Spor toto süper ligde 28. haftayı geride bıraktık. Futboldan çok hakemlerin ve kararlarının konuşulduğu kritik maçlar izledik. Önemli iki maçın sesleri bugüne kadar sürdü. Var kayıtlarından tutunda hakemin seceresini çıkarana kadar tartışmalar oldukça uzadı. Sonuç olarak yine kendi kendimize kaldık. Söylenen  sözler yine icraate dönüşmeyerek taraftarların gönlünü hoş etme çabası amacına ulaştı…

                                                   BEŞİKTAŞ BAŞAKŞEHİR’E DUR DEDİ

Cumartesi günkü maçta Beşiktaş evinde ligin lideri Başakşehir’i ağırladı. İlk yarının bitişine az bir süre kala geriye düşen siyah beyazlılar yediği gole çabuk karşılık vererek beraberliği sağladı. Maçın ikinci yarısında sahaya ağırlığını koyan takım kuşkusuz kara kartallardı. Son haftalardaki etkili oyunundan taviz vermeyen Beşiktaş, Burak Yılmaz’ın 10. maçında 8. golünü atmasıyla önem derecesi yüksek maçı kazandı. Siyah beyazlı ekip 3.lük koltuğunu garantilerken, 2.lik koltuğuna iyiden iyiye göz dikti. Şenol Güneş’in öğrencileri üst üste 4. galibiyetini almış oldu. Flaş futboluyla izleyenleri büyüleyen Beşiktaş gelecek  adına güzel mesajlar vermeye devam ediyor. Genç oyuncuların performansı göz kamaştırırken bize futbolun farklı noktalarını ve güzelliklerini izletmeye devam ediyor. Bu durumların hepsi Beşiktaş’ın hanesine artı olarak yazıyor…Öte yandan gelelim Başakşehir takımına… 13 maç aradan sonra bileği bükülen turuncu lacivertliler sevenlerini üzdü. Abdullah Avcı’nın öğrencileri son pozisyonlardaki başarısızlığının bedelini ödedi. Eline geçen fırsatları cömertçe harcayan İstanbul ekibi derbiyi rahat izlemek adına kendini zora soktu. 61 puanla yarıştaki yerini koruyan turuncu lacivertli ekibin kalan haftalarda daha dikkatli olması gerekiyor. Yoksa 28 haftadır kimselere vermediği koltuğu son düzlükte kaybedebilir. Bu da şampiyonluğun gitmesine neden olur…

                                                    FUTBOLSUZ DERBİ !

Pazar günü tüm Türkiye adeta bu maça kilitlendi. Fenerbahçe kadıköyde Galatasaray’ı ağırladı. Sarı lacivertli ekip 45 dakikasını 10 kişi oynadığı maçı zar zor berabere tamamladı. Gelenek devam etti fakat oynanan futbol umutsuzluğa yol açtı. Tartışmalardan dolayı futbol adına  konuşulacak pek bir şey  sahada yoktu. Topun oyunda kaldığı süre 18 dakika yanlış duymadınız değerli okurlarım. Faul, taç, aut ve itirazlardan geriye kalan süre tam tamına ‘18 dakika’ ne kadar acınası bir durum. 90 dakikalık oyunda böyle bir istatistik aslında türk futbolunun kalitesini gösteriyor. Kazananın kim olduğunun ne önemi var? Bir kazanan var ama o Türkiye topraklarında bir kurum ya da takım falan değil. Hakem konusuna gelince baştan doğru yönetilmeyen bir derbinin sonucu bu şekilde olur diyorum. Ucuz kart çıkarmak iyi maç yönetmek anlamına gelmez. İdareci bir hakem yönetimi şu maçta olsaydı eminim böyle görüntülere maruz kalmazdık. Teknoloji bile bu kötü futbola bazen çaresiz kalıyor. Hakemler nasıl kayıtsız kalsın merak ediyorum… Galatasaray cephesine gelirsek durum orad da pek farklı değil… 10 kişi kalmış takımı sahasına hapsedip öne geçti. Cimbom skoru koruma düşüncesine sahip olunca anında beraberlik golünü kalesinde gördü. Tartışmalı bile olsa öyle bir dakikada öyle bir gol yemiş olmak  sarı kırmızlıları oldukça üzdü. Karşıda aciz bir takım var. Çünkü karşısında tarihinin en kötü Fenerbahçe’si ve 10 kişi olan bir takım vardı. 19 yıldır galip gelemeyen sarı kırmızılı ekip şampiyonluk maçında kendini bir nevi ateşe attı. Fatih Terim’in öğrencileri kazanmak adına yeterli gayreti göstermiş olsa şu maçtan tarihi bir alması bile mümkündü... Cimbom adına yinede her şey bitmiş değil ama makas daralıyor. Kalan maçlarda galibiyetten ziyade liderin puan kaybını bekleyecek olan Galatasaray’ın artık şansına güvenmekten başka çaresi kalmadı… Sevgi ve Saygılarımla…Hoşçakalın…