Geçtiğimiz cuma günü Karahisar Kalesi’nin eteklerinde Benlioğlu Konağı olarak bilinen konak Gastronomi Konağı olarak hizmete açıldı. 

Afyonkarahisar Belediyesi burada halka yöresel lezzetler sunacağını duyurdu. 

Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. 

Ancak burada Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek’in yaptığı açıklama biraz garibime gitti. 

Önce yapılan canlı yayınları seyrettim sonra belediyenin internet sitesindeki açıklamalara baktım.

Başkan Zeybek’in açılışta söyledikleri garip bir şekilde internet sitesinde değiştirilmişti.

Hatta başkanın söylemediği sözler, kurmadığı cümleler internet sitesinde söylenmiş gibi yer almıştı. 

Neden böyle bir şey yapıldı anlamış değilim.

Gelelim esas mevzuya. 

Bizim için esas olan Başkan Zeybek’in alanda söyledikleridir. 

Ne dedi Başkan Zeybek burada? 

“UNESCO taahhütlerimizi bir bir yerine getirdik” diyerek söze girdi. 

Ben bu süreci yakından takip eden biriyim.

Belki bu süreci en iyi takip eden gazeteciyim desem abartmış olmam. 

Daha öncede yazdım. 

Afyonkarahisar’ın UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil olması için belirli bir zaman içerisinde yapmaya söz verdiği 6 taahhütü var. 

Bu taahhütleri bu şehir adına yapacak kurum Afyonkarahisar Belediyesi.

Önce şunun altını çizelim.  

Bu taahhütlerimiz arasında bu şehrin bu belediyenin yapamayacağı bir made bile yok.

Ancak benim garipsediğim husus şu, daha bir taahhüt bile yerine getirilmeden “bir bir yerine getirdik” açıklaması garibime gitti. 

Peki, Afyon’un UNESCO’ya “söz veriyoruz bizi bu ağa alırsanız şunları yapacağız” dediği 6 maddelik taahhütlerimiz arasında neler vardı? 

Hatırlayalım, hatırlatalım. 

  • Paralel ve Sınırları Aşan Tarifler - Yerel Proje
  • Gastronomi Müzesi - Yerel Proje
  • Yeşil Enerji (Enerji ve Gıda Atığına Hayır) - Yerel Proje
  • Uluslararası Gastronomi Kongresi - Uluslararası Proje 
  • Uluslararası Mevlevi Gastronomi Yarışması - Uluslararası Proje
  • Geleneksel Mutfağın Dijital Dünya ile Buluşması - Uluslararası Proje

Ben bu 6 maddeden bir tanesinin hayata geçirildiğini henüz duymadım, görmedim.

Hatam varsa düzeltin lütfen. 

Sadece Ekim ayında gerçekeleşecek Gastro Afyon Lezzet Festivali içerisinde  “Uluslararası Mevlevi Gastronomi Yarışması” taahhütümüzün yerine getirileceği ilan edildi. 

Başkan Zeybek’in “taahhütlerimizi bir bir yerine getirdik” sözünde sanırım dil sürçmesi var.  

Bu cümlenin doğrusu, “tahhütlerimizi yerine getirmeye başladık” olmalıydı.

Dil sürçmesi var diyorum ama bu cümleden hemen sonra kurulan “En son uluslararası gastronomi festivalini ekim ayı içerisinde yaparak, UNESCO’nun bizden istemiş olduğu 6 şartın tamamını yerine getirmiş olacağız” diyor Başkan Zeybek. 

İyice zihnim bulandı, hangi taahhütümüzü ne zaman yaptık diye hafızamı yokluyorum ama bir şey bulamıyorum. 

Bulan varsa bana iletsin bende burdan paylaşayım lütfen… 

Yine söylüyorum, bunlar yapılamayacak şeyler değil, belediyemiz bunları çok rahatlıkla yapacaktır. 

Ben buna gönülden inanıyorum.

Daha öncede konuyla ilgili yazı yazmıştım. 

Belediyeden Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar, telefon edip konuyla ilgili bizi belediyeye davet etmişti. 

Davete icabet edip belediyeye gitmiştik.

İhsan Bey, 2021 yılının ilk 6 ayında verilen 6 taahhütten 4’ünün tamamlanacağını söylemişti.

Muhtemelen pandemi şartları yüzünden bu sözler vaktinde yerini bulmadı. 

Ama yine söylüyorum. 

Ben belediyemizin bu taahhütleri en kısa sürede yerine getireceğine inanıyorum. 

MÜZİĞİN, SANATIN ÜZERİNE ZABITA SALMAYIN

Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar’ın ilgisine sunmak istediğim başka bir konu daha var. 

Cuma günü Afyon Postası üzerinden “Sokakta müzik yaparak geçinmeye çalışan gence zabıta engeli” başlığı ile bir röportaj yayınlamıştık.

Bu haberde özetle Afyon’un çeşitli noktalarında gitarla müzik yapan bir gencin zabıta tarafından her yerden kaldırıldığı anlatılıyordu. 

Bu röportajı okumayanlar, kaçıranlar buraya tıklayarak okuyabilir.

İhsan Bey, lütfen bu gencimizi bulun ve sahip çıkın.

Bu gencimiz Iğdır’dan Afyon’a çalışmaya gelmiş, şu anda müzik yaparak hayata tutunmaya çalışan bir genç. 

Dilencilik yapmıyor, hırsızlık yapmıyor, sadece müzik yapıyor. 

Ve müzik yaparak geçinmek istiyor. 

Sokak müzisyenleri Avrupa’da pek çok şehrin vitrinini oluşturuyor. 

Yaşadıklar şehre güzellik katıyor.

Yaşadıkları şehirde caddelerin ruhu oluyor. 

Sormak istiyorum? 

Neden sanatı sokağa taşıyan gençlerimizin üzerine zabıta salıyoruz? 

Neden bu şehri kendi kendimize yaşanmaz kılıyoruz? 

Çok açık ifade etmeliyim ki, bu ve buna benzer durumlar şehrin imajını zedeliyor. 

İhsan Bey sizden ricam, lütfen bu gencimize ulaşın, kendisinden özür dileyin, şehri müzik yaparak güzelleştirdiği için teşekkür edin, hatta ona bu konuda resmi bir izin verin, mümkünse kendisini ekonomik olarakta belediye olarak destekleyin, müzik yapmasını teşvik edin. 

Hatta bu alanda şehre katkı yapan, yapmak isteyen tüm sokak müzisyenlerini organize edin, bu şehrin çeşitli noktalarında müzik yapmalarına engel olmayın, müsade edin.

Lütfen, müziğin, sanatın üzerine zabıta salmayın!