Afyon’da eğitimin neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. 

Öncelikle en son söyleyeceğimi şimdiden söyleyeyim.

Gerçekten kokuşmuş bir sistemin içerisindeyiz. 

Bu kokuşmuşluk eğitimdeki başarı sıralamamıza yansımış durumda.

Kimine göre 50 kimine göre 60 kimine göre ise 70’lerdeyiz…

Sistemin tüm dişlileri adeta “soygun” düzeni için inşa edilmiş. 

Nasıl mı? 

Anlatmaya başlayayım. 

Aslında bu anlatacaklarım benim sözlerim değil.

Bizzat hadiselerin tanıklarının ya da olayın başrollerinde olanların anlatacaklarıdır. 

Bir çok öğrenci velisinden, öğretmenden duyduklarım, işittiklerimin bir özetidir bu duyacaklarınız…

Mesele şu…

Dershaneler kapandığından bu yana “özel ders pazarı” her geçen gün büyüyor. 

Pazar diyorum çünkü gerçekten bu alan tam bir pazara dönmüş durumda.

Pazar neresi?

Okul…

Pazarcı kim?

Öğretmen…

Müşteri kim?

Öğrenci… 

Sistem şöyle işliyor…

Özellikle belli branşta öğretmenlik yapanlar kendi pazarında yani okulundaki öğrenciye verdiği bilginin yetersiz olduğunu, kısa sürede bilginin tamamına erişmesinin mümkün olmadığını, bu yüzden özel ders alması gerektiğini söylüyor.

Öğrenci bunu ailesine taşıyor.

Aileside dişinden tırnağından artırıp evladına saatliği en az 500 TL’den özel derse gönderiyor. 

Piyasadaki marka değeri yüksek (!) öğretmenlerin saatlik ücreti ise 900-1000 TL’den başlıyor. 

Eskiden devlet hastanelerindeki doktorların muayene için özel kliniğine davet etmesi gibi devlette görev yapan öğretmenlerde şimdilerde öğrencilerini özel derse davet etmeye başlamış.

Bu pazardaki pastanın ekonomik değeri bir hayli fazla diyebilirim.

Nereden çıkardın diyenler için bazı öğretmenlerin Erkmen’den 1.2 Milyon liraya aldığı villaları işaret edebilirim.

Nerden çıkardın diyenler için milyonluk sitelerin önünün adeta bir dershaneye dönüştüğünü, bir öğrencinin çıkarken diğer öğrencinin siteye giriş yaptığını anlatabilirim. 

Nerden çıkardın diyenler için Uydukent’te bazı evlerin öğretmenler tarafından dershaneye dönüştürüldüğünü, müşterisi fazla olunca öğretmenin karşı binadan ev tutup oraya taşındığını, kaldığı evi dershaneye dönüştürdüğünü örnek verebilirim. 

Dedim ya bu sistem kokuşmuş bir sistem.

Şimdilerde bu sistemin içerisine gariban, yoksul halkın çocuklarınında çekilmeye çalışıldığı bana aktarılıyor. 

Bu “özel ders pazarı” içerisinde  piyasa yapmış, bu alanı sektöre çevirmiş bazı öğretmenlerin devletten aldığı maaşlara ihtiyaç bile duymadığı sırf “pazara" hakim olmak için okula gittikleri anlatılıyor. 

Sözlerimin muhatapları tüm öğretmenler değildir.

Mesleğinin kutsallığına sahip çıkan öğretmenler başımın tacıdır. 

Bunun altını çizerim.

Tüm sözüm meslek ahlakını kenara bırakmış, “özel ders pazarının” muhataplarınadır. 

Devletin eğitimden plansız ve programsız bir şekilde çekilmesi ya da çekilmeye başlaması ne yazıkki eğitimde bazı organları kangrene dönüştürmüş durumda.

Parası olanın eğitim aldığı parası olmayanın geri kaldığı bir sistem, eğitimli olanı da olmayını da  çürütür. 

Eşitlik ilkesine aykırı olan bu sistem bizi mahveder. 

O yüzden eğitim noktasında Valimiz Gökmen Çiçek önderliğinde bu şehirde bir gayret var. 

Bu şehri ve bu ülkeyi yöneten değerli büyüklerimizden “özel ders pazarına” bir çomak sokmasını dilerim. 

Bu çomakla eğitimde adaleti eşitliği tesis etmelerini umarım. 

Bu çomak bir çok kişinin canını sıksada uzun vadede kazanan bu şehrin bu ülkenin çocukları olacaktır. 

İlk çomak benden…

Sıra sizde değerli büyüklerim. 

İletişim: [email protected]