“Hırs seni kul etmesin, Hakk seni hür yarattı.”

                                                    “Bir insanı hak etmediği yere koymak zûlümdür.”

 

Üstada sormuşlar ki; “ En büyük israf nedir? “

Cevaplamış : Hak etmeyenlere verdiğim değer.

                                                   

Geçen sene bugün

Bir geziye çıkmıştık.

Bu gezi benim için o kadar anlamlıydı ki.

Bir asker kızı olarak bölük pörçük geçen çocukluğumun karelerini birleştirmekti  aslında. Babamın bekârken görev yaptığı yerleri görmekti. Doğduğum ev ya duruyorsa düşüncesiydi. Nüfus cüzdanımda yazan sadece adını duyduğum yeri öğrenmekti.

Dostlarla buluşmaktı.

Akılda olan sorularla; biraz korku biraz merak ve heyecanla çıktık yola.

Baba kız.

Yıllardır özlemin olan bir hayali gerçekleştiriyorduk. Kolay mıydı  yaklaşık 4000 km yol yapmak; bilmediğin yola çıkmak tehlikeli yollardan geçmek…Kendine güvendi her zamanki gibi.

Veee yıllardır özlemim olan hayal dile geldi. Doğduğum EVİ görmek, bebekken bana bakan Aliye ablayı bulmak…

Meğer ne çok dost biriktirmişler. 40 senelik dostluklar şahlandı. Gittiğimiz her yerde bütün güzelliklerle karşılandık. Girilemez denilen dağ köyünde de kaldık, gidilemez denilen yollardan da geçtik.  İran sınır kapısını da gördük; Gürcistan sınır kapısını da…

( Kayseri, Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Siirt (Baykan, Veyselkarani),Ağrı( Diyadin/Doğubayazıt), Erzurum, Artvin, Rize, Trabzon, Ordu, Giresun, Samsun)

 Malatya kayısısının çikolatasından tatlısına, kadayıfına varasıya kadar yapan yurdumun güzel insanları Somuncu Baba’nın ilerisine gölgeliklerini yerleştirmişler. Ne varsa önümüze serip olmazsa olmazımız çayımızı ikram ettiler. Kayısının her türlü mahsulüyle birlikte çay keyfimizi de yaptık. Yeşilırmak kenarında müzik keyfi de yaptık. Ishakpaşa Sarayını da gezdik. Diyarbakır’da Cahit Sıtkı Tarancı Müzeevinde mektupları da inceledik.

Binbir çeşit farklı görüşte insanla görüştük, konuştuk; tanıştık.

Anlatmak zor. Masal gibi. Film gibi. Bu duygunun tarifi yok. Bir kere daha gurur duydum ailemle. Çok şanslı ve güçlü olduğumu bir kez daha anladım.

O menfaat dünyalarında binbir çeşit oyunlarla, egolarla sinsilikleriyle var olan insanların yanında bu güzel yürekler öyle güç verdi ki… Telefon rehberime yeni numaralar eklenirken yüreğimize güzel insanları da ekledik. Beni ben yapan değerlerle yola devam…

Sevdiklerim; dostlarım, arkadaşlarım, saygıdeğer hocalarım bu mutluluğuma heyecanıma ortak oldular.

Bu gezi boyunca o kadar paylaşım yaptım ki… Bugün de feysbuk hatırlatma yaptı.

İyi ki de yaptı.

Mekânların ruhuyla yaşamıştık. Zamanda asılı bırakmıştık öylece…

İşte bugünde çıkıverdi öylece asılı olduğu yerden.

Gerçek sevgileri biriktirmeye devam…
Sinsiliklere, yalanlara, ihanetlere yol vermeye…

Yepyeni güzelliklerle…

S’EV’GİYLE…