“Uygarlığın gerçek ölçüsü; ne nüfus çokluğu, ne kentlerin büyüklüğü, ne de üretim bolluğudur. Gerçek ölçü, ülkenin yetiştirdiği insanların nitelikleridir. “
Ralph Emerson

İnsanı ayakta tutan eksene omurga denir. Bu eksen kemiklerden oluşur. Yani insanın anatomik yapısıyla ilgili kısmıdır. Ancak daha önemlisi ruhsal yapımız, ruhani omurgamızdır. İnsanı dik tutan ilkeleri , erdemleri ve kişiliğidir.
Omurgalı duruş İnsanları , kurumları ve toplumu ayakta dik tutar. Onurlu , şahsiyetli , ilkeli , ahlaklı duruş saygınlık ve güvenilirlik kazandırır. İlkeleri olmayanlar menfaat, makam , mevki , para gibi şeyler için ezilir bükülür şekilden şekile girerler. Boyun eğip şartlara ve o günkü güce teslim olurlar. Rüzgarın yönüne ve o zamana göre şekil değiştirler . Bunlara ben takla güvercini veya rüzgargülü diyorum. Siz ne dersiniz bilmem ..?

Bu tip varlıklar olaylarla , mevcut güç ile birlikte sağa sola savrulup dururlar. Belli bir kimlik ve şahsiyet sahibi olmaları mümkün olmadığı gibi hiç kimseye karşı vefa ve sadakat sahibi de olamazlar. Kendi menfaatlerinden başka bir şeye bağlı kalmazlar. O yüzden menfaatleri bittiğinde kim olursa olsun terk edip bırakıp giderler. En büyük dostları kendi nefisleridir. Tek arkadaşları kendi menfaatleridir. Hayatlarında dostluk , insanlık , hak , vicdan gibi kavramlar yoktur.

Oysaki etrafında yaşanan haksızlıklara zulmülere ve olumsuzlukları görüp de karşı durmayanlar ve hiç ses çıkarmayanlar bir gün gelir aynı haksızlıkları kendileri de yaşarlar. Zulümden paylarına düşeni acı bir şekilde alıp en ağır şekilde tadarlar.Sıra onlara geldiğinde kendilerinden çıkacak bir ses, bir cesaret bulmadıkları gibi, etraflarında da bir kimse bulamazlar. Ruhsal omurgasızlık insanı esir eder, önce kendi nefsine ve tutkularına esir olur, sonra da güç ve yetki kimin elinde ise ona esir olurlar. Haksızlık karşısında susmak onu kabullenmektir. Haksızlığa itiraz etmemek dünyanın en kötü hareketidir. Omurgalı, onurlu insan kime yapılırsa yapılsın her zaman zulüm ve haksızlık karşısında dik duran insandır. İtiraz edip o durumu düzeltmeye çalışan insandır.

Omurgasızlık ise hataya, yanlışa, zulme ve haksızlığa tanık olduğu halde itiraz etmeyip sessiz kalan ve menfaatleri için güçlüden yana taraf olan varlıklardır.

Allah bize seçme yeteneği akıl , fikir vermiştir. Kendi kararlarımızla yaşamda pek çok olaya yön verebilecek bir yeteneğe sahibiz. Kararlarımıza yalnızca kendi çıkarlarımız yön verirse dünyaya ve başka insanlara zarar vermeye başlarız. Buda ne İslama ne vicdana nede hukuka sığacak davranış şekli olabilir. İslam Müslümanların haksızlıklar karşısında susmasını ve susturulmasını, ezilmesini ve ezdirilmesini istemez. Onursuz ve omurgasız davranış şeklini kendilerine yol olarak çizenler zavallı varlıklardır.

İnsanlar bir takım kararlar verirken yalnızca kendi çıkarlarını veya kısmi bir grubu değil, çevrenin, doğanın, toplumun , insanların, bütünün hayrını dileyerek ve düşünerek ruhsal ve onurlu davranış içinde karar vermelidir. İşte o zaman ancak verdiğiniz kararların insanların hayrı ve yararı yolunda gerçekleşmesi için Allah’ın rahmeti ve bereketi daima üstünüzde olacağı bilinmelidir.Diğer türlüsü sadece esaret ve omurgasız bir davranış şeklidir.

Allah şu kısacık yaşamımızı akılla, kalple, sevgiyle, şefkat ve merhametle; hakka, hukuka, adalete dayanarak ve omurgalı yaşayarak tamamlamayı nasip etsin .

Sevgiyle kalın , takipte kalın .