13. Yüzyılda Prusya kralı II. Frederik insanoğlunun esas dilini merak etmiş. Ve şöyle bi deney düşünmüş. Demiş ki; ‘Yenidoğmuş belli sayıda bebeği alayım, yanlarına süt anneler ve hemşireler vereyim. Ama bu bakıcılar çocuklarla hiç konuşmasınlar. Sadece bakımını yapsınlar, iletişime geçmesinler. Böylece dış dünyadan bir konuşma telkini almayan bebeklerin konuştuğu ilk dil insanın öz-dili olur, bende bunu keşfetmiş olurum’ diye düşünmüş. Kralın dediği gibi bir ortam ayarlanmış, en deneyimli hemşireler bebeklerin altını değiştirmiş, yıkamış, bakımını yapmışlar. En sütü bol sütanneler bebekleri emzirmişler. Ama hiç biri çocuklarla konuşup, iletişime geçmemişler. Peki sonuç ne olmuş? Bebekler ölmüş!

Yani kalp dili olmadıkça muhabbet olmadıkça iletişim olmadıkça olmamış yaşam dahi olmamış .

Yaşam olduğunu sansan da gerçek manada yaşam olmuyor .

Karnın doyması yetmiyor.Kalp doymadıkça olmuyor.
Kalbimizi hep iyilik ile muhabbet ile güzel iletişim ile güzel söz ile güzel düşünce ile güzel NİYET ile doyuralım .

Doyuralım ki yaşam olsun ,hayat olsun. Muhabbetle ....

Sevgi Saygı Adaletle