13 Şubat Dünya Radyo Günü’nün tarihçesine değinen Akar, “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) 2011’de yaptığı 36. Genel Kurulunda alınan karar ile 13 Şubat’ın Dünya Radyo Günü ilan edilmiştir. Alınan bu kararla yayıncılar arasında uluslararası işbirliği ve yardımlaşma ağı kurulması ve medya kuruluşları ile halk arasında radyonun önemine yönelik duyarlılığın artırılması amaçlanmıştır” şeklinde değerlendirmede bulundu. “Gün FM sesli gazete gibi” Gün FM’in yayın çizgisiyle sesli gazete gibi olduğunu belirten Akar, “Biz radyo olarak eğitim, sağlık, kültür ve sanat gibi önemli konulara ilişkin yayınlar yapmaktayız. Alanında uzman konuklarımızı ağırlayarak dinleyicilerimizi bilgilendirmekteyiz. Yaptığımız yayınların kısa özetleri gazetelerimizde ve internet medyasında haber olarak yayınlanıyor. Bu vesile ile sayfalarında bizlere yer veren tüm gazeteci arkadaşlarıma şahsım ve kurumum adına çok teşekkür ederim. Bizler tüm çalışanlarımızla büyük bir aileyiz. Daima bu sıcaklığı koruyoruz ve bu da yayınlarımıza yansıyor. AFAD, Afyonkarahisar Valiliği Tanıtım Ofisi, SGK, AFSÜ ve AKÜ gibi birçok kurumun radyosu olduk. Düzenli aralıklarla bu kurumların faaliyetlerini yayınlarımızla kamuoyuna sunuyoruz. Ayrıca uzun yıllardır radyomuzda yayınını sürdüren Gazeteciler İsmail Akar, Ahmet Tunca, Polat Yılmaz ve Ertuğrul Sevim’in yorumcu olarak katıldıkları Basın Odası programı var. Alanında belki de rekora koşan çok başarılı bir program. İlahiyatçı-Eğitimci Lokman Özkul ve Fehmi Sağbilge’nin hazırlayıp sundukları Cuma Sohbeti, Sn. Özkul’un sunduğu Edebiyat Saati ve Eğitim Saati programları da çok dinlenen programlarımızdan birkaçı.Yine Genel Yayın Yönetmenimiz Faruk Bangir Güne Merhaba programında her sabah günün gündemini dinleyicilere sunuyor. Akşamları ise Ahmet Göker şiir ve hikayeleriyle dinleyicileriyle buluşuyor. Tüm emek verenlere çok teşekkür ederim” diye konuştu. “Radyoculuk bir tutkudur” “Türkiye’de yüzlerce yerel, bölgesel ve ulusal radyo bulunuyor” diyen Akar, “Ülkemizde binlerce yaygın ve yerel bazda meslektaşımız yer alıyor. Yüzlerini görmüyoruz. Sadece sesleriyle onları tanıyoruz. Her yerde, her zaman bir dost gibi bizimle konuşuyor, her anımızda yanımızda oluyorlar. Sesleri bazen araçta, bazen mutfakta bir dost ses olarak yankılanıyor. Medyanın görünen yüzü televizyonlar ve gazeteler. Ancak her ne kadar görünen bir yüz olmasa da radyolar yaşantımızın vazgeçilmezidir. Radyoculuk aslında bir tutkudur. Sahibi de çalışanı da ekonomik beklentileri sonraya bırakmıştır” diye konuştu. “Ayakta kalmakta zorlanıyoruz” “Geniş kitlelere ulaşan en büyük iletişim aracı olan radyolar yalınlığıyla da halkın sesidir” değerlendirmesini yapan Akar, “ Günümüzde radyolar telif ücretlerini ödemekte zorlanmaktadır. Aldığımız reklamlardan RTÜK payı ödüyoruz. KDV’si, Kurumlar vergisi, Stopajı var. Personel ücreti, cihazların bakım onarımı ve benzeri giderleri karşılaması günümüzde çok zor. Bu ortamda ayakta kalmaya çalışıyoruz. En kısa zamanda telif haklarının radyoların gelirine göre yeniden düzenlenmesi lazım. Radyoların resmi ilanlardan pay almaları sağlanmalıdır. KDV yüzde 18 yerine 8’e inmelidir. Bu vesile ile radyolarda çalışan tüm arkadaşlarımızın, meslektaşlarımızın bu gününü kutluyorum” şeklinde görüşlerini ifadelendirdi. “Gündemi takip etmeye devam edeceğiz” Gün FM’in 1995 yılından bu yana yayında olduğunu belirten Akar, “Yayına başladığımız günden bugüne emeği olan tüm arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bizler gündemi takip etmeye, kamuoyunun yararına olduğunu düşündüğümüz konuklarımızı ağırlamaya ve sesli gazete olmaya devam edeceğiz. Çalışanlarımız ve dinleyenlerimizle nice 13 Şubat’lara” diye konuştu.