Yayın kuruluşu olarak sık sık halk röportajları yapıyoruz.

Bu alanda Afyon’da ilklere imza atıyoruz.

Her hafta farklı bir konuyla halkın nabzını tutuyoruz.

Bu röportajlar sosyal medyada ciddi izlenme oranlarına ulaşıyor.

Geçtiğimiz haftalarda çalışma arkadaşlarım Sıla ve Egemen bir sokak röportajına imza atarak “Afyon’un en büyük sorunu ne?” diye sordular.

Görüntüler geldiğinde izledim.

Bir vatandaşımız tam 32 dakika duygu düşüncelerini çok net cümlelerle ifade ediyor.

Bu vatandaşımız bizim en büyük sorunumuzun susmak olduğunu haksızlık karşısında konuşmadığımızı söyleyerek o esnada yoldan geçen bir vatandaşı çevirip konuşturmaya çalışıyor.

O vatandaşımız da “başıma bir şey gelir” düşüncesiyle konuşmayacağını ifade edince “gördünüz mü bak” diye kendi düşüncesini kendince doğrulamış oluyor.

Ertesi gün sabah saat 7.58’de telefonum çaldı.

Arayan numara kayıtlı değildi, telefonu açtım.

Röportaj veren kişi olduğunu söyleyerek, “Nail Abi, kızım KPSS’den çok iyi bir puan aldı, bana gelip ‘baba sen ne yaptın, senin bu söylediklerin yüzünden güvenlik soruşturmasından geçemezsem benim emeklerim çöpe gider’ diye bana sitem ediyor. Ne olur bu röportajı yayınlamayın”.

Yorum yapmayacağım bu konu üzerine.

Ama ülkenin temel meselesi bu.

Konuşamamak, korkmak ve susmak…

Sadece şunu söyleyeyim, bizim en büyük celladımız insanın kendi rahminden doğurduğu korkaklığıdır.

KPSS’den devam edelim.

Eskiden FETÖ vardı, soruları çaldı denilirdi.

Hatta bu yüzden 2010 yılında yapılan KPSS iptal edilmişti.

Peki FETÖ gitti, yani iktidarın deyimiyle ‘FETÖ’nün omurgası kırıldı’…

Peki bugün bu soruları kim çaldı?

Kim sızdırdı?

Milyonlarca gencin emeklerini, umutlarını, hayallerini çalan bugünkü hırsız kim?

İl Genel Meclisi’nde ‘boş konuşanlar’ başlığı altında zaman zaman bazı meclis üyelerini eleştiriyordum.

Geçtiğimiz aylarda CHP’li Sultandağı Meclis Üyesi İsmihan Nergis’de bu eleştirilerimden nasibini almıştı.

Dünkü meclis toplantısında İsmihan Hanım büyük bir nezaket örneği göstererek yanıma geldi, tebessüm ederek “Bugün boş konuşmayacağım Nail Bey” diyerek elini omzuma koydu ve tebessüm etti.

Bende kendisine bu nezaketi ve eleştiriye karşı açık olmasından dolayı teşekkür edip, “keşke herkes sizin gibi nazik olsa” dedim.

Ne yalan söyleyim, İsmihan Hanım salona girdiğinde yanımdaki çalışma arkadaşım Sılanur’a, “Bak İsmihan Hanıma dikkat et selam vermeden geçecek” demiştim.

Bu sözümden sonra İsmihan Hanım’ın doğrudan bizim yanımıza gelmesi bizi mahcup etti.

Bunu da itiraf etmiş olalım.

İl Genel Meclisi’nden konu açılmışken devam edelim.

Bu sefer boş konuşanı değil de dolu konuşanı bir ismi yazalım.

İYİ Partili Alper Yağcı’dan bahsedelim.

Yılların siyasi birikiminden dolayı Alper Yağcı, meclis gündemine getirdiği yerel meselelerle önemli farkındalıklara imza atıyor.

Eğitim konusunu, Afjet konusunu, Zafer Müzesi konularını ve daha pek çok konuyu meclis gündemine düzeyli bir üslupla taşıyarak bu memleket için hayati meseleleri kamuoyunun konuşmasına vesile oluyor.

Kendisini bu memleket için gösterdiği duyarlılık için teşekkür ediyorum.

Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi(AFSÜ) bu sıralar gündemde.

Hematoloji alanında ildeki tek doktorun tehdit edildim diyerek istifa etmesi hala gündemdeki sıcaklığını koruyor.

AFSÜ’de geçtiğimiz günlerde bir basın toplantısı düzenlendi.

Üniversitenin rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, konuşmasının büyük bir bölümünü istifa eden hekimin neden istifa ettiğini anlatmaya ayırdı.

‘Şifa veren ellere vefa gösterin’ mesajı verdi.

Haklı bir çağrıydı…

Sonuna kadar destekliyorum.

AFSÜ, bu şehir için sahip çıkılması gereken önemli bir kurum.

Rektör Hoca, bu konuda toplumsal duyarlılık için basın mensuplarından açık destek istedi.

Bu konuda Afyon Postası olarak sonuna kadar yanınızdayız Nurullah Hocam…

Ancak toplantıyı düzenleyen ekibinize karşı eleştirilerim var.

Birincisi toplantı ortamında siz önde konuştunuz biz arkada duymak için çetin mücadeleler verdik.

Keşke güzel bir ses sistemiyle salonda tam hakimiyet kurabileceğiniz bir ortam oluşturulsaydı, bunun testleri siz o salona gelmeden yapılsaydı çok daha iyi olurdu.

Birde toplantı salonu resmen sauna salonuna dönüştü.

Kahvaltı yaparken sucuk gibi terlemekten ve diğer taraftan da sizi dinlemeye gayret etmekten yorulduk.

Bu konularda toplantıyı tertip eden arkadaşlar biraz daha özenli olursa “sağlığın üniversitesiyiz” diyen bir üniversite için daha sağlıklı bir organizasyon olmuş olur.