler.
- ‘Anket kumkumaları’ dediler.
- ‘Manipülasyon yapıyor’ dediler.
Dediler de dediler…
Fakat biz kendimizden emindik.
Ne dediysek, ne gördüysek onu söyledik.
Allah mahcup etmedi, bizim sahada gördüklerimize dayanarak söylediklerimiz milletin iradesi ile tescillendi.
Biz o gün nasıl şahsi hırslarımızı işimize karıştırmadıysak, bugün de karıştırmıyoruz, yarın da Allah’ın izni ile karıştırmayacağız.
Biz sadece ve sadece gazetecilik yapacağız.
Birileri bizi ‘sevsin’ diye gazetecilik yapmayacağız.
Doğruya doğru, eğriye eğri diyeceğiz.
Kalemin namusunu koruyarak, onun bunun adamı olmadan, dürüst, onurlu bir gazetecilikten hiçbir zaman taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz.