Hepimizin bildiği gibi güzel vatanımız deprem kuşağında olan ülke. Özellikle depremlerden sonra sıkça kullandığımız sözler ; "Deprem öldürmez, ihmal öldürür” “ Deprem öldürmez , bina öldürür”.
Adeta sloganlaşmış , dilimize pelesenk olmuş bu sözler ile esas dikkat çekilmek istenen deprem değil, deprem öncesidir aslında. Deprem öncesinde alınması gereken tedbirlerdir, belirlenen kurallara uymadır.

Geçtiğimiz günlerde Elazığ ve Malatya ‘da maalesef yine can kayıplarına sebep olan deprem ve artçı depremlerle birkaç gün sallandık. Üzüntü ve korkudan yatamadığımız geceler, huzursuz gündüzler yaşadık ve hala yaşıyoruz. Sosyal medyada ve ulusal basında yayımlanan deprem fotoğraflarına bakıp bakıp ağladık , hüzünlendik. Baktıkça merhametimiz kabardı, acıdık kahrolduk depremi yaşayan canlarımıza.

Ancak bir kaç gün sonra Küba ve Jamaika ‘da 7.7 şiddetinde depremler oldu. Dünya sallanıyor. Japonya hepimizce malum zaten. Şiddettine rağmen marketlerin raflarından yere düşen bir kaç paketten başka bir şey yansımadı medyaya. Demek ki depremde ölmek işin fıtratında olmaya biliyor.

Her doğal felaket gibi depremden de kaçmak mümkün değildir. Ancak depremle yaşamayı öğrenmek mümkündür . Bunun için de insanları, depremin değil depreme dayanıklı olmayan binaların öldürdüğünü söylemeye başladık yine. Herkes yine ahkam kesmeye yorum yapmaya başladı . Sonuç ne mi olacak ? Unutulacak diyeceğim ama deprem bu kez pek kendini unutturacağa benzemiyor.

Bizler işin esas teknik ve bilimsel yönünü uzmanlara bırakarak “ Nelerde, hangi konularda eksiklerimiz, hatalarımız, ihmallerimiz olmuş? Nerelerde yanlış yapmışız? Neleri hesap etmemişiz? Geliştirmemiz gereken neler var ? Ne kadar bilinçlenmişiz ? “ gibi daha bir çok sorulara cevap bulmakla başlayabiliriz mesela.

Yarın ise bu kadar canın kaybedilmesine sebep olanlardan , suistimal edenlerden hesap sorma vakti.

Yer bilimci olmadığım için susup acıları paylaşma zamanı diyebildim . Ölenlere rahmet , yaralananlara acil şifa dileye bildim. Allah’ a daha büyük felaketlerden güzel Vatanımızı ve Milletimizi koruması için dua edebildim. Yetkililer binalara girmeyin demeleri yerine , binalar sağlam korkmadan girebilirsiniz diyebilmelerini diledim .

Bu güzel Milletin zor günlerde birlik ve beraberliğe sımsıkı sarıldığını , yaralarımızı sarmak için tek yürek olduğunu ve her zaman olacağını bir kez daha görmekse üzüntümüzü bir nebzede olsa hafifletti.

Canım Ülkem ve Milletimize bir kez daha geçmiş olsun diyorum.

Sevgiyle kalın , takipte kalın .