Ne zaman böyle bir şeyler yazmaya başlasam geriliyorum, kasılıyorum, stres
yapıyorum!

Memlekette o kadar “köşelik malzeme” varken, insan hangi birisini
yazacağını şaşırıyor!

Hal böyle olunca, bu satırları yazarken, bilgisayarın ekranına bön bön
bakıp duruyorum.

Ama söz verdik “Her Cuma günü yazacağım” diye… Hal böyle olunca “Yazarımız
rahatsızlığından dolayı yazamadı” klişesine de sığınmak istemedim.

Turp gibiyim maşallah!

Arada bir karşımda açık duran televizyonda çıkan saçma sapan şeylere sinir
olup “zap” yapıyorum. Otomatik olarak çalan şarkılar da bazen canımı
sıkıyor.

Mehter Marşı’nın ardından çalan bir Tarkan şarkısı, sizi de sinir eder
sanırım!

Arada bir oturduğum yerden aşağıya bakıyorum. Manzaram; A Haber ve ATV’nin
devasa stüdyoları!

Eskiden manzaram; 226 metre yüksekliğindeki tarihi Afyonkarahisar
Kalesi’ydi… Ofisten o muhteşem manzarayı izlerdim. Irak’ta, Afganistan’da,
Filistin’de yaşadığım kötü günler aklıma gelirdi.

Ama o kalenin zirvesinde dalgalanan Türk bayrağını görünce içimi bir
mutluluk ve huzur kaplardı.

Kalın sağlıcakla…