Gazeteci Nail Azbay, 'Büyük Taarruz’un ruhuyla dalga geçenler...' başlıklı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

Büyük Taarruz’un 100. Yılını idrak ediyoruz. 

100 yıl önce bu topraklarda ecdadımızın var oluş mücadelesi verdiği bu topraklar bir milletin yeniden doğuşunun şahitliğini gözler önüne seriyor. 

Geçtiğimiz yıl Kurtuluş Savaşı üzerine yazdığı kitaplarla tanınan Dr. Selim Erdoğan ile bir röportaj gerçekleştirmiştik.

Konumuz Büyük Taarruz’du.

Selim Hoca, röportajın sonunda “Bu sene Sakarya Meydan Muharebesi’nin 100. Yıl dönümünü kutluyoruz, birkaç kişi ve kurum dışında hiçbir unsurun umursamadığını görmek üzücü” diyerek sözlerini şu temenniyle bitirmişti: “Umarım seneye Büyük Taarruz’da aynı kaderi paylaşmaz”…

Evet o sene geldi, sizce bizler şehir olarak Büyük Taarruz’a nasıl hazırlandık? 

Ben kendi görüşlerimi ifade edeyim. 

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan nezdinde devlet erkanının 29 Ağustos’ta Afyonkarahisar’da olması güzel bir gelişme. 

Bahçeli’de önce gelebilir dendi ama daha sonra gelemeyecek denildi. 

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmayları da 25 Ağustos’ta Afyon Kocatepe’ye yürüdü. 

DP Lideri hemşerimiz Gültekin Uysal’da Afyon’da. 

Türkiye Değişim Partisi Lideri Mustafa Sarıgül, Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ’da Afyonkarahisar’da…

Bu kadar farklı dünyaların farklı bakış açılarının Ağustos ayında Afyonkarahisar’da Büyük Taarruz için bulunması bizim için şans. 

Peki il olarak biz nasıl hazırladık? 

Bu noktada bizi yöneten yöneticiler ne yazık ki sınıfı geçemedi. 

100. yıl için 100 etkinlik planladık deniliyor ancak program kitapçığını açıp baktığımda bir yıl önce her ne yapıldıysa aynı etkinlikler yine yapılıyor, sadece adına 100. Yıl etkinliği deniliyor. 

Mesela Zafer Meydanı önünde yapılan kutlamalar 100 etkinlikten biri olarak gösterilmiş.

Bu etkinlik geçen senede yapılıyordu, ondan önceki senelerde yapılıyordu…

Mesela Dünya Motokros Şampiyonası’da 100. Yıl etkinliği imiş. 

Bu etkinlikte düzenlenen her konserde ayrı ayrı bir etkinlikmiş.

Bu etkinlikleri sanki yeni bir etkinlikmiş gibi paylaşmak biraz insanın aklıyla alay etmek gibi bir şey. 

Önemli olan bu seneye özel ne yapıldığı? 

Bu seneye özel, “vay be” diyeceğimiz bir tek etkinlik söyleyin bana… 

Ben ne yazık ki pek farklı bir şey göremiyorum.

Bu anlamda benim gördüğüm en etkileyici çalışma Dereçine’de düzenlenen program ve Hava Meydan Komutanlığı’nda sergi. Onları ayrı bir yazımda ele alıp emeği geçenlere teşekkür edeceğim. 

Karavan Festivali yapıp bunu da Büyük Taarruz’a özel yaptık demek aklımızla alay etmektir, Büyük Taarruz’un ruhuyla dalga geçmektir.

Bu ruhu idrak edememektir.  

Büyük Taarruz, kağnılarla, inançla, imanla, akılla kazanılan eşsiz bir zaferdir. 

Bunu karavana ya da Ajda Pekkan konserine indirgemek kadar basit bir düşünce şekli düşünülemez. 

Her şeyden öte Büyük Taarruz’un karargahı olarak kullanılan Zafer Müzesi’nin restorasyonu 100. Yıla ne olursa olsun yetişmeliydi. 

Yapılamaz denilen yolları, köprüleri yaptık diyerek övünen bir iktidar bunu ne yapıp edip bitirmeliydi. 

En azından 100. Yıla çatısı açık, etrafı çevrilmiş bir karargahla girmemeliydik. 

Ne yazık ki olmadı.

Çatısı açık bir karargahın tam karşısında Büyük Taarruz’un 100. Yılını kutlayan yetkililerin sizce içi sızlayacak mı? 

İzleyip göreceğiz, hatta mümkün olursa ilk fırsatta kendilerine bunu soracağız. 

Biraz çuvaldızı kendimize batıralım.

Afyon basını Büyük Taarruz’un 100. Yılı için ne yaptı? 

Basın camiasının temsilcisi olan cemiyeti, dernekleri ne yaptı? 

Taşın altına elini koydu mu? 

Ne yazık ki hayır. 

Gelen basın bültenini kendi gazetesinde ya da internet haber sitesinde bunu yayınlamaktan başka 100. Yıla katkısı olan gördüğüm kadarıyla yok.

Üyesi olduğum Gazeteciler Cemiyeti’ne bir proje önerisinde bulunmuştum.

İlgilenen olmadı.

Bizim cemiyet sağı solu ziyaret etmekle gününü geçiriyor.

Dernekler ise ‘sen başkan olacaksın, ben başkan olacağım’ kavgasında. 

Canı sıkılan dernek kuruyor. 

Neyse… 

Biz Afyon Postası olarak, 100. Yıl için öce bir gazete basıp dağıttık, aynı zamanda dijital mecrada bazı çalışmalarımız oldu olmaya devam edecek.  

Buradan yetkililere çağrımdır…

Daha fazla meydanda, caddede, sokakta Milli Mücadele kahramanlarının isimleri olmalı.

Belediye meclisi burada daha hassas çalışıp bu kahramanların adlarını bu şehrin her köşesinde yaşatmalı. 

Şükrü Çelikalay isminin bir alt geçide verilmesi çok yerinde ve güzel bir uygulama. 

Bu uygulamaların sayısı artmalı… 

Bu şehre gelen kişi Büyük Taarruz’u iliklerine kadar hissetmeli. 

Bu duygularla Büyük Taarruz’un 100. Yılı kutlu olsun. Bu toprakları bizlere yurt kılan tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.