“Eğer bir ülkede gölgelerin boyu insanların boyunu geçmişse o ülkede güneş batıyor demektir.”( Bir KIZILDERİLİ atasözü)

Yeni bir yıla girdik; büyük umutlarla…
Yeni bir yıla girmişken, geçmiş yılın muhasebesini yapmışızdır elbet; önemli olan bundan sonrası…Önümüzde Allah izin verirse koskoca uzun yıllar var. Dolu dolu yaşamak elimizde.
O zaman biraz bugun tarihin tozlu sayfalarına uzansak,o büyük öğretileri olan insanları bir dinlesek. Kimlerden mi bahsediyorum?  25 bin yıl öncesinde Amerika kıtasına yerleşen, o topraklarda iz bırakan, o toprakların ilk asıl sahipleri Kızılderililerden…
(Bu arada kızılderililer vücutlarına sürdükleri  boyadan isimlerinin o şekilde adlandırıldıklarını söylüyorlar. Bir de Kristof Clomb Amerika’ya ilk ayak bastığında orayı Hindistan zannederek onları da Hindistan yerlilerine verilen  ‘Indıan’ ( Hintli) ismiyle adlandırmış.1960 lı yıllardan sonra da ‘American Natıve’ ( Yerli Amerikan)  denilmiştir. )

“Onların öğretisi diyormuş ki:
Bir atın susuzluğunu giderdiği yerden su iç; at hiçbir zaman kötü su içmez.
Kedinin yattığı yerde uyu, kurdun değdiği elmayı ye.
Sivrisineklerin yerleştiği mantarları korkusuzca topla.
Köstebeklerin kazdığı yere ağaç dik.
Yılanın ısınmaya durduğu yere ev yap.
Sıcak günlerde kuşların yuva yaptığı yere kuyu kaz.
Horozlarla beraber uyu ve uyan ki tüm gün için en sarı mısırlara ulaşabilesin.
Daha çok yeşillik ye, ki bir hayvandaki gibi güçlü bacaklara ve dayanıklı bir kalbe sahip olabilesin.
Daha çok yüzmeye git, ki dünyada kendini bir balığın kendini denizde hissettiği gibi hissedebilesin.
Daha sık gökyüzüne bak, daha az ayaklara, böylece düşüncelerin daha net ve hafif olacaktır.
Konuşmak yerine, daha çok sessiz kal; böylelikle ruhun sakinliğe ve huzura erebilecek.”

Ne büyük bir ruhla söylenilmiş sözler. Ne kadar anlamlı. Doğaya her daim saygılıdır onlar; “İlkbaharda usul usul yürü; toprak ana hamiledir...” cümlesi de atalarından yadigarmış. Onların bu düsturla yaşadıkları aşikâr.

Öyle ki, o toprakların çoğunun ismi onların kabile dillerinden geliyormuş.
Mesela, ‘Texas’, Caddo dilinde ‘arkadaş’ demekmiş. Ohio, Seneca dilinde ‘güzel nehir’ anlamındaymış. ‘Michigan’, Ottowa kabile dilinde ‘büyük su’ anlamına gelen isimden bugünkü haline evrilmiş. Mississippi,  Algonquian dilinde ‘büyük nehir’ ve ‘Massachusetts’ de, yine  Algonquian dilde ‘büyük tepenin yanı’ demekmiş. Malibu’dan (Bitmez tükenmez dalga sesi) Manhattan’a (çok tepeli ada), Miami’den (nehrin aşağısı), Chicago’ya (yaban soğanı tarlası) ve Seattle’a (bir reis adı)nı vermişler.  Çok sayıda şehrin, dağın, nehirin adı onların kabile dillerinden geçmiş.

Doğayı dinleyip bu derece saygılı olan onlara bakarak; yaratıcımızın yarattığı bu şahaseri izlerken ben de diyorum ki ;

Bugün hiçbir dilde karşılı olmayan Gönül kelimesinin anlamını hissedin.
Yaptığımız her iş GÖNÜLDEN olsun…
Gölgeler bizden uzak GÜNEŞ her daim bizimle olsun…
Yeni yıl hepimize yeni umutlarla gelsin. Sağlık, mutluluk, huzur ,başarı bizimle olsun.
SEVGİ,SAYGI, ADELETLE…