Başak Nakilcioğlu, "Afyon’da Sanat için Mekan" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...
Sanat etkinlikleri için mekân en önemli ihtiyaçlardan biri olmuştur daima.
Konser, sergi gibi etkinlikler için mekân, salon bulmak için çok uğraştım, uğraşıyorum, uğraşıyoruz yıllardır. Borusan Quartet konseri için arkadaşımla sahne ararken yaşadığımız macerayı buradan sizinle daha önce paylaşmıştım. Okumak isteyenler için linki buraya bırakayım. Yakın zamanda yine bir mekân arayışına giriştik arkadaşımla. Böyle maceralarda yalnız olmadığıma seviniyorum çünkü saçma şeyler yaşıyor ve duyuyoruz. Tek başıma olsam da sonrasında başkasına anlatsam “yok artık” denilecek ortamları, sevdiğim bir arkadaşımla deneyimlemek ayrı bir güzellik. Ben de soruyorum hatta “doğru duydum öyle denildi değil mi” diye.
Gelelim konumuza, Afyon’da sanatla uğraşan grupların, kişilerin, derneklerin mekân ihtiyacına çözüm bulabileceğimizi düşünerek arkadaşımla birkaç kurumla görüşmek üzere yola çıktık. Önce hepimizin sergi, konser, temsil için kullanabileceği mekânları araştırdık. Burada şöyle bir bilgi parantezi açayım, toplum yararına kullanılabilecek mekânların yapımında, kullanımında birçok kurum işin içinde oluyor. Örneğin bir binanın arazisi bir kuruma ait, binayı başka bir kurum yaptırıyor ve devir alan da başka bir kurum oluyor. Ben de aklımda tutmak için ezberlemek zorunda hissediyorum bazen ama durum böyle. Biz de geçen senelerde Kent Konseyine bağlı sanat derneklerinden birinin sergi düzenlediğini bildiğim, restore edilen, önünde güzel bir çocuk parkı olan İzmir İstasyonuna bakayım dedim. Bizler için o kadar uygun bir yer ki diye düşünüyorum. Bir baktım ki, “Olgunlaşma Enstitüleri” olmuş orası. Enstitüsü de değil tek ve büyük olmayan bir bina ve “Enstitüleri”. Neyse diyerek başka seçenekleri gözden geçirelim dedik. Belediyeye bağlı Taş Medrese’nin dış bahçesinde, şehir merkezinde olması ve ulaşımı kolay olduğu için uygun bir bina var. Ama o binayı da bir dernek kullanıyor. Derneğe bina, proje için tahsis edilmiş. Proje süreleri bitmesine rağmen çıkmadıkları gibi kimseyi de içeri almıyorlarmış. Belediye görevlileri giremiyormuş oraya biz nasıl girelim. Seçenekler demiştim ama seçme şansımız da yok gibi duruyor bir yandan. Yeni yapılan Millet Kütüphanesine geldi sıra böylelikle.
Sabah gazetesi 12.10.2022 21.29 Başkan Zeybek, “Afyonkarahisar'ın en büyük kütüphanesi kimliğini taşıyacak olan ve 24 saat açık kalması planlanan mekânda çok sayıda çalışma alanı yer alacak. Kullanılabilir çatı alanı ile birlikte 6 katlı şekilde tasarlanan binayı kısa sürede tamamlayarak hizmete açmayı hedefliyoruz” dedi. Kütüphanenin çok amaçlı ve işlevsel şekildedizayn edilerek hizmete sunulacağı belirtildi.
Millet kütüphanesi ile ilgili bilgiler de böyle. Kütüphane de geçen sene bittiğine göre, herhalde diyoruz arkadaşımla, buradan hepimiz için kullanım alanı buluruz. Bunun için yapılmış gibi duruyor çünkü. En azından uzaktan. Çünkü yakına gidince işler değişiyor. Bilgi almak için soruşturuyoruz. Millet kütüphanesinin yapımında, yazının başlarında bahsettiğim çoklu yapım süreci yaşanmış. Yani arazi bir kurumun, yaptıran belediye, yapılan da il halk kütüphanesi olduğu için üç kurumun aralarındaki anlaşma, sözleşme ile tahsislerle olabilecek bir kullanım söz konusu. Tamam diyoruz arkadaşımla, belediyeye bu binanın neresi tahsis edilmiş? Ona bakalım ona göre talep edelim. Öğreniyoruz ki Millet Kütüphanesinin bu çoklu yapım sürecinde tahsisler için anlaşma, sözleşme yapılmamış???
Bu yüzden de bize bir yer öneremiyorlar. Başta bana bahane gibi geldi. Sözleşme olmamasına inanamadığım için, “bize yer vermek istemiyorlar, o yüzden de sözleşme yok deyip kestirip atıyorlar” diye düşündüm. Defalarca sordum, ama gerçekten anlaşma, sözleşme yokmuş. Geldiğimiz noktada, başımızdan geçenlerin içimize nasıl yansıdığı, nasıl bir ifade şekli bulduğumuz kişiseldir ve değişir. Şaşkınlığımı gereği kadar ifade bile edemedim. Arkadaşımla birbirimize baktık, konuyu biraz değiştirip ortamdan ayrıldık.
Konuyla ilgili bir açıklama yapılır mı bilemiyorum. Ama bugün ve her zaman herhangi bir yapım, üretim sürecinde anlaşma, sözleşme olmaması çok önemli. Vatandaşı ilgilendiren menfaati ile ilgili bir konuda ise daha da önemli. Anadoluda sanatla ilgili konularda insan koşup koşup duvara tosluyormuş hissini yaşıyor, en azından bizler yaşadık, yaşıyoruz. Neyse ki kemiklerimiz sağlam, sıkıntı yok. Ne diyelim, etkinlik mekanlarımızın çoğaldığı günler dileğiyle,
Sanatla Kalın, iyi ki sanat var