“Kendi ışığına güvenen, başkasının parlamasından rahatsızlık duymaz.”  

Afyonkarahisar…

Büyük taarruzun başladığı, topyekûn mücadelenin  verildiği, Türk’ün gücünün tüm dünyaya ilan edildiği, İstiklâl savaşımızın kazanıldığı bu kutsal topraklar…

Burada bir gazete doğmuş… Doğruyu “edep”le haykırmaya niyetlenmiş;  dürüstlük ile yoğrulmuş, “güven veren bir kişilik” olarak takdim etmiş  kendini; bir yola girmiş. Bana da yer ayrılmış bu yolculukta; CAM KENARI…

Ne büyük bir gurur!  

 Seyrederken bu yolculukta etrafı “kendi penceremden”, paylaşacağım güzellikleri kelimelerim elverdiğince. Dokunmaya çalışacağım yüreklere…

Benim penceremden dünya nasıl? Umarım bu yolculuk keyifli olur sizler için de…

O zaman öncelikle bu ayrılan yer için “kaptana” teşekkürlerimi iletirken,

“bütün yolcuları“da selamlıyorum…

En içten merhaba bütün güzel bakan yüreklere tekrardan…

Ben yazı yazmayı küçüklüğümden beri seviyorum. Kelimelerimin dile gelmesini, o kelimelerimin her birine anlam yüklemeyi, yüreğimde biriktirdiklerimi kelimelere yansıtmayı.

Ses olmayı seviyorum, o sesler ki ‘ses’sizliğin gücünden ses alıyor, iz bırakıyor. Zaten bence dünyadaki tek kalıcılık “yazı”. Yazıdır insanları bağlayan, yazıdır duyguları anlatan, yazıdır dolu dolu yaşatan, yazıdır insanı yolculuğa çıkartan insan ruhunda.

Benim bu ilk yazımda bir girizgâh olsun, “sevginin özüne yapılan yolculukta…”

 İnsan bazen ağır geliyor kendine. Koşturmacanın içinde d‘al’arken alıp başını gitmek istiyor, haberi olmuyor ÖZünden. Uzaklaşıyor KENDİ olmaktan.

‘Herkes’ler, “kendi” fotoğraf çerçevelerinden bakarken hayata, ‘başka’larının da o karelerde olduğunu göremiyorlar. Çekindikleri bir fotoğrafın arka fonunda hiç tanımadıkları insanların rastgele orada bulunması ve belli belirsiz görünmesi gibi oluyor bazen hayatları. ‘ÖZ’lerine yolculuğu başarıp yağdırabilirlerse yağmurları, “Meğer ne çok yol almışız.” diyebiliyorlar, BELKİ…

Hayat; ARAMAK, SORMAK, ANLAMLANDIRMAK...

O zaman bırakın hırslarınızı bir kenara, bırakın yüklerinizi…Işığınıza güvenin, karanlıktan korktuğunuz için söndürmeyin kendi ışıklarınızı, başkalarının parıltısından kamaşmasın gözünüz, siz kendi yolunuza bakın. Paylaşın ışığınızı başkalarıyla. Korkmayın…

Anlamlandırın hayatı…Güzel bakın…S’EV’Gİnin evinin gerçek sahibi olun… “Gerçek olun…”

Bu arayış yolculuğunda, ‘inşa’sını yaparken İNŞALLAH dedirtene de şükredin.

Ben bu yolculukta, mesleğimi icra ederken sabrı öğrendim. “Öğretirken öğrendim.”

Herkesin kendi yolu olduğunu ama bunu derken aslında herkesin birbirinin aynası olduğunu, bakarsa dikkatlice, göreceğini…Ve bu zincirin öğrenerek böyle devam edeceğini…

Yolumuz uzun, ben kendi yolumda ilerliyorum, sevgi içinde…

Arkamdaki sevgi çok güçlü, ayağım takılsa da düşmem biliyorum.

Varlıklarına şükrettiğim canım aileme, dostlarıma binlerce teşekkür…

Yürekten dilediklerinizin gerçek olması dileğiyle…

Hoş buldum…

S’ev’giyle…