Ne mutlu o kimseye ki haddini bilir, tavrından tecavüz etmez.

Tuuba li men arefe haddehu Ve lem yetecavez tavrahu.

Kendini bilmek=Haddini bilmekdir.

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir.

Sen kendini bilmezsin,

Ya nice okumaktır.

Okumaktan murat ne,

Kişi Hak'kı bilmektir.

Çün okudun bilmezsin,

Ha bir kuru ekmektir.

Toprağı bol olsun Ara Güler,  “Yaşam size verilmiş boş bir film; her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın.” demişti.

Bu kareleri, çerçeveleri doldururken en önemli konu kendimize doldurabileceğimiz bir çerçeve çizmemizdir.

Bu da her şeyden önce kendimizi iyi tanımaktan neyi iyi yapabileceğimizi, neyi yapamayacağımızı bilmekten geçiyor.

Bugün kendimizi takdim ettiğimiz en önemli vitrin sosyal medya kanalları oldu.

Buraları kullanan insanlar kendi eserleri olup olmadığına bakmalılar paylaştıkları şeylerin.

O kanallarda çizdikleri çerçeveyi ne kadar dolduruyoruz muhasebesiyle hareket etmeliler.

Sosyal medya kanallarında paylaştığımız bir bilgi doğru değil ve –maddi-manevi- bize yönelik bir mesuliyet ortaya çıkaracaksa, birkaç kişi ile konuştuğumuz mesuliyetin binlerce on binlerce hatta milyonlarca daha fazla günahla ahirette karşımıza çıkacağını unutmayalım.

Takva; ittika kökünden gelir ve manası ‘’korunmak, sakınmak, kurallara riayet etmek’’ demektir.

Takva bir yönüyle, Allah’ın burası sırat’ul müstakim dediği yolun çizgilerine riayet etmek o yoldan sapmamaktır.

Sıkça uyarıldığımız takvalı olmaktan kasıt; sınırlarımızı iyi bilip o sınırları aşmamak, zorlamamaktır.

Vakit insanın en kıymetli sermayesi dostlar!

Bunu kullanırken zamanın lehimize ve ya aleyhimize işlediği husus her şeyden daha önemli olmalı bizim için.

Tek başına doğduğumuz  dünyadan ve tek başına döneceğimiz ahiret için faydalı bir sermaye biriktirmek için vakte hakim olmalı ve sadece faydalı, hayırlı, güzel işler yapmalıyız.