"Dost bağına sebepsiz girilmezmiş" derler.

Kültürümüzde karşılığı olan çok güzel bir yaklaşım.

İnsanın insana işi her zaman düşer.

Hakiki dost ise, dostu yardım istemeden yardımına koşandır.

Evet! Günde 40 defa Fatiha suresi ayeti olan “İyyakena’büdü ve iyyakenestain/Biz yalnız sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz” sözümüzü yineliyoruz.

Tabii ki arayan ve isteyen insan olmaktan ziyade, istenen ve aranan insan olmak daha makbul.

"İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır."Necm, 53/39

Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası,

Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası.

Mehmet Akif Ersoy

Ancak şu gerçeği unutmamak lazım ki; imtihanın gereği olarak gönderildiğimiz dünyada yollar hepimiz için inişli-çıkışlı dostlar.

Andolsun ki, sizi korku ve açlıkla, mallardan, canlardan ve (alın teri) ürünlerinden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! Bakara, 2/155

Yukarı çıkarken, makam-mevki sahibi olurken, para kazanırken –nefsimize gurur gelmemesi için- tekbir getirip her şeyden büyük Allah’ımızı hatırlarken, aşağı inerken, makam mevki ve para kaybederken –ümitsizliğe düşmemek için- yine Allah’ı tespih ederek, herkes terk etse de bizi terk etmeyen yaratıcımızı unutmamak hadisin emri.

O halde ‘’veren el alan elden üstündür’’ tespiti çerçevesinde çalışıp kazanıp veren el, aranan, istene kişi olmak en güzeli.

Ama bu herkes için mümkün olmayabiliyor.

Bu sebeple geçtiğimiz yolları unutmadan, çıktığımız merdiven basamaklarını zihnimizde daima hatırlayarak bize göre aşağıda imtihan edilen kardeşlerimize el vermek, güç aktarmak zorundayız.

Varsın arasın bizleri ihtiyaç sahipleri kardeşlerimiz!

Dertlerine derman olalım onların.

Dua biriktirelim kendimiz için arkamızdan gelecek.

Kul kulla imtihan ediliyor zira.

Peki ahir tavsiyemiz mi?

Senin birilerini araman değil, birilerinin seni araması ÖNEMLİ.