Geçtiğimiz günlerde Genel Yayın Yönetmenimiz Kemal Baykara’nın bir yazısı vardı.

“İki Vali” başlıklı yazısından bahsediyorum.

Meraklıları buradan söz konusu yazıya göz atabilir. 

Söz konusu yazıda Kemal Abi, Afyonkarahisar’da valilik yapmış Muzaffer Dilek ve şuanki valimiz Gökmen Çiçek’in yaptıklarını değerlendirmişti. 

Ayazini ve Emre Gölü’ne yapılanlardan bahsedip, birlik olmamızı ve  Vali Gökmen Çiçek’e sahip çıkmamız mesajını vermişti. 

KEMAL ABİ’YE KATILDIĞIM KONU…

Kemal Abi’ye bu konuda katılıyorum.

Vali Gökmen Çiçek, kısa sürede şehre adapte oldu.

Tüm şehri taradıktan sonra Frigya Vadileri’ne ayrı bir parantez açtı.

Afyonkarahisar’ın turizm geleceğini burada gördü. 

Ankara’daki güçlü bağlarını kullanarak buraları turizme kazandırmak için var gücüyle çalışmaya başladı. 

Hatta geçtiğimiz günlerde Valimiz Gökmen Çiçek bizzat bana “Nail Bey, Ayazini Köyü’ne önem verelim, burayı tanıtalım, burası çok önemli” diyerek bu şehir için nasıl dertlendiğini ortaya koydu. 

Bütün bunları topladıktan sonra Kemal Abi’nin dediklerine katılıyorum.

Vali Gökmen Çiçek’e şehir olarak sahip çıkmalıyız. 

KEMAL ABİ’YE KATILMADIĞIM KONU…

Ancak Kemal Abi’ye katılmadığım bir konu var. 

Daha doğrusu Kemal Abi’nin yazısına eklemek istediklerim var. 

Anlatayım…

Ben 2012 yılında muhabir olarak gazeteciliğe başladım. 

Bu süreç içerisinde İrfan Balkanlıoğlu, Hakan Yusuf Güner, Aziz Yıldırım, Mustafa Tutulmaz ve Gökmen Çiçek’i gazeteci olarak gözlemleme ve kendileriyle çalışma fırsatı buldum. 

İrfan Balkanlıoğlu uyumlu bir yönetim anlayışı izledi. 

Hakan Yusuf Güner proje bazlı yönetimi tercih etti. Zaman zaman kamu müdürlerini fırçalaması ile dikkat çekti. 

Aziz Yıldırım şehre geldiğinden bir ay sonra 15 Temmuz süreci yaşandı. O süreç sonrasında devam eden operasyonlara önem verdi. 

MUSTAFA TUTULMAZ

2017 yılının Temmuz ayında Mustafa Tutulmaz geldi. 

Burada bir parantez açmak, Kemal Abi’nin yazarken atladığı konuya değinmek istiyorum. 

O dönemlerde ben ATV’nin bölge muhabiri olarak çalışıyordum.

Şehrin lezzetlerini, kültürel ve tarihi noktalarını tanıtan canlı yayınlar ve haberler yapmaya gayret ediyorduk. 

Bu bizim, Mustafa Tutulmaz ile ortak noktamız oldu. 

Mustafa Tutulmaz’da şehrin tanıtımı için kolları sıvamıştı, bizde…

Bunun için  ilk iş olarak valilik bünyesinde Tanıtım Bürosu’nu kurdu. 

Özge Demirayak gibi donanımlı ve tuttuğunu koparan bir kadını, İbrahim Okumuş gibi aykırı ve farklı düşünen bir ismi bu büroda görevlendirerek güzel bir ekip oluşturdu.

Bu büronun en önemli marka değeri olan "Visit Afyon” Mustafa Tutulmaz’ın eseriydi. 

Visit Afyon, hepimizin eseri eleştirisi olan “Afyon tanıtılmıyor, Afyon’un tanıtıma ihtiyacı var” gibi sitemlerimizi bir nebze olsun dindirdi. 

Mustafa Tutulmaz ile yollarımız bu ofistede kesişti. 

Kendisinin uygun görmesi ile ATV’den ayrıldıktan sonra yaklaşık 1 yıl bu ofiste çalıştım.

Bu süreçte Mustafa Tutulmaz’ın çalışma şeklini yakından tanıma fırsatı buldum. 

Kendisi çalışma sistemini insan odaklı ve empati kurmak üzerine inşa etmişti. 

Yapılacak bir iş varsa ne yapılacağını kendisi çok iyi bilse dahi “sen olsan burda ne yaparsın” deyip karşısındakinin fikrini almadan harekete geçmezdi. 

Bir personele yetki vereceği zaman “kendini benim yerime koy, sen vali olsan burda ne yaparsan onu yap” diyerek karşı tarafa güven veren babacan bir yanı vardı. 

Kendisi Afyon’u karış karış gezdi. Laf olsun diye söylemiyorum. Gerçekten Afyon’u karış karış dolaştı, insanlara dokundu. 17 ilçeyi en az 3 kez turladı. Her ilçe ziyaretinde mutlaka 5 köye uğrar, buralarda kahvedeki vatandaşlarla buluşur, muhtara merhaba der makamına öyle geçerdi.

UNUTULMAYACAK BİR ANI…

Yeri gelmişken burada bir anımı paylaşmak isterim. 

Bir yaz günü Bolvadin’in bir dağ köyü ziyaretinde kendisine bende eşlik etmiştim.

20, 30 haneli bir köy burası… 

Mustafa Tutulmaz burada bir kadını yolda gördü ve hemen makam aracını durdurdu ve aşağı inerek kadının yanına gitti. 

-"Merhaba, ben Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, nasılsın”, dedi. 

-Kadın şaşkın bir şekilde karşısındakini dinledi. 

Biraz sustuktan sonra, ağzından şu sözler döküldü: “Sen şimdi vali misin?”

Mustafa Tutulmaz’da tebessüm ederek, “Evet valiyim, var mı bir isteğin” diye yanıt verdi. 

Kadın, “Buraya bugüne kadar hiç vali gelmemişti, ayağınıza sağlık, Allah sizi başımızdan eksik etmesin” diyerek dua edip yoluna devam etti. 

Mustafa Vali, 3 yıla yakın bir sürede 350’den fazla köyü bizzat dolaştı. Afyon’un 422 köyü olduğunu düşünürsek sayının ne kadar önemli olduğunu görebiliriz. 

İLKLERİN VALİSİ OLDU

Mustafa Tutulmaz, Afyon için ilklerin valisi oldu aslında. 

Gastro Afyon, Film Festivali, Kitap Fuarı, Dünya Motokros Şampiyonası onun döneminde düzenlenmeye başladı. 

Tarihi Termal Kentler Birliği’ne daha sonra UNESCO’nun Gastronomi ağına onun döneminde dahil olduk. 

Frig Vadisi Turizm Geliştirme Projesi onun döneminde hayata geçti. 

Frigya’da ilk balon onun döneminde havalandı. 

Afyonkarahisar’ı kış turizminde de söz sahibi olması için “Klimatan Kayak Merkezi Fizibilite Çalışmaları” onun döneminde tamamlandı.

Düğünlerde silah sıkma gibi ilkel bir alışkanlıkla mücadele onun döneminde hız kazandı. 

Ben şuna şahidim…

Mustafa Tutulmaz döneminde Afyonkarahisar’da tanıtım başta olmak üzere pek çok alanda gaza basıldı. 

30-40 km hızla giden araç bu dönemde deyim yerindeyse 120 kilometre hıza ulaştı. 

Bu sayede şehirde bir anlayış değişikliği yaşandı.

NE KADAR ŞÜKRETSEK AZ…

Neyseki Afyonkarahisar çok şanslı…

Mustafa Tutulmaz’dan sonra gelen Valimiz Gökmen Çiçek’te kendisini şehrin bir evladı görüp gaza bastı. 

120 kilometrelik hız Afyon’a yetmez dedi… İbreyi 140’a, 150’e taşıdı…

Ayazini Köyü’ne yapılanlar bunun ispatı.

Baharda burayı görmeyi heyecanla bekliyorum. 

Emre Gölü etrafında süren çalışmaların sürate şaşırıyorum. 

Kısa sürede devletin tüm imkanları Frigya Vadileri’nde seferber edildi. 

Afyonkarahisar’ın turizmden hak ettiği payı alması için valiliğin ışıkları gecenin geç saatlerine kadar yanıyor. 

Kemal Abi’nin söylediklerine bir ekleme daha yapmak istiyorum.

Valimiz Gökmen Çiçek’e sadece sahip çıkmayalım, ne yapıp edelim en az 3 yıl Afyonkarahisar’da kalmasını sağlayalım. 

İbrenin 200’e dayanması için bunu yapalım. 

Son söz olarak bugüne kadar Afyonkarahisar için bir çivi çakan, bu şehir için dertlenen, taş üstüne taş koyan tüm valilerimize Allah razı olsun diyelim.