Gazeteci Nail Azbay, "Afyon’da serumla gelen ölüm" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

Mehmet Gündoğan…

38 yaşındaydı.

2 çocuk babasıydı.

Afyonkarahisar’da bir mobilya firmasının müdürüydü.

Ömrü olsaydı bugün umreye gidecekti.

Olmadı…

Gribe yakalandı.

Umreye gitmeden iyileşeyim diyerek, hayatında ilk defa ‘serum’ yaptırayım dedi.

Uydukent’te, Devlet Hastanesi’nin hemen arkasında bulunan özel bir kliniğin kapısını çaldı.

Yanında iş yerinden arkadaşı vardı.

Kimine göre “sarı serum,” kimine göre de “atom” denilen serumu yaptırdı.

Eşine, serum yaptırdığı ana ait bir kare fotoğrafını çekip gönderdi.

Bu fotoğrafla ‘Ben iyiyim’ mesajı verdi.

Ama bu fotoğraf onun son fotoğrafı oldu.

İlk serum bitti, ikinci seruma geçildiği an işler karıştı.

Mehmet Gündoğan bir anda nefes alamamaya başladı.

Yanındaki arkadaşının ifadesine göre o esnada klinik çalışanları çok panik oldu.

15-20 dakika adrenalin yapmaya çalıştılar, panikten adrenalin nerde olduğunu bulamadılar.

20-25’nci dakikada durum 112 ekiplerine bildirildi.

Ambulans çok kısa sürede geldi, Mehmet’in kalbi durduğu için hemen şok vererek hayata döndürdü.

Ancak Mehmet Gündoğan bir gün sonra öğlen saatlerinde hastanede hayatını kaybetti.

Dün, yağmur altında Sülümenli Beldesi’nde toprağa verildi.

Onun bu ani gidişi karşısında hem üzgün hem de bir o kadar şaşkın olan sevenleri kabristana akın etti…

Mehmet Gündoğan geride acılı bir eş, iki evlat bıraktı.

Whatsapp Image 2025 01 16 At 14.37.00

**

‘Kan Değiştirmekten Atılan Doktorun’ Kliniği mi?

Bu konu birkaç gündür şehrin gündeminde.

Hem aile yakınları ile hem de güvendiğim hekimlerle görüştüm.

Anlattıklarını dinledim.

Bir hekim, olaydan haberdar olduğunu söyleyip şunları anlattı:

“Bu klinik 2 ortaklı bir yer.

Doktorlarda biri, 2021 yılında Devlet Hastanesi’nde görev yapan bir doktor alkollüyken kaza yapan ünlü bir iş adamının kanında alkol çıkmasın diye kanı değiştiren doktorlardan biri. Bu doktor mahkeme tarafından suçlu bulunuyor ve doktorluktan atılıyor.

İşte ortaklardan biri, doktorluk mesleğinden atılan bu kişi. Daha önceden kliniğin camında ismi yazardı, doktorluktan atıldığı kesinleşince o tabelalar indirildi. Öğrendiğim kadarıyla bu klinikte serum yaptıranlara meyveler, çerezler, cipsler ikram ediliyormuş.

Rahmetli Mehmet Gündoğan da buraya gidiyor ve serum yaptırıyor. Kimine göre alerji, kimine göre ise yüksek doz serumdan dolayı oluşan akciğer ödemi, kimine göre de şekerli serumdan dolayı hayatını kaybediyor.

Öğrendiğimiz kadarıyla 4 kişinin ifadesi alınmış, olayla ilgili aile şikayetçi olmuş.”

**

Serum Aşkı Nereden Geliyor?

Tüm bunları dinlediğim doktor tanıdığım sözü, “Bizdeki bu serum aşkı nereden geliyor?” diyerek önemli bir noktaya parmak basıyor ve şunları söylüyor:

“Abi, bizdeki bu serum aşkı nereden geldi böyle? Eskiden serum takılan kişilere ‘Ölecek mi acaba?’ denirdi. Durumu demek ki çok kötü ki serum takılmış denirdi. Şimdi ise tam tersi oluyor. Hap veren doktor sevilmiyor, serum veren doktor seviliyor.

Serum denilen şey, tansiyon takibi ile kan değerlerinin takibi ile genel fiziki muayene ve gözlem altında verilmeli. Ne evde ne de bir poliklinik ortamında serum çok tehlikeli. Kanunen uygun ama verilmemeli! Ben doktorum, hayatım boyunca evde serum yaptırmadım. Uzmanlar bundan uzak durur.”

**

Serum Takmak Sektör Olmuş

Doktor büyüğüm anlatmaya devam ediyor.

Serum olayının nasıl bir sektör dönüştüğünü şu sözlerle anlatıyor:

“Bu tür klinikler tamamen para kazanma odaklı yerler oldu. Buralarla SGK’nın bir anlaşması yok. Bu yüzden bir serum için senden 10 bin TL de isteyebilirler, 100 bin TL de… Bunun bir sınırı yok. Yaptırımı yok. Hastanelerde bu hizmetin üst sınırı bellidir, çünkü SGK ile yapılan bir protokol vardır. Oralarda verilebilecek rakamlar bellidir. Ticari kaygılar ne yazık ki sağlık alanında hayatları yıkıyor.”

**

Tıp Fakültesi’nde İlk Öğretilen Şey…

“Abi, işin özeti bize tıp fakültesinde ilk öğrettikleri şey şudur: ‘Bilmiyorsanız, zarar vermeyin, bu da bir doktorluktur.’ 

İkinci öğrettikleri şey ise şu: ‘Bir meslektaşınıza bir hastanızı göndermek sizi düşürmez, aksine yükseltir.’”

**

‘Serumcu’ Sektörüne Kafa Yormalıyız

Burada klinikte bir hata var mı yok mu, bu elbette soruşturma neticesinde ortaya çıkacak.

Kendilerinin bu konuda bir açıklaması olur ise yayınlamaya hazırız. 

Fakat bizlerin artık en ufak bir rahatsızlığında eve, iş yerine ‘serumcu’ çağırma olayını acilen bitirmemiz gerekiyor.

Serumun, hastane gibi tıbbi olarak her türlü müdahale imkânı olan alanlarda yapılması gerektiğini idrak etmemiz şart!

Sağlık İl Müdürlüğü, bu konuda toplumu bilinçlendirmeye yönelik adımlar atmalı.

Serumun basit bir şey olmadığı, her önüne gelenin serum yaptırmaması gerektiği anlatılmalı.

‘Serumcu’ sektörü için ciddi ciddi kafa yorma vaktimiz geldi.

**

Son Söz

38 yaşındaki Mehmet Gündoğan bugün hayatta değil.

Allah rahmet eylesin.

Allah ailesine sabırlar versin.

Allah, bu satırları okuyan herkese bu konuda bilinçlenme nasip etsin.

Afyon Postası'nı telefonunuza indirin, olup bitenden anında haberiniz olsun

ANDROİD TELEFON İÇİN İNDİRME LİNKİ

APPLE TELEFON İÇİN İNDİRME LİNKİ